° Bölüm XVI °

91 11 4
                                    

Yolculuk başka sorun yaşanmadan sona ermişti, Sett ve Aphelios Shurima'ya tekrardan gelmişlerdi. Akshan onlara konaklama yeri ayarlamış ve yardımcı olmuştu. Akshan, Sett ve Aphelios'a çok yardımı dokunmuştu, bu yüzden bir teşekkürü aldı.

"Bu bölüm Sett'in ağzından anlatılacaktır."

Yol boyu uyumama rağmen üstümdeki yorgunluğu atamamıştım. Uyumak istiyordum ama uykum yoktu, garip bir durum içerisindeydim. Odanın dışarısına çıktım. Motelden ayrılıp sokakta gezmeye başladım. Seyyar satıcıların ve diğer esnafların malları satmak için bağırış sesleri git gide artıyordu. Koşarak ilerleyen bir çocuk bana çarpıp yere düştü. Elindeki sepet yere düşmüş, içerisindeki yiyecekler dağılmıştı. Çocuğa yardım etmek için eğildim. İnsanların garip bakışlarına maruz kalmıştım, sanki suçlu benmişim gibi. Daha dökülen yiyecekleri toplamadan ayağa kalktım. Küçük çocuğa yardım etmeden yoluma devam ettim.

Biraz ilerledikten sonra omzumda bir elin sıcaklığını hissettim. Kafamı döndürür döndürmez suratıma yediğim yumruk ile sarsıldım. Gözlerim biraz bulanıklaşmıştı. İçimdeki öfkenin yükseldiğini hissediyordum. Dişlerimi sıktım. Kendimi toparladım ve herifin karnına balyoz gibi bir yumruk yapıştırdım. Herif yumruğun etkisiyle yere düştü, ağzından mide sıvısı gelmişti. Ben daha doymamıştım, daha çok vurmak istiyordum.

"Dayak buldun, ye!"

Beni o heriften ayıran oradaki halk oldu. Biraz daha dayak atsam ölecekti. Dikleşmiş kulaklarım ve saçlarım normal haline döndü. İçimde rahatlamış bir his dolanıyordu. Az ötedeki kadın adamın bana vurma sebebini söylediğini duydum, "Küçük çocuğa öyle yapınca dayanamadı, vurdu." Dedi kadın. Bunun ardından şu sözleri söyledim, "Patrona yumruk sallıyorsan ıskalamayacaksın." Dedim. Bunu duyan kadın garip bir ifade takındı ve oradan uzaklaştı. Elimle burnumu kontrol ettim, neyse ki bir şey olmamıştı.

Biraz daha dolandıktan sonra motele doğru yolumu çevirdim. Sokakta duran seyyar satıcı dikkatimi çekti. Yanına gittim ve ne sattığına baktım. Meyveli şekerler satıyordu. İçimden, "Aphelios'a bunları alsam, mutlu olur." Dedim. Satıcı, küçük bez poşetin içine şekerlerden doldurdu. Parasını ödeyip elimde şekerler ile motele yürümeye devam ettim. Motele geldim, içeriye girdim. Koridorda ilerledikten sonra odamızın önüne geldim. Kapıyı açıp içeriye girdim. Aphelios uyanmış, koltukta kitap okuyordu. Yanına oturdum. Elimdeki bez poşeti verdim. Poşeti açtı. Yüzünde gülümseme oluştu. Ağzına bir tane şeker atıp bana sarıldı. Aynı şekilde bende ona sarıldım. Benden küçük bedenini kollarımın arasına iyice aldım. Kendini güvende hissettiğine emindim.

"Bilgilendirme"

Sett ve Aphelios, Akshan'ın yardımıyla Shurima çölünü geçtikten sonra Targon'a vardı. Sadece, Targon'un zirvesine ulaşmaları gerekiyordu. Aphelios, kardeşine kavuşmak üzereydi...

"Bu bölümü kısa tutmamın sebebi bir an önce diğer bölüme geçmek istememdi. Bir sonraki bölümde iyi okumalar diliyorum."

Şuraya bir fotoğraf bırakıp bölümü sonlandırıyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Şuraya bir fotoğraf bırakıp bölümü sonlandırıyorum.

Sessiz Adam [Settphel]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin