11.BÖLÜM "KADIN OLMAK"

3.6K 99 32
                                    

Bu yaptığım yanlıştı! Bu yaptığımız yanlıştı! Kalbimin bu yabancısı olduğum duygulara böyle cevap vermesi yanlıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu yaptığım yanlıştı! Bu yaptığımız yanlıştı! Kalbimin bu yabancısı olduğum duygulara böyle cevap vermesi yanlıştı. Kendime gelmek için sıkıca kapattığım gözlerimi hırsla açıp, Demir'i sert bir şekilde iterken hazırlıksız yakalandığı için bir iki adım geri sendeledi. Hayatımı mafeden, hayallerime engel olan, evimden beni koparıp bu kafese hapseden adama, nasıl kalbim çarpar!

Önüme dökülen saçlarımın acıyıp acımamasını ursamadan koparırcasına arkaya attıp, sinirden kısılan gözlerimi yerden çekerek nefretle Demir'e odakladım.
Sinirlendiği her halinden belli olan Demir, parmak boğumlarının beyazlamasına sebep olacak kadar ellerini çok sıkmıştı.
"Sakın ama sakın, bir daha bana dokunma cürettinde bulunayım deme! Duydun mu beni, Demir Sönmezoğlu!!!"

Sinirden titreyen elimi umursamadan, parmağımı tehditvari bir şekilde salayarak konuşmaya devam ettim. "Karşında susmamın tek sebebi anneannem. Psikolojik baskını, tehditlerini sindirmemin tek sebebi anneannem. Ama bana dokunamazsın! Anneannem bile bu konuda işlemez."

Her parmak şallayışımda, her evi inletten sesim Demir'in kulaklarına çarptığında, karşımda ki kişi bugüne kadar gördüğüm Demir olmaktan çıkıp, sanki bambaşka bir kişiye bürünüyordu.
"Canını yakmamak için dışarı çıkacağım!
Beş dakika sonra arabaya gel!!"

Ürkütücü kısık sesi ve sıkmaktan Dişlerini kırmak üzeri olan Demir, korkuyu iliklerime kadar yaşattı. Belki de bağırıp çağırsaydı bu kadar koymazdı. Canımı bile yakacak noktaya getirmiştim. Oysa sadece benim bedenimin, benim sınırlarımın olduğunu bilmesini istedim. Mutfağı bir hışımla terk ederken, salondan gelen ani kırılma sesine, korku dolu çığlığım eşlik etti. Birbiri ardına akan gözyaşlarımla elimle tutunacak bir yer ararken, ayakta durmaya dayanamayarak dizlerimin üstüne çöktüm.

Sesiz akıttığım gözyaşlarım bana ihanet ederek, evde yankılanan hıçkırıklara dönüşmüştü. Ben bunları hak etmemiştim. Ben zorla evlenip, bu adama mahkûm edilmeyi hak etmemiştim. Saatlerce, hatta günlerce ağlayıp kendi sessizliğimde boğulmak istesemde, lanet olsun buna da hakkım yoktu. Sadece beş dakikam vardı. Hıçkırıklarımı dindirmek istesemde başaramadım. Yerden destek alarak, dönen başımla banyonun yolunu tuttum. Aynada ki tükenmiş görüntüme bakmak istemiyordum. Soğuk suyu açarak yüzümü kazımak istercesine yıkayıp kuruladım. Biraz olsun sakinleşip yaşlarımı içime akıtırken, yeşillerim aynada kesişti. Ağlamaktan ve yıkamaktan kızarmış gözler ve yüzüm beni karşıladı. Bu görüntü artık her ne kadar bana yabancı olmasada, gözlerimin yine dolmasına sebep olunca, bana verilen emre uymak zorunda kalarak banyodan çıktım. parçalanan içki şişelerinin olduğu salonu terk ederek, kendimi bahçeye attım.

Temiz havanın yüzüme çarpması, sanki hâla yaşadığımı bana inandırmaya çalışıyor gibiydi. Elinde ki sigarayı yere atarak arabaya yerleşen Demir'i görünce, bu azabı daha fazla uzatmayarak, bir hapishane kapısı gibi korunan bahçe kapısından çıkıp arabaya bindim. Hiçbir şekilde Demir'e bakmadan arabanın hareket etmesini bekledim. Ancak bir türlü hareket etmeyen arabada sadece nefes seslerimiz duyulurken, bu gergin bekleyişe bir son vermek isteyerek Demir'e döndüm. İfadesiz bir şekilde karşıya bakmaya devam ederken, gözüme takılan emniyet kemeriyle acaba diyerek tekrardan önüme döndüm. Ne acı ama, gördüğüm tam olarak bir çocuk muamelesiydi...

SİYAHIN GÖLGESİNDE  +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin