7- ᴇʀɪᴍɪꜱ ʙᴜᴢʟᴀʀ

174 24 64
                                    

7- ᴇʀɪᴍɪꜱ ʙᴜᴢʟᴀʀ

°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

Ertesi gün okula gittiğinde günü gayet normal ve sıradan geçiyordu. Teneffüslerde dışarı çıkmamış, kimseyle konuşmamıştı. Şuan tam 6. dersteydiler, öğlen arası vakti gelmişti ve zilin çalmasına saniyeler kalmıştı. Zilin çalmasını hiç bu kadar çok istememişti Gyu. Çünkü dersler boğuyordu onu. Üstüne üstük sınav zamanları da gelip çatmıştı. Haftaya sınavları başlıyordu. Zilin çalmasıyla derin bir oh çekti. Kollarını sırasının üzerine koyduğunda kafasını kollarının arasına gömdü. Bir süre öylece durdu. Sonra aklına müzik dinlemek geldi ve çantasının ön cebinden bebek mavisi tonlarındaki şirin kulaklığı çıkardı. Kulaklığı kulağına yerleştirdikten sonra ilk hangi müziği dinleyeceğine karar veremedi. Karıştır özelliğine basıp rastgele bir şarkıya bastı. Açılan şarkıyla yüzü gülümsedi. 'Lonely Boy'
Yeniden kafasını sırasında olan kollarına gömdüğünde hiçbir şey düşünmedi. Sadece şarkısını keyifle dinledi. Bugün sıkıcı geçmişti, şarkı dinlemek onu her ne kadar rahatlatıyor olsa da içinde bir boşluk vardı... Bugün hiç gelmemişti arkadaşları. Acaba onların akıllarının ucundan bir kez bile olsa geçmiş miydi kendisi..? Kendisinin aklında hep onlar vardı çünkü.
Ama eski günlerine dönüyor gibiydi yavaş yavaş.
Fakat Beomgyu bunu istiyor muydu? İstiyor muydu eski günlerdeki gibi yaşamak? Yalnız ve sessizce? Burası tartışılırdı Beomgyu'nun diğer çocuklarla takılması alışılmışın dışındaydı. Bu yüzden ne kadar garipsese de eğleniyordu. Mutlu oluyordu onlarla beraber vakit geçirdiği zamanlar. Ama bu çok da uzun sürmemişti değil mi? Yaklaşık 4-5 gün sürmüştü sadece onlarla olan yakınlığı. Sonra nedense aralarında görünmez bir buz duvarı oluşmuştu sanki-

"Beomgyu"

...

"Beomgyu!!"

Beyninin içinde yankılanan kendi adıyla irkildi Beomgyu.

"Beomgyuu!!!"

"Şştt uyuyor sanırım."

Hayır hayır, bunlar beyninin içinde yankılanan öylesine sesler değildi.

Bunlar... Bunlar onların sesiydi...?

-"Beomie?"

Birinin omzuna hafifçe dokunduğunu hisseden Beomgyu'nun gözleri hafifçe aralandı. Ne olduğunu daha anlayamadan Kai konuşmuştu.

-"İşte! Uyandı."

Başını yavaş yavaş kaldırdı Beomgyu, kulaklığı çıkarttı ve uykulu gözlerini ovuşturarak ayılmaya çalıştı.

Başını tam sağ tarafa çevirdiğinde Yeonjun'un yanına oturmuş olduğunu gördü. Büyük ihtimalle onu hafifçe dürterek uyandırmaya çalışan da oydu. (Beomie dediğine bakılırsa o :D)

-"Siz, ne zaman geldiniz?"

-"Az önce." dedi Taehyun.

Hepsinin yüzüne teker teker bakınca ağızlarında minik de olsa bir tebessüm gördü Beomgyu.

-"Ee- şey peki hangi rüzgar attı sizi buraya? Siz hiç buraya gelmezdiniz??"

'Çeneni kapatmayı öğrenmelisin Beomgyu. Gelmişler işte daha ne sorguluyorsun?' diye içinden geçirdi Gyu.

-"Rüzgarı müzgarı boşver şimdi sen. Canımız istedi, geldik işte kötü mü oldu?"

Yeonjun'un bunu demesiyle Beomgyu yutkundu. Cevap veremedi.

-"İstemiyorsan gidelim?" dedi Soobin dünkü soğukluğundan iz kalmış gibi.

-"Hayır hayır! Gitmeyin! Öyle demek istemedim..."

ᗪᖇᗩᗰᗩ // ᵇᵉᵒᵐᵍʸᵘHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin