"Yağmura yakalanıcaz"
"Bir şey olmaaaaz"
Bucky'i kolundan tutup metro istasyonundan dışarı sürüklemeye başladım
"Saçım bozulur"
"Yine yapabilirsin bence"
"Senin kadar iyi yapamasamda denerim"
"Bu dediğine sen bile inanmadın bence"
"Tamam belki" belimden tutup beni yanına çekti, yağmur hafif hafif çiselemeye başlamıştı
"Babam bizi görürse başımız büyük belaya girer"
Evet girer. Tony hala ilişkimizi onaylamıyor ve arada Bucky'i kenara çekip tehdit ettiğine yemin edebilirim ama kanıtlayamam
"Bir günlüğüne Tony yokmuş gibi yapalım"
"Ben her gün öyle yapabilirim ama sonu senin için kötü biter"
"Tony'le baş edebilirim ben süperaskerim!"
"Hadi Tony yokmuş gibi yapalım"
Bucky şükrederce ellerini havaya kaldırdı
"Ama önce bir kuru kalacağımız bir yere gidelim"
Neyseki yakınlarda starbucks vardı, hem kahve içicektim hemde Bucky'le rahatça konuşabilecektik. Hızlı hızlı kafeye girdik
"Sen bir yere otur Eris ben kahveleri alırım"
"İstersen kahveyi ben alayım? Sen hala bu tür 'modern' şeylerde zorlanıyor gibisin"
"...Stark'lar..."
diyip sıraya girdi bende yolu izleyebileceğimiz bir yere oturup onu beklemeye başladım. Neredeyse bir 3,5 yıldır çıkıyorduk Tony'nin koruyucu tripleri dışında her şey çok güzeldi.
"Hey dünyadan Eris'e" Bucky elini yüzümün önüne tutup sağa sola salladı
"Ay dalmışım pardon"
"Ne düşünüyordun?"
"Tony'nin evlenmemize ne tepki vereceğini-"
"Eris Tony ne derse ne tepki verirse versin bu benim sana olan sevgimi etkilemiycek"
"Ah onda şüphem yok"
"O zaman?"
"Sadece... of boş versene, şey diyorum köpek mi alsak?"
"Olabilir"
"-_- şimdi bunu evet mi saymalıyım hayır mı?"
"Evet?"
"Hadi gidip alalım!!"
Kahvemi elime alıp dışarı çıktım. Bucky de biraz oflayıp peşimden geldi
"Bu yağmurda yürümiycez umarım"
"Gölge yolculuğu yapabiliriz?"
"Hadi yürüyelim!" Bucky ceketinin kapüşonunu başına geçirdi ve kolunu omzuma attı
"Bucky Steve sana gölge yolculuğu ile ilgili her ne dediyse doğru değil. Günah olduğunu falan mı söyledi? Hah umarım öyle dememiştir"
"Hayır ne alaka"
Evet Steve gölge yolculuğunun günah olduğunu söylemiş...
"Öyle olsun. Yalnız yakınlarda barınak yok"
"Köpeği yarın da alabiliriz bence"
"Alalım da ne zaman olduğu çok önemli değil"
Yoldaki bir banka oturdum ve Bucky de otursun diye yanıma pat pat yaptım
"Eris hasta olacaksın"
"Of ben yarı-tanrıyım Bucky, ben hasta olmam."
"Geçen ay havale geçirecektin" diyip yanıma oturdu
"O geçen aydı"
"Öyle olunca sana bir şey olmasından korkuyorum"
"Pff en fazla ölürüm Bucky"
"En fazla??"
"Daha önce de öldüm, ve bak burdayım işte!"
"Yinede..."
"İstesen de benden kurtulamazsın"
"Bunu istersem beni çekip vur lütfen"
"Yazdım kenara" diyip yüzümü ona çevirdim
"İzlediğim bir filmde yağmurun altında dans edip öpüşüyorlardı"
"Biz de öpüşebiliriz"
"Baban-"
O sözünü tamamlamadan onu öptüm
Diğer bölümlerde bu bölüm olmamış gibi devam edicek <333
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bucky Barnes ile Tartarus'a
Fanfiction"Tamam melez olmayı ben seçmedim ama bu ışıltılı hayatı ben seçtim" Bucky ile çok az hikaye olduğu için yazdığım bir felaket... güzel olacak ama bol dram, aksiyon, kan ve vahşet garantili
