https://youtu.be/zG6ncFFJaqw
Bu şarkı bana Aphelios'u anımsattı, bu bölümü yazarken sürekli o şarkıyı dinledim. Sizde bu bölümü okurken bu güzel parçayı dinleyebilirsiniz.
<3
Targon'da dağları oyarak yapılmış baş döndürücü yükseklikteki şehirler bulunuyordu.
Aphelios ve Sett dikkat çekmemek için yanına aldıkları kıyafetleri giydiler. Aphelios'un yüzündeki ay sembolünü, Sett almış olduğu ten rengi boya ile kapattı. Artık normal biri gibi duruyorlardı. Sett kıyafetleri çantanın içine koydu ardından omzuna aldı. Şehrin içinde dolanmaya başladılar. Etraf sakin gözüküyordu, herhangi bir tehlike yoktu. Amaçlarına ulaşmak için daha çok uzun süreleri vardı. Dağa tırmanmadan önce yanına almaları gerek şeyleri buradali pazarlardan alacaklardı. Öncelikle konaklamak için tuttukları odaya yerleştiler. Sett sırtındaki çantayı bir köşeye koydu. Ardından ayağa kalktı. Aphelios ile beraber odadan ayrıldı. Pazarda dolanmaya başladılar. Gözlerine kestirdikleri bir esnaftan kalın yünlü kıyafet satın aldılar. Ardından yiyecek olarak tavşan eti aldıktan sonra konakladıkları otele geri döndüler.
Aradan geçen birkaç günün ardından hazırlıklarını tamamlayan Sett ve Aphelios, Targon Dağı'nın zirvesine tırmanmak için yola çıktı. Onlara yardım etmek için Soraka'da eşlik edecekti. Bü üçlü dağın altındaki vadiye vardı. Sert rüzgarlar şimdiden esmeye başlamıştı. Aphelios giydiği ceketin yakalarını açtı ve boynunu kapadı. Soraka onları sıcak tutmak için değneği yardımıyla büyü yaptı. Biraz da olsa ısınmışlardı. Sett kendinden emin adımlarla yürüyordu. Aralarında en kararlı o duruyordu.
Aphelios ve Sett'in aklına Rakkorlu'nun dediği şeyler geldi.
"Bu dağın sarp yamaçları ve dik yokuşlarının zorlu koşulları tırmanmayı büsbütün zorlaştırır. Kayalıkların her köşesi tırmanmaya kalkışan ve başarısız olanların bükülmüş bedenleriyle doludur. Tırmanış neredeyse imkansızdır; tırmanmaya niyet edenin kudreti, karakteri, kararlılığı ve metaneti için acılarla dolu bir imtihan gibidir. Bazı tırmanışçılar haftalarca, hatta aylarca devam ederler; bazıları ise yalnızca bir gün... Çünkü dağ durağan değildir ve durmadan değişir. Birkaç gözüpek tırmanışçı zirveye ulaşmayı başarsa bile imtihanları bitmez. Kimisi canla başla zirveye kadar tırmansa da karşılarında, terkedilmiş harabeler ve insan algısının ötesinde oyuntulardan başka bir şey olmaz. Bilinmeyen bir sebepten ötürü, dağ bu tırmanışçılarda bir eksiklik görmüştür. Diğer birkaçı için ise durum farklıdır. Onlar zirveye vardıklarında, parıldayan ışıklardan bir perde açılır ve ardında ihtişamlı manzaraları ve hayret verici, akıl almaz görüntüsüyle efsanevi bir diyar vardır. Hedeflerine ulaşmış olmalarına rağmen, çoğu tırmanışçı bu son imtihanı geçemez ve dehşet içerisinde bu insaniyetsiz diyara sırtlarını çevirirler. Devam etmeye gücü olanların çoğu hiç geri gelmez. Diğerleri ise, ya birkaç dakika içinde geri dönerler ya da yıllar, hatta yüzyıllar sonra tekrar ortaya çıkarlar.""Ancak kesin bir gerçek vardır ki, geri dönenler tanınmayacak şekilde değişmiş olurlar."
