~43~

11.2K 740 430
                                    

Sınır: 150 oy 200 yorum

Selam. Görüşmeyeli umarım iyisinizdir. Bu bölüm içine sindi.
İnşallah siz de beğenirsiniz.

Keyifli okumalar dilerim.

Medya şu an kafayı taktığım o şarkı...

______________________________

Mehir'den;

Annem sabahtan beri oradan oraya koşturuyordu. Merihleri çağırdığımıza pişman olmuş haldeydim.

Ayaklarım artık yere basma diye bağırırken popom otur artık diyordu. Onları dinledim ve kanepeye kendimi attım.

"Mehir git ekmek al."

Annemin sesiyle ağlayasım geldi. Güya sınav bitmiş ve rahat edeceğim günler gelmişti. Hani o rahatlık?

"Anne daha sabah aldım ya."

"Ener yemiş."

"Yuh ya! Sekiz tane almıştım."

"Altı tane kalmış o da yetmez."

"Anne Ordu gelmiyor eve."

Gerçi bir an Aslan'ı düşündüm. Tek bir oturuşta üç ekmek yerdi sanırım. O gün mutfak talan olmuştu. Bir aylık erzağımızı gözüm önünde on dakikada tüketmişti.

"Neyse ben gidip alayım."

Ayağa kalktım ve biraz para alıp fırına doğru yola çıktım.

"Abi bana dört tane beyaz ekmek."

"Hemen ablam."

Ekmekleri alıp çıktım. Ekmekler yeni çıktığı için sıcaktı ve bir parça koparıp yemeye başladım. Yolda elimdeki poşeti sallaya sallaya giderken arkadan gözlerimin kapatılmasıyla panik oldum.

Anında arkadaki kişiye arkadan tekme attım.

"Ne yapıyorsun kızım ya!"

Mert'in sesini duyunca gözlerim fal taşı gibi oldu. Arkamı dönüp yüzüyle karşılaşınca saçını çektim.

"Ah!"

"Hakettin. Ne yapıyorsun öyle karabasan gibi."

Başını ve bacağını tuttu. "Nereden bileyim korkacağını."

"Hadi beyinsizsin de bu kadar mı vahim durumun."

"Ayıp oluyor ama bacımsu."

"Olsun."

Kalktı ve gülerek kolunu omzuma attı. "Hadi bana aşık olduğunu itiraf et."

Bu hareketlerine güldüm. Ciddi bir amacı olmasa da Banu'yla bana hep böyle şeyler yapardı. O yüzden Banu ilk başta Aslan'ın ondan hoşlandığını tam anlayamamıştı.

Birlikte bizim binaya kadar yürüdük. Elimdeki poşetleri almıştı tabii. Yani bir işe yaraması güzeldi.

"Hayırdır bu poşetler ne böyle? Misafir mi var?"

"Evet."

Ama bununla yetinmeyip daha fazla şey soracağını biliyordum. Karşımdaki çocuk iki üç senedir tanıdığım biri değildi ki. Yaklaşık olarak on üç yıllık arkadaşımdı.

"Kim peki?"

"Sevgilim ve anneannesi. Bir de kuzeni."

"Ooooo bizim çitlembik büyümüş de sevgilisini evine mi çağırırmış."

Bir Küçük Market Meselesi (Texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin