6- ʏᴇᴏɴᴊᴜɴ
°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°
Gyu evine hızlı adımlarla yürürken yağmur hafiften atıştırmaya başlamış, özenle taradığı saçlarını ıslatmış ve dağıtmıştı. Bunu pekte takmadan arka cebinden anahtarı çıkardı ve evin kapısının anahtar deliğinden içeri soktu. 2-3 kez çevirmesiyle kapı açıldı ve kendini içeri attı. Yağmur yağması iyi olmuştu aslında. Göz yaşlarını saklayabilmişti bu sayede. 'Pff... saklayacak kimsesi olmasa bile...'
Okul kıyafetlerini çıkarıp bir kenara attı. Şimdi onları güzelce katlayıp dolaba yerleştirmek gelmiyordu içinden. Nasıl olsa yarın da aynılarını giyecekti. Ne gerek vardı toplamaya? Evet, her zaman düzenli olan Gyu düşünüyordu bunları. Şuan iyi değildi. Yatağına yavaşça oturup sakinleşmeyi, kendine gelmeyi bekledi. Bir süre hiçbirşey düşünmedi. Öylece yere baktı. Yaklaşık 10 dakika kadar hareketsiz kaldıktan sonra kendine gelebilmişti. Öğle yemeğini yemediği aklına geldi ve mutfağa istemeye istemeye gitti. Buzdolabını açtı. Yemekten çok kahvaltılık vardı dolapta. Umursamazca geri kapattı buzdolabını. Çekmecelerden birini açıp büyük çekmecenin içini yokladı.
Ve zafer!!
Bir paket noodle bulmuştu, istediğine ulaşmıştı. (Şuan Beom'u Türkiye'de gibi düşünün ramen ya da tteobokki yerine bim'den aldığı noodle'ı yiyor slwnşmwlsjwp)Tencereye koyduğu suyu kaynatmaya başlamıştı bile. O sırada aklına birşey geldi.
Soobin'in sabah dediği şey..."Tek sorun üşütmesi olsa keşke."
Yeonjun'a ne olmuştu? Neden gelmemişti acaba bugün okula? Soobin tek sorunun üşütmesinin olmadığını söylerken neyi kastediyordu? Babası birşey mi yapmıştı? Yoksa o mu izin vermemişti okula gitmesine??
Bu tür sorular Gyu'nun beynini sararken aklına parlak bir fikir geliverdi. Evet parlak bir fikir, daha önce nasıl akıl edememişti ki bunu? Telefonunu çantasının küçük bölmesinden çıkarıp WhatsApp'a girdi. Okul grubundan Yeonjun'u bulabilirdi. Böylece ona kendi ne olup ne bittiğini sorabilirdi. 'Çok zekisin Choi Beomgyu.' Kişileri tek tek incelerken bir yandan da Yeonjun'un profiline kendisini koymuş olmasını diledi. Yoksa nasıl bulurdu numarasını. Diğerlerine de soramazdı. Onlarla bugün çok iyi geçinememişlerdi. En iyisi kendi bulacaktı. İş başa düşmüştü. Yavaş yavaş öğrencilerin profiline girerken çoğunluğu kendi fotoğrafını koymamıştı. Bu Beomgyu'yu biraz tedirgin etti, çünkü Yeonjun da kendi fotoğrafını koymamışsa bulması neredeyse imkansızdı. Grup yöneticileri dışında herkese "Sen Choi Yeonjun musun?" Diye sormak çok saçma olurdu. Halâ onca kişi arasında Yeonjun'u ararken birşey gördü Gyu![Numara uydurmaya üşenmedim (!)]
Bu fosfor sarısı saçları nerede görse tanırdı. Bu oydu!! Yeonjun. Profiline dikkatlice baktığında saçlarının rengi şimdikinden daha parlaktı ve gözlerinde lens olduğunu gördü. Lensler cidden çok yakışmıştı ona. Vee çok tatlı çıkmıştı bu fotoğrafta. Normalde bu kadar yumuşak bir kişiliğe sahip değildi ama dış görünüşü tam tersiydi. Bu düşünceleri boşverip önce arasa mı yoksa mesaj mı yazsa bir süre düşündü. Fakat ararsa sebepsizce heyecanlanır ve saçmalardı. Bu yüzden mesaj olarak yazmanın daha kolay ve risksiz olabileceğine karar verdi Beomgyu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᗪᖇᗩᗰᗩ // ᵇᵉᵒᵐᵍʸᵘ
FanfictionBeomgyu yine de istiyordu onları. İstiyordu onlarla arkadaş olmak. Çok mutlu görünüyorlardı uzaktan... O da öyle olmak istiyordu, 'mutlu...huzurlu'. Bu his nasıl anlatılır bilmiyorum. Onlarla vakit geçirmek, onlarla gülüp eğlenmekti en büyük hayall...