-Merhaba. Dedi.
Yeşilin en güzel tonuydu gözleri alabildigince açık yeşil, su gibi berrak pırıl pırıldı hayatımda gördüğüm en güzel gözlere sahipti ve doğrudan bana bakiyordu.Saçları o kadar sağlıklıydı ki hayran kalmıştım.parlak kahverengi beline kadar dalgalı.Bi de kendiminkileri düşündüm ve herneyse...Tanrim karşımda gördüğüm insan çok güzeldi. Üstünde gri vücudunu sım sıkı saran bir tulum vardı.
-me..merhaba neredeyim boyle dedim.
O zaman tenime değen metalin soğukluğuyla irkildim. Kollarımi neden oynatamiyordum. Hey ben daha yeni yatağıma yatmıştım şimdi bu da neydi böyle ! Çirpindim ama bu el ve ayak bileklerimdeki metal bilekligin canımı acitmasina sebep oldu. Aklıma bin bir türlü şey geldi Dragon onu sevmem için beni tutsak mi etmişti yoksa ah Hayır neler düşünüyordum. Bi kaç saniye içinde zihnimi bosaltip kadına baktım.-Hey neredeyim neler oluyor ! Dedim.
Kadın elindeki şırınganın içindeki mavi renkli sıvıyı bana gosterircesine tuttu ve
-uyurken daha tatliydin. dedi.
Ve tekrar uykuya dalmadan hemen once düşündüğüm sadece, neden bu tanrıça gibi kadının yanında olduğu, bi metal plaka üzerinde uzandigim,chole ve dragon oldu. Babam aklımın ucundan bile geçmedi çünkü hiç bi zaman normal baba kız diyalogumuz olmamıştır. O hep devlet isleri zirvalariyla uğraşır benimle asla ilgilenmezdi.
Dünden DRAGON'un gözünden...
Jane şu dünyada en sevdiğim kişi. O kadar çok kız peşimde koşarken Jane ah Jane neden goremiyordu ki ona sırılsıklam aşık olduğumu. Bahçedeki konusmamizdan sonra onu orada aglarken öylece bırakmak mantıklı değildi çünkü Jane uzgunken hep başını derdi sokardi. O yüzden geri dönüp evin köşesinden onu izlemeye karar verdim. Jane bacaklarını kendine çekmiş sırtı bana dönük bi şekilde oturuyordu yerde ve hickırarak agliyordu tanrım sumuklerini çekmesi buradan bile duyuluyordu. Bu kadar varlıklı bi kızın bu kadar varoşca ağlamasıni görmek herkese nasip olmazdı. Onun bu haliyle eglenmemeliydim ama elimde değildi. Onu daha pantolonumu kendim giyemedigim günlerden beri tanıyordum hatta bi ara geceleri korkmasın diye aynı odada bile kalmistik. Ve ben o zamanlardan beri Jane e aşiktim tam tüm gücümu toplayıp ona aşık olduğumu soyleyecekken. Dün geceki partide onun bi erkekle dans ettiğini görünce tepem attı.evet kıskandım.ve onu odaya çıkarıp öptüm. Tamam bunu yapamam gerekiyordu biliyorum ama o erkekle dans etmemeliydi. Tanrım o kadar güzeldi ki dün gece bütün erkeklerin gözü onun uzerindeydi. Bu daha da canımı sıkmisti. Herneyse şimdi karşımda küçük bi cocuk gibi hickirarak agliyordu. Onu gidip sakinlestirip sarilmamak için kendimi zor tutuyordum.malesef ona biraz zaman vermeliydim belki ustune gitmezsem beni sevdiğini anlardi yani umarım. Ama o da neydi sanki Jane aglarken her hickiriginda yer biraz sarsılıyordu. Sanırım gece pek fazla uyuyamadigim için hayal görüyordum. Chole inin geldiğini gördüm, bu kadının uzerimizde çok emeği vardı onu severdim. Chole inin ayak seslerini duyunca Jane de hickırarak ağlama yi kesti ve her şey normale döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Varolmayan
FantasyBüyük salonda her zamanki gibi kahvaltımı yaparken en yakın dostum Dragon da yanimdaydi. o olmasa şimdi burada olur muydum acaba ? diye düşündüm. burda yaşamak o kadar sıkıcıydı ki. Başıma gelecekleri bilmeden kahvaltıma devam ettim. ... -Koş Koş Ko...