-Seni eve götürmeye geldik!
Onları görmek her ne kadar hoşuma gitmiş olsa da, onların buraya, tehlikenin ortasına gelmeleri beni bir o kadar da endişelendirmişti ;-Neden geldiniz! Gidin burdan , klanı terkettiğimde artık yanınızda olmak istemediğimi anlamış olmalısınız.
Bu sözler ağzımdan çıksada , aslında benim için gelmeleri beni sevindirmişti fakat böyle bir bencillik yapma lüksüm yoktu;
-Boşuna konuşma, olanları Jason'dan duyduk. Hem bunların hiçbir önemi yok. Bu klana katıldığın andan itibaren sen bizim ailemizden birisi oldun.
Hepsi başlarıyla onayladılar ve tekrar Diana'nın-daha doğrusu içindeki şeytanın- sesini duydum;
-Boşuna çabalama evlat, artık burdan hiçbiriniz canlı çıkamayacaksınız.
Sözlerini bitirdiğinde diğer şeytanların hepsi 2 tarafına dizilmişlerdi ve Diana'da dahil 8'i birden kanatlarını açmış ve savaş pozisyonuna geçmişlerdi. Bu sırada ise bizimkilerde benim yanıma dizilmişlerdi ve savaş pozisyonuna geçmişlerdi. Karşımızda ki 8 kişide saf kan şeytanlardı , onlarla nasıl başa çıkmamız gerektiğini düşünürken Ace'in sesini duydum ve tekrar zihnime odaklandım;
-Merak etme, bana yaptıkları büyü karşılığında enerjilerinin büyük bölümünü kaybettiler, fakat aynı durum benim içinde geçerli. Sadece ben tekrar enerjimi toplayana kadar dayanın. Gerisini ben hallederim.
-Peki kardeşin ?
-Onda açtığım yaraları iyileştirmek için enerjisinin çoğunu harcasa da, hala sizi kolaylıkla haklayabilir. Daha kötüsü arkadaşlarının enerjilerini alabilir. Sadece sen varken durum farklıydı. Eğer benimle enerji savaşına girerse kaybedeceğinin farkındaydı, fakat dostların için aynı durum söz konusu değil. Ama aynı şekilde sende enerjilerini alabilirsin tek yapman gereken onlara dokunmak ve emin ol enerjiyi hissedeceksin. Senin enerjin daha baskın geleceği için onlarınkini istediğin gibi kendi enerjine aktarabilirsin.
Çok hızlı konuşuyordu fakat zorundaydı, burada bile zaman her ne kadar farklı geçsede dış dünyada savaş başlamak üzereydi. Fakat Bana değer vermeye başlasa bile , hala arkadaşlarımı yedek pil olarak görüyordu.
-Arkadaşlarımın gücünü almayacağımı biliyorsun. Fakat savaşı kazanmak için sana ihtiyacımız var... Bir yolunu bulacağım, sen yeterki arkadaşlarımdan uzak dur !
Biraz tehditkar konuşmuştum fakat bu gerekliydi.
-Pekala, fakat unutma. Bu savaşı kaybedersek bedelini ödeyecek olanda onlar.
Anladım manasında başımı salladım ve dış dünyaya döndüm. Herkese kısaca aklımdaki planı açıkladım;
-Konuşmanız bittiyse başlayalımmı bayanlar.
Diana yine ukala bir tavırla konuşmuştu ve konuşurken sıkılmış gibi bir tavırla ellerini göğüsünde kavuşturmuştu. Onu böyle görmekten nefret ediyordum.
Başımla onay vermemle birlikte savaş başlamıştı. Her saniyenin inanılmaz önemi vardı, vakit kaybedemezdik ve planladığım gibi hepsi birden 1 kişiye odaklanarak saldırmıştı. Amacım içlerinden birisinin enerjisiyle Ace'i iyileştirmekdi.
Herkes 1'e 1 gibi karşısındaki şeytana doğru harekete geçmişti fakat savaş menzillerine girer girmez hepsi birden kedi maskesi takan şeytana saldırmıştı. Onlar daha ne olduğunu anlayamadan şeytan çoktan ayaklarımın dibindeydi. Dostlarım görevlerini yerine getirmişti. Şimdi savaş alanından uzaklaşacaklardı. Eğer Diana içlerinden birisini ele geçirirse bu bizim için bu savaşın sonuyu.Sıra bendeydi. Elimle şeytanın boğazını kavradığım gibi içindeki bütün enerjiyi. Büyük bir hızla çekmiştim ve bu yeterli gelmiş olmalıydı. Çünkü kendimi tekrar o odada buldum ve Ace çoktan yerime geçmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Şeytanlarım
Fantasyİnsanların melek veya şeytan olmayı seçebildiği bir dünyada doğuştan ,saf kan bir şeytanın hikayesi. 3 hikâyelik SAF KAN serisinin ilk hikayesi. -Benim Şeytanlarım -Meleklerin Yükselişi -İntikam