two

6.6K 159 86
                                    

Yeşim hanımla konuşalı 3 gün olmuştu. 3 koca lanet gün.

Sürekli düşünüp durmaktan, yaşananları kafamda evirip çevirmekten 10 yıl yaşlanmıştım resmen. Eğer beni tekrar ararsa ne yaparım, nasıl bir daha görüşmememizi sağlayabilirim diye sürekli bir arayış içerisindeydim şu üç gündür.

Yeşim hanım Instagram'da, Twitter'da, internetin herhangi bir köşesinde sık sık görebileceğimiz troll'lerin bir araya gelmiş haliydi sanki. Kendisi de bir kadın olmasına rağmen köküne kadar cinsiyetçi, kadın düşmanı, bağnaz birisiydi. Bir insanın bu kadar nefret dolu, acımasız olabileceğini ben daha yeni, onunla tanıştıktan sonra öğrenmiştim.

Okulun otoparkındaki konuşmamızdan sonra bana ulaşmaya çalışmamıştı ama farkındaydım, takip ediliyordum. Onun yanından ayrıldığımdan beri siyah bir Renault Clio peşimdeydi, şoför koltuğunda orta yaşlı bir adam oturuyordu. Okulda, evde, iş yerimin olduğu alışveriş merkezinde, kısacası şu üç gündür adım attığım her yerdeydi bu adam. Hatta çalıştığım esnada kendisinin bizim mağazaya müşteri gibi girerek beni uzaktan gözetlediğine bile şahit olmuştum.

Bu adamı Yeşim hanımın ayarladığını nereden biliyorsun diye soracak olursanız, o gün otoparkta aynı araba kendisinin bulunduğu aracın hemen yanında duruyordu çünkü, plakası SUS şeklinde olduğundan istemsizce aklıma takılmıştı. Her ne kadar umursamamaya çalışsam da mümkün değildi, bu takip işinden inanılmaz rahatsız olmuştum.

Bugün günlerden cumaydı, mesaimin bitmesine bir saat kalmıştı. Okulda boş günümdü, bu yüzden vardiyam sabah başlamıştı. Saat beşte işten çıkacaktım. Neyse ki bugün mağaza nispeten daha sakindi, çok yorulmamıştım. İşten çıkