° Bölüm VII °

111 13 0
                                    

"Sevdiğim uğruna her şeyi göze almış yola düşmüştüm."

Sett evden yanına birkaç eşya alıp çıktı. Annesinin göz yaşları eşliğinde git gide uzaklaştı. Gözlerini kapatıp kaşlarını çattı. İçinde bunun üzüntüsü de vardı ama buna kendi karar vermişti.

Aphelios suratında ki durgun ifadeyle Sett ile beraber limana ilerliyordu. Bir süre sonra limana vardılar. Gemiye binmek üzere iskeleye gittiler. Sırasıyla gemiye bindiler. Gemi fazla kalabalık değildi.

Aphelios güverteye doğru ilerledi. Demir parmaklıkları eliyle kavradı. Deniz'in esintisi yüzüne vuruyordu. Hayatında hiç gemiye binmemişti. Sett, Aphelios'un yanına geldi, onu omzundan tutup kendine yasladı. Aphelios'un yüzünde şaşkın bir ifade oluştu fakat bu hareket hoşuna gitmişti. Sett'in yanında kendini güvende hissediyordu.

Gemi batan güneşle beraber yola çıktı. Deniz'in suyu durgundu. Havada esen tatlı bir esinti Sett ve Aphelios'un yüzünü okşuyordu.

-Gemi Ionia'dan Bilgewater'e doğru ilerliyor.-

Hava iyice kararmıştı, güvertedeki insanlar geminin odalarına çekilmişti. Etrafta sessizliği bozan su sesleri ve adım sesleri vardı. Sett dağıtılmış olan içecek ikramından iki bardak almıştı. Birisini Aphelios'a uzattı. Aphelios uzatılan bardağı aldı. Güvertenin parmaklıklarına yaslandılar. Ayın parlak ışığı etrafı aydınlatıyordu. Aphelios özlemiş olduğu ay ışığına hayran kalmış gibi bakıyordu. Kafasını aşağıya eğdi, ayın suya düşen yansımasını inceledi. Sett içeceği kafasına dikti ve bitirdi. Bardağı köşeye koydu. Aphelios yavaş yudumlar alıyordu.

Sett sessizliği bozdu, "Benim de anılarımı dinlemek ister misin?" Dedi. Aphelios gözlerini Sett'in yüzünde gezdirdi. Kafasını onaylar biçimde salladı. Sett, "Anacığım bir Ionia'lı bir Vastayalı, babam ise Noxus'lu bir insandı. Küçükken beni dışlıyorlardı "yarı canavar" diye. Babam varken hayat daha güzeldi. Babam aramızdan gittiğinde insanlar bütün nefretini üstümüze kusmuştu. Küçük yaşta arenada dövüşmeye başladım, kazandığım paralarla ev ekonomisine katkıda bulunuyordum. Babam gibi bir şerefsizin daha çok para kazanmak için gittiğini öğrendiğim günden beri arenaya daha çok bağlandım. Anacığımın her gün babam için ağlamasına dayanamıyordum. Onu kazandığım paralarla mutlu ediyordum. Uzun bir süre arenada dövüştükten sonra irtiba kazandım. Arenanın patronu oldum."
Aphelios kafasını eğdi ve deniz sularının üstüne düşen ayın yansımasına baktı. Ardından kafasını kaldırıp Sett'e baktı. Sett elleriyle Aphelios'un yüzünü tuttu. Yüzündeki ay işareti daha da çok parlıyor gibiydi. Eliyle yavaşça işarete dokundu. Ardından ellerini çekti.

Aradan bir süre geçti, Sett arakladığı yiyecekleri çantasından çıkardı. Aphelios ile beraber yemeye başladılar. Yiyecekleri bitirdikten sonra Aphelios kafasını Sett'in omzuna koydu. Aphelios'un uykusu gelmeye başlamıştı. Sett'in yanakları hafif kızarmıştı. Şuan hangi duygular içerisindeydi bilmiyordu. Sett, Aphelios'u yavaşça dürttü. Aphelios kafasını kaldırdı ve Sett ile beraber ayağa kalktı. Kamaralarına gitmek üzere ilerlediler.

Kamarada tek bir yatak bulunuyordu. Onun dışında küçük bir dolap ve masa vardı. Fazla büyük bir alan değildi. Sett yatağa uzandı. Aphelios biraz çekiniyordu. Sett yataktan doğruldu. Aphelios'u kendine çekti. "Merak etme, sığarız bu yatağa." Dedi, Sett. Sett üstündeki ceketini çıkartıp kenara koydu. Yatağa tekrardan uzandı. Duvara döndü. Aphelios yatağa yavaşça yattı ve Sett'e sırtını döndü.

Sabahın ilk ışıklarıyla beraber Aphelios uyandı. Küçük pencereden dışarıya baktı. Gözüken tek şey uçsuz bucaksız denizdi. Kamaradan dışarıya çıktı. Koridorda sadece birkaç insan vardı. Yiyeceklerin olduğu geniş kamaraya doğru ilerledi. Masaların üstünde yeni hazırlanmış yiyecekler vardı. -Gemideki insanların yemesi için hazırlanmıştı.- Aphelios küçük ekmeklerden iki tane aldı, bunun yanında kumaş bezin içerisine peynir ve zeytin aldı. Ortalık gitgide kalabalıklaşıyordu. Aphelios son olarak tahtadan yapılmış bardakların içerisine bitki çayından aldı. Ellerinde bunlar ile kamarasına gitti. Kapıyı ayağı ile ittirerek açtı. Elindekileri masaya koydu. Sett halen uyuyordu. Aphelios Sett'i dürttü. Sett gözlerini yavaşça araladı, Aphelios'a baktı. Yataktan doğruldu. "Günaydın" Dedi, Sett. Aphelios yüzündeki gülümseme ile göz kırptı. Eliyle masayı işaret etti. Sett kafasını döndürüp masaya baktığında yiyecekleri gördü. "Bu işi biliyorsun." Diyerek gülümsedi, Sett.

Aradan geçen 7 saatin sonunda gemi "Bilgewater" limanına ulaşmıştı. Sett yanında taşıdığı kumaş çantasıyla beraber gemiden indi, Aphelios onu takip etti. Birkaç adım ilerledikten sonra Sett çantasını aralayıp Aphelios'a gösterdi. Çantanın içinde ekmekler ve meyveler vardı. Aphelios, Sett'in yüzüne garip bir ifadeyle baktı. "Sadece ödünç aldım." Dedi ve güldü, Sett.

Sessiz Adam [Settphel]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin