Hatırlatma
Vefa: Siz hala dalga geçin. Ölsem ne olacaktı?
Ali: Oğlum bir şey olmaz küçücük toptan.
Vefa kaşlarını çatıp hepimize ufak bir bakış attığında tekrar gülmeye başlamıştık. Sonra o da dayanamayıp bize katılmıştı.
O sırada değişik bir şey gördüm; Çağrı benim gülüşümü izliyordu...
----
Ona baktığımı anladığında gözlerini kaçırıp diğerleriyle gülmeye devam etti.
Hep beraber içeri girdiğimizde bu sefer sandalyelere oturmuş eski günler hakkında konuşuyorduk. Vefa açmıştı konuyu. Ben rahatsız olsam da belli etmemeye çalışıyordum.
Çağrı: Biliyor musunuz eskiden sizden nefret ederdim.
Eli ile Arap ve Ali'yi gösterdiğinde ağzımdan küçük bir kahkaha çıkmıştı.
Sinan: Biz sana bayılıyorduk zaten.
Arap kendine özgü aksanı ile bu cümleyi kurduğunda Vefa ile göz geldik. Gülmemek için kendini zor tutuyor gibiydi.
Çağrı: Sen sevmiyor olabilirsin ama Zeynep ve Vefa'yla iyi anlaşıyordum ben.
Zeynep: Hayatımın içine etmeseydin hala iyi anlaşıyor olacaktık aptal.
Sesim o kadar alçak çıkmıştı ki ben bile duymakta zorlanmıştım. Sanırım sadece Çağrı duymuştu dediğimi. Çünkü bana bakıp gözlerini büyültüyordu.
''Hm?'' diye sorunca sadece onun duyduğuna emin olmuştum. Nasıl kulakları vardı bunun? Ben bile duyamazken nasıl o duyuyordu?
Zeynep: Dudak mı okuyorsun?
Ali: Ne diyor bu?
Çağrı: Bilmem. Neyden bahsediyorsun Zeynep'ciğim?
İşte yine yapıyordu. Yine beni çıldırtmaya çalışıyordu. Başarıyordu da. Milyonuncu kez... Sesimi çıkartmadan yanlarından ayrıldım ve odama girdim. Çizimlerimi toplamam gerekiyordu.
Masanın önünde durup çizimleri bir araya toplamıştım. Ardından kitaplarımı ve diğer eşyalarımı koyduğum dolabın yanına gelip kapıyı açtım ve çizimlerimi kutusuna koydum. Kapıyı kapatıp odadan çıkacakken Vefa içeri girmişti.
Zeynep: Ne oldu Vefa?
Vefa: Ben belki fotoğraf makinasını şuan kullanırız diye düşünmüştüm. Seni de çağırmak için geldim.
Zeynep: Tamam. Tamam git, geliyorum ben.
Vefa odadan çıktığında hep beraber aldığımız ortak fotoğraf makinasını alıp içine pilleri koydum ve odadan çıktım.
Bahçeye girdiğimde, Vefa'nın yüzünde ki gülümseme komik ,aynı zamanda da bir o kadar tatlıydı. Ellerini çırpıp kamerayı benden aldı.
Gülümseyip Ali'nin gösterdiği yere, Çağrı ve onun arasına girdim. Fotoğraf gereğiyle sıkışıp samimi bir görüntü yaratmak istiyorlardı çünkü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝓒𝓘𝓝𝓐𝓨𝓔𝓣// ZeyÇağ//
Fanfictionİki ayrı hayat, iki ayrı nefret ve bir ceset. - Vefa'ya ne yaptın Çağrı? +Ne o sevgilin için mi endişeleniyorsun? - Aşkımı nefrete dönüştürdükten sonra bir sevgilim olabileceğini mi düşünüyorsun?