Canım çok fazla yanıyordu. Karnımdan akan kan ufak bir birikinti oluşturmuştu bile,acıdan dolayı bilincimi kaybetmeye başlamıştım, son gördüğüm şey o meleğin hemen önümde bana saplamak üzere katanasını havaya kaldırışıydı.
Ölecegimi bilmeme rağmen çektiğim bu acının ölümümle son bulması çokta kötü bir fikir gibi durmuyordu.
Katanadan yansıyan ışık gözlerime çarptığında gözlerimi kapatmıştım ve
Gözlerimi açtığımda farklı bir yerdeydim etrafıma baktığımda ıslak ,nemli ve karanlık bir odadaydım.Acaba öldüm ve cehennemimdemiyim diye düşünmeye başlamışken birden bir ses duydum. Ses benim sesimdi fakat daha soğuk kanlı ve biraz tüyler ürpertici bi tondaydı;
-Ooo demek sonunda sıram geldi.
Ne demekti bu, nasıl benim sesimle konuşuyordu, nerdeydim ben.
Sen kimsin diye bağırdım ve o sırada yeni farketmiştim, karnımdaki o derin yara ve acı gitmişti soruma cevap vermesini beklerken bir gülme sesi duydum ve birden sanki bir rüyadan uyanıyor gibi oldum ,herşey aynıydı karnımdaki yara, yerde hareketsiz yatan şeytan, tek farklılık acı gitmişti hiçbirşey hissetmiyordum ve melekde katanasını artık havada tutmuyordu, havada ki o katanasını hızla bana doğru savurmaya başlamıştı.
Fırsat bu fırsat hazır acıda yok olmuşken savuşturmalı ve ordan kaçmalıydım fakat kaçmaya çalıştığımda korkunç bir şey farkettim. Ne kadar çabalasamda vücudumu hareket ettiremiyordum !
Olanları görebiliyordum yaşıyordum fakat kontrol bende değildi. Katana artık savuşturulamayacak bir yakınlığa geldiğinde işimin bittiğini düşünmüştüm. Ama birden yüzümde bir gülümseme belirdi, korkutucu bir gülümsemeydi.
Her şey çok hızlı olmuştu. Katana bana saplanması gerekirken birden yere , kafamın yanına düştü, meleğin kolu ile birlikte!
Meleğin kolu kopmuş ve kan çok hızlı bir şekilde fışkırıyordu , beni asıl şaşırtan ise kolunu kopartan benim kanatlarımdı.
Ne olduğunu anlayamadan birden ayağa kalktım.
Olan şeyleri görüyor ve kanatlarımın o adamın kolunu koparışını adamın sıcak kanını kanatlarımda hissediyordum fakat hareket eden bunları yapan başka birisiydi ben sanki kendi vücudumun içinde hapis olmuş gibiydim.
Melek kopan kolunun kesik tarafından akan kanı durdurmaya çalışıyordu. Gözlerinin içine baktığımda şaşkınlığı çok belli oluyordu sanki bir şey söyleyecek gibi ağzını açmıştı fakat birden elimde ıslak bir şey hissettmemle birlikte adam konuşmayı bıraktı. Neler olduğunu elimdeki şeyi önüme fırlattığım an farketmiştim. Bu bir kalpti, hala kanlar içindeki bir kalpti. Sonra birden konuşmaya başladım
- senin acınası sesini veya sebeplerini duymak istemiyorum aşşağılık melek.
Birden arkamı döndüm ve o meleği gördüm , ağzından akan kan, artık yaşam taşımayan gözleri ve göğüsündeki kocaman boşluk ile. Önce dizlerinin üstüne çöktü ve sonra yüz üstü yere düştü.
Ben hala olan şeyleri anlamlandırmaya çalışıyordum , az önce birisini bir canlıyı öldürmüştüm her ne kadar beni öldürmeye çalışan biriside olsa bir canlının yaşamını elinden alma fikri bile şoka girmeme yeterli bir sebep olmuştu. Fakat kendime yani vücuduma dikkat ettiğimde gülüşünden, gözlerindeki parlamadan bundan ne kadar zevk aldığı belliydi sonra elini karnımdaki derin yaraya doğru götürdü ve ''bu vücuda daha fazla dikkat etmelisin" diyerek elini yaranın üzerine koydu. Ne demekti yani benim olan biteni izlediğimin farkındamıydı kimdi bu yada neydi bu?
Sonra elini yaradan çekmişti ve yara tamamen kapanmıştı böyle bir iyileşme gücünü daha önce hiç görmemiştim , hemen ardından tekrar konuşmaya başlamıştı.
- Biraz uzun sürdü. Sanırım öldürmeden önce içindeki yaşam enerjisini almalıydım.
Ne demekti bu yaşam enerjisi alabilen tek varlığın çürümüşler olduğunu sanıyordum sonra tekrar kafasını çevirdi ve yereki sarışına doğru bakarak "sanırım bunun hala biraz yaşam enerjisi kalmış" diyerek ona doğru yürümeye başladı.
Niyetinin ne olduğu belliydi fakat hiçbirsey yapamıyordum sanki bir narkozun etkisinde gibiydim.
Şeytanın önüne kadar geldi ve durdu elini boğazına sararak havaya kaldırdı ve
- Küçük dostumun bedenini koruduğun için teşekkürler, artık benim olan bu bedene hizmet edebilirsin.
dedi ve içime dolan, sanki bir ayıyla bile güreşebilmemi sağlayabilecek bir enejiyi hissettim. Çok iyi hissettiriyordu fakat bu baş döndürücü enerjinin içime doluşunun yanı sıra şeytanın vücudu git gite solgunlaşıyordu ve zayıflıyordu sonra birden kendimi tekrar o nemli ve karanlık odada buldum. Fakat bu sefer farklı olan dışarıdaki benliğimin gözlerinin gördüğü şeyler hemen karşımdaki duvardan bana yansıyordu, artık o enerjinin içime akışını elimdeki şeytanın tenini ve sıcaklığını hissetmiyordum yani vücudumun kontrolünü artık tamamen kaybetmiştim sonra diğer kişiliğim konuşmaya başladı
- O karanlık odanın tadını çıkar Jack şu andan sonra oraya dönmeye hiç niyetim yok.
Şimdi sıra beni o odaya hapsedenlerden intikamımı almaya geldi !
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Şeytanlarım
Fantasyİnsanların melek veya şeytan olmayı seçebildiği bir dünyada doğuştan ,saf kan bir şeytanın hikayesi. 3 hikâyelik SAF KAN serisinin ilk hikayesi. -Benim Şeytanlarım -Meleklerin Yükselişi -İntikam