17 yıl boyunca bir yalanla büyüyen Çilek 17 yaşında üvey olduğunu gerçek ailesinin başka insanlar olduğunu öğrenirse ne olur?
Çilek gerçek Ailesine alışabilecek miydi? Ya da çileğin abileri ve kardeşi ona ısınabilecek miydi?
Ailesi olarak onları k...
Bölüm sınır geçtikten sonra iki gün içinde gelecek. Lütfen oy vermeye ve bol bol yorum yapmaya özen gösterelim. 🌸🍓
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
~ÇİLEK ATAY~
"Böyle bir şeyin olması imkansız! Galiba uzun bir uykudayım." yanımda ki Çakır'ın kolunu tutup cimciklediğimde yerinden sıçrayıp kötü kötü bana baktı.
"Ne yapıyorsun kızım, acıdı lan!"
"Gerçekten uyumuyor muyuz şimdi biz, gerçek dünyada mıyız?"
"Herşey gerçek çilli, bende gerçeğim." Kaşlarımı çatarak gözlerimi hepsinin üzerinde gezdirdim.
Şaka olmalıydı.
Şu durumun şaka olması için istiyordum!
~FLASHBACK~
{Çilek 17 Yaşının İlk Aylarında.}
Hayat çok zordu.
Çalışan insana daha da zordu.
Harunu başımdan def ettiğim gibi kendimi bir markete atmış çilekli süt ile cipsi alıp parka geçmiştim. İşten erken çıktığım için eve gitme vaktime daha vardı.
Erken gidince laf ediyordu paçozlar!
Parkta ki çocukları izlerken bir yandan da Harun'a erotik mesajlar atıyordum ki sırf sıkıldığım için. Beni sinir etmişti yine, saçımı çekmişti gevur tohumu!
"Abla! Abla topu atsana! Çilli abla!" iki günde bir burada olduğum için ve buranın çocukları sürekli burada olduğu için artık tanışmış bulunuyorduk.
"Ağlama velet, al işte atıyorum." önüme gelen topu çocuğa atıp geri sütümü içmeye başladım.
Annem ve babam işte olmalıydılar. Cansel dışarıda ne idüğü belli olmayan şerefsiz erkek arkadaşlarıyla takılıyor olmalıydı. Süt ve cips bittiğinde paketleri alıp yan tarafta ki çöpe atarak cebimden çiğköfteciden arakladığım tek kullanımlık güzel kokulu ıslak mendili çıkarıp ağzımı ve elimi bir güzel sildikten sonra onu da çöpe attım.
Kaydıraklardan küçük olan boşaldığında oraya doğru yürümeye başladım.
Aman canım, azıcık kaydıraktan kaymak benim de hakkımdı nihayetinde.
Merdivenleri çıkıp küçük kaydırağın başına geçip tam kayacağım sırada bir erkek sesi doldu kulaklarıma.
"Ne yaptığını sanıyordun sen?" kafamı çevirip baktığımda elinde el kadar bir bebekle bana kaşlarını çatmış bakan dev gibi bir adam vardı. Renkli gözlü, oldukça iri duran vücüdu ile korkutucu duruyordu. Ona döndüğüm gibi kaşlarım kendiliğinden havalandı.
