3- ʜᴀʏʀᴀɴʟɪᴋ ᴍɪ ᴋɪꜱᴋᴀɴᴄʟɪᴋ ᴍɪ﹖
°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°
Sabah perdenin arasından yüzüne vuran rahatsız edici güneş ışığından dolayı uyandı Beomgyu. Bir süre yataktan kalkmayıp öylece tavanı seyretti. Daha sonra uyuşuk uyuşuk kalkıp elini yüzünü yıkadı. Acele etmiyordu, çünkü bugün günlerden Cumartesiydi. Hafta sonu olmasının verdiği rahatlıkla kahvaltısını etti. Gerçi sabahları çok yiyemiyordu Gyu. Midesi bulanıyordu. Bu yüzden sadece atıştırdı. Kendisini yediği birkaç lokma şeye rağmen doymuş hissetti. Sonra masayı topladı ve telefonunu eline aldı.
(Buraları hızlı geçiyorum kusura bakmayın)
10 dakika kadar sosyal medyada gezindikten sonra telefonu komidinin üstüne bıraktı. Aklına dün akşam çöpü çıkarmadığı gelmişti. Hem de evin birkaç eksiği vardı. Çöpü dışarıya çıkartmışken markete de giderdi. ~Çöpü kapının önüne koyduktan sonra markete gitti Gyu. Neler alacağını gözden geçirdikten sonra sepete doldurdu ihtiyaçlarını. Kasada ödemeyi yaptıktan sonra aldıklarını poşetlere doldurdu. Marketten çıktığında iki elinde dolu poşetlerle evin yolunu tuttu. Bir yandan da şarkı mırıldanmaya başlamıştı sadece kendisinin duyacağı tonda. Caddeden karşıya geçtikten sonra duraksadı. Gözleri yanlış mı görüyordu yoksa şu ileridekiler bizim çocuklar mıydı? Gözlerini kısıp anlamaya çalıştı. Malûm, gözlüklerini evde unutmuştu. Uzağı çok net göremiyordu. Gyu anlamaya çalışırken çocuklar onu farketti. Huening Kai olduğunu düşündüğü çocuk o tarafa el salladı. Ardından kendi aralarında kısa bir şey konuştuktan sonra Gyu'nun yanına geldiler.
-"Heeyy selam çocuklar!" Beomgyu hevesli bir şekilde söylemişti bunu.
Soobin, "Selam Beomgyu!" dedi gülümseyerek.
-"Seni görmek ne tesadüf. Buralarda mı oturuyorsun?" dedi ardından Yeonjun.
-"Sizi görmek de güzel... Evet evim buraya yakın, ee siz ne arıyorsunuz burada?" dedi Gyu.
-" Biz vakit geçirmek için çıkmıştık, buradan oyun otomatlarının olduğu yere gideceğiz." diye devam etti Yeonjun.
-" Yaa, şeyy... Ne güzel... O zaman size iyi eğlenceler." dedi Beomgyu başını hafif öne eğerek.
-" Sende bizimle gel istersen, hem çok eğleneceğiz!" dedi Soobin.
Beomgyu bir Soobin'e bir elindeki yüklere baktı.
-" Olmaz, benim bu aldıklarımı eve yerleştirmem gerekiyor." dedi Beomgyu somurtarak.
-" Aa n'olacak eve bırak gel sonra yerleştirirsinn.~" dedi Taehyun Beomgyu'nun kolundan hafifçe tutarak. Beomgyu şaşırmıştı. 'Gerçekten onun gelmesini istiyorlar mıydı?'
Huening Kai, " Sen eve git gel biz seni bekleriz burada!" dedi.
-"Gerçekten beni bekleyecek misiniz?" dedi Gyu şaşkınlığını gizleyemeyerek.
-"Bekleriz tabi n'olacak?" dedi Soobin.
Beomgyu yüzündeki koca tebessümü gizleyemedi. Ve şöyle dedi "Tamam o zaman, ben eve gideyim şu aldıklarımı bırakıp geri döneyim. Merak etmeyin elimi çabuk tutacağım."
-"Tamam hadi hadi bekleme daha fazla." dedi Taehyun kıkırdayarak.
Gyu arkasını döndü bir adım atmıştı ki yeniden başını çocuklara çevirdi.-"Teşekkür ederim çocuklar :)" dedi neşeyle. Ardından büyük büyük adımlarla evine ilerledi.
Marketten aldığı şeyleri tezgaha bırakıp geri dışarı çıkacaktı ki boy aynasından üzerindeki pijamaları farketti. Bu aptal pijamalarla çıkmıştı dışarıya. Markete gitmişti, sonra arkadaşlarını görmüştü. En önemlisi de buydu ya! Üzerinde ayıcık desenli şirin bir pijama ile onlarla konuşmuştu. Rezil olmuştu bildiğin. Ve bunu yeni farkediyordu! Kendi alnına küçük bir şaplak attı ve of'ladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᗪᖇᗩᗰᗩ // ᵇᵉᵒᵐᵍʸᵘ
FanfictionBeomgyu yine de istiyordu onları. İstiyordu onlarla arkadaş olmak. Çok mutlu görünüyorlardı uzaktan... O da öyle olmak istiyordu, 'mutlu...huzurlu'. Bu his nasıl anlatılır bilmiyorum. Onlarla vakit geçirmek, onlarla gülüp eğlenmekti en büyük hayall...