Medyadaki Jane.
Keyifli okumalar.
Biz varolmamasi gereken, aslında hiç varolmamis başka bir insandan klonlanmis 4 yaratik ! Biz insan yapımı robot ! Biz bu hayatta asla tam olarak insan olamayacak 4 element gücüyle lanetlenmis klonlar !
Beynimin içinde kendime bunu yüzlerce kez söylemis. Odanın soguklugunun içime islemesine her zamankinden daha çok izin vermistim. Buna olum soğukluğu diyordum. Belki daha çok sogursa vücudum ölü sayılırdim kim bilir.Odadaki Dragon u görmezden geliyordum. Aslında bunu ilk o başlamıştı. O kadın odadan çıktığından beri sorduğum sorulara cevap vermiyor, hatta ağzını bıçak açmiyordu. Belki de bir şeyler planlıyordu...
Kapının arkasından sesler geldi. Birileri koşuyor, birileri ortaliga küfürler savuruyor, bi anda bir sürü ayak sesleri ve ardindan sessizlik oluştu kapı aniden açıldı. Iceriye oldukca uzun boylu zayıf beyaz tenli su yeşili gözlere sahip olan bi erkek ve sarı kısa saçlı orta boylarda sinirden ve stresten dudakları gerilmis bi kız girdi.
-hemen çıkmamız lazım Kim.
-tamam hallediyorum Jackson.Ellerini havaya kaldırdı ve hava yi elleriyle bükmeye başladı. Ağzım açık olanları izliyordum.
-burasi çok soğuk gücümü tam anlamıyla kullanamiyorum ama halledicem dedi.
Bileklerimdeki metal bileklikler hava nin yardimiyla açıldı ve zar zor ayağa kalkmaya çalıştım yalpaliyordum.
Dragon a baktığımda ona da aynı şeylerin olduğunu hissediyordum. Fakat benim aksime o şaşirmis değil de öfkeli gözüküyordu.-bizi takip edin. Dedi erkek olan
-çok vaktimiz yok diye ekledi.Hiç birşey söylemeden onları takip ettik. Kaç gündür ayağa kalkmamistik ve şimdi hızlı yürümekte zorlaniyorduk sanırım biraz da başım dönüyordu.
Binada koşarak çıkışa doğru ilerlerken Adlarının Jackson ve Kim olduğunu anladigim ikisi, buldukları su ve hava yi sihirli bi şekilde büküp önümüze çıkanları bir bir yere seriyorlardi. Buyulenmistim doğrusu.
Çıkışa geldiğimizde hizimizi kesmeden ormanlık alana doğru kostuk.
Hiç durmadan 2 saat koşmus olmalıydik ki bizi binadan cikaranlar durup bi kayanin üzerine oturdular. Nefes nefeseydik. Nefeslerimizin düzene girmesini bekledik bi süre.
Ilk konuşan Kim oldu. Sempatik sesiyle.-Merhaba ben dünya daki 4 element ten 1 ine Hava ya hukmedebilen. Gülümsedi.
- bende suya. Dedi JacksonBizim aksimize ikisi de bu durumdan memnun gozukuyorlardi. Dragon la göz göze geldik ve ben de
-Merhaba dedim.
Dragon hala sessizligini koruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Varolmayan
FantasyBüyük salonda her zamanki gibi kahvaltımı yaparken en yakın dostum Dragon da yanimdaydi. o olmasa şimdi burada olur muydum acaba ? diye düşündüm. burda yaşamak o kadar sıkıcıydı ki. Başıma gelecekleri bilmeden kahvaltıma devam ettim. ... -Koş Koş Ko...