Sett'in kulağında "Ancak kesin bir gerçek vardır ki, geri dönenler tanınmayacak şekilde değişmiş olurlar." cümlesi birkaç kere yankılandı. İçini birden bire ümitsizlik kapladı ve olduğu yerde durdu. Aphelios durumu farketti ve ona "ümitsizliğe kapılma" dermiş gibi kafasını yukarı aşağıya salladı. Sett onun dilinden anladığı için derdin bir nefes aldı, verdi. Ayağa kalktı.
Hava kararırken gökyüzü büyülü bir şekilde parıldamaya başladı. Sıra sıra dizilmiş yıldızlar ve gök cisimleri parıldıyordu. Bunlar çoktan yok olmuş, kadim ve insan aklının almayacağı kadar muazzam semavi varlıkların suretleridir.
Aphelios, Sett ve Soraka yorulmadan yürümeye devam ediyordu. Ne gariptir ki enerjileri tükenmiyordu. Aphelios Targon'un zirvesine çabucak ulaşacaklarını düşünüyordu. Soğuk hava şartları kendini iyice göstermişti. Soğuktan etkilenmemek için ceketlerinin içine iyice gömülen üçlü yola devam ediyordu. Etrafa baktıklarında taşlaşmış ve dağ ilw bütünleşmiş insan bedenleri vardı. Etraf çok sessizdi. Sadece rüzgarın uğultusu vardı. Rüzgar âdeta şarkı söylüyordu.
Aphelios ablasının dağın zirvesinde bir yerde olduğundan emindi çünkü hisleri onu oraya yönlendiriyordu. Alune onunla telepatik yoldan iletişime geçer gibiydi. Aphelios'un kulaklarında onun sesi yankılandı. "Aphelios, seni bekliyorum. Seni çok özledim kardeşim."
Sett'in yüzündeki ciddiyet eksilmiyordu. Soraka onların arkasından etrafa bakarak ilerliyordu. Soraka daha önceden Targon'a gitmiş birisiydi. Hatta Targon onun evi sayılabilirdi. Soraka, "Aphelios ve Sett... Targon sizi seçecek. Bunu hissediyorum." dedi yavaşça. Sett biran durup Soraka'ya baktı. "Hislerine ne kadar güvenilir?" dedi ciddi bir ifadeyle. Soraka cevap verdi, "Targon bana fısıldıyor." dedi. Sett bir şey söylemeden yürümeye devam etti. Bir süre sonra Soraka önden yürümeye başladı. Sett ve Aphelios'u yönlendiriyordu.
Soğuk hava gittikçe sertleşiyordu. Soraka, Sett ve Aphelios'u korumak için büyü kullanıyordu.
Aradan geçen saatlerin ardından parıldayan ışıklar görünür. Sett ve Aphelios hayranlıkla ışıkları izlerler. Dağın zirvesine kısa sürede ulaşmışlardı çünkü dağ onları kabul etmişti. Işıkların ardından bir perde açılır. Bu perde, eşsiz manzaraları olan bir diyara açılır. Efsanevi diyara ulaşmışlardı. Oraya vardıklarında bedenlerindeki değişimi hissetmeye başlamışlardı. Aphelios etrafa bakındı. Alune'nin sureti ona doğru yaklaştı. Yıllar boyu süren ayrılık şuan son bulmuştu. Aphelios ve Alune'nin sureti tek bir bedende birleşti. Aphelios'un arkasında Alune ruhani bir varlıkmış gibi duruyordu. Kısa süre sonra Sett ve Aphelios semaya doğru uzanan merdivenlerden ilerlediler. İkisinin bedeni ışıklar içinde gökyüzüne yükseldi.
Sett ve Aphelios yolculuğa tüm ruhlarıyla devam ettikleri için zirveye yükseldiler. Bedenleri ölümsüzlüğün tadına varmıştı. Gökyüzünde uzun ışık hüzmeleri dolaştı.
Sett ve Aphelios sonsuz yaşamda beraber olacaklardı...
***
Bir hikayenin daha sonuna geldik, bu hikayeyi yazarken çok eğlendim. Kimi zaman karakterlere üzülsem de genel olarak iyi hissettirdi. Yazım yanlışlarım varsa özür diliyorum. Okuduğunuz için teşekkürler!
Başka bir SettPhel hikayesinde görüşmek üzere... <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessiz Adam [Settphel]
FanfictionBu acıya kim son verecek? Birbirlerine hayatlarını feda edecek kadar sevecekler mi? [Homofobik arkadaşlar uzak dursun.]