Medya pov: Finn mood olmaya devam ediyor.
Noel tatilinden önce okulun son günü ve Wheeler oğlanının dikkati çok uzun zaman önce dağıldı. Sanki kafası boş, nöronları çalışmıyor ve dikkati dağılmış gibi. Eğer dönemin son günü olmasaydı kesin cezayı yemişti çünkü şu ana kadarki bütün dersleri boyunca aklına derslerle ilgili bir düşünce bile gelmedi.
Dönemin son matematik dersinin ortasında fısıldadı. "Dustin. Dustin, kod kırmızı. Acilen yardıma ihtiyacım var."
"Ne?" Yanıt belli belirsiz ve oldukça bıkmış şekilde gelince Mike gözlerini devirdi. Dustin derse gram ilgi vermese de o konsantrasyon maskesini takmaya ısrar ediyordu. "Yardım, Dustin. Yardıma ihtiyacım var. Aslında acilen ve şiddetle."
Dustin bir bakışla onu düzeltti. "Bir eş anlamlılar sözlüğü yutmuş gibisin."
"İngiliz diline dair son derece iyi donanımlı kavrayışımla dalga geçmenin zamanı değil," diye tısladı. "Kriz geçiriyorum."
Bu Dustin'in ilgisini çekti işte. Dedikoducu pislik. "Bir kriz? Nasıl bir kriz?"
Ve doğrusu, Mike tam olarak emin değildi çünkü söz konusu kriz daha bu sabah başlamıştı. Tam olarak sabah 6:52'de, Byers'lar Noel tatilini Hawkins'te geçirmek için California'dan geldi. Parti, Byers'ların kalacağı Wheeler'larda, Will ve El'i selamlamak için toplanmıştı. Arabadan atladıkları anda hemen bir grup kucaklaşmasıyla boğulmuşlardı. Sorun, Mike'ın bu grup sarılmasında olmamasıydı. Joyce Byers'ın arabasının arka koltuğundan inen Will'i görünce beyni resmen eriyip bir su birikintisine dönüşmüştü. Yine de, Will partinin geri kalanından ayrılıp Mike'a sıkı sıkı sarılınca elinden geldiğince normal bir tepki vermeyi başarmıştı, ama Will alaycı bir şekilde onun Yoda pijamalarına iltifat ettiğinde ağzından çıkan tek şeyin 'Ugh' gibi bir şey olduğuna emindi.
Çünkü mesele şu ki, Will beş yaşından beri Mike'ın en iyi arkadaşıydı ve iki buçuk yıl öncesine kadar Mike onu her gün görmüştü. Ve Will tanıdıktı. Kısa boyu ve dalgalı kahverengi saçları tanıdıktı. Ela gözleri ve utangaç gülümsemeleri. Will, ebeveynlerin istediği ve öğretmenlerin sevdiği türden bir çocuktu, çünkü her bakımdan sevimliydi. Çizimleri ve mürekkep kaplı elleriyle kibarca büyüleyici. Ama şimdi? Mike'ın çok önceden olan California'ya kısa bir ziyaretinde Will tıpkı eskisi gibiydi, sevimli, şirin. Tıpkı çocukluk fotoğraflarındaki gibi. Ama gerçekten, Mike Will'in bu kadar değişmesini beklememişti. Will'in tanıdık özellikleri gitmişti. Ve bunun yerine Mike, bu sabah Will'in seksi olduğunu aniden anladı. Bu Mike'ın yüksek sesle kullanacağı bir kelime değil. Ama gerçek. Şimdi, Will tamamen ve nefes kesici bir şekilde muhteşem oldu. Ve Mike bu gerçekle tamamen normal ve platonik bir şekilde uğraşıyordu.
"Nasıl bir kriz?" Dustin tekrar sordu.
Mike oldukça çaresizce omuz silkti. "Tam olarak emin değilim."
Dustin'in gözleri bilimsel entrikayla parladı. "O zaman bir tahmin oyunu oynayalım. Tamam, akademik?"
Mike hayır anlamında başını salladı.
"Aile?"
Hala hayır.
"Kişiye özel?"
Uh - biraz.
"...cinsel?"
Ve Mike'ın yüzü bir şekilde anlamlı görünüyor olmalı çünkü Dustin, oldukça büyük bir kahkaha atıyor. "Ne? Cinsel bir kriz mi yaşıyorsun?"
"Hayır!" Mike, yüz ifadeleri için hasar kontrolü yapmaya çalıştı ve çabucak düzeltti. "Cinsel değil. Daha çok romantik gibi, sanırım?"
Dustin bir bakışla onu süzdü. "Romantik bir kriz, ha? Ve bunu tam olarak ne getirdi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üç Adımda Will Byers'ı Aşık Etmek (Byler)
FanfictionByers'lar Noel tatili için Kaliforniya'dan Hawkins'e geldiğinde, Mike içinde kopan bir şeyler hissetmeye başlar. Bunun sorumlusunun Will olduğu ise açıkça bellidir. Bunun üzerine ise partinin geri kalanı onların arasını yapmaya çalışır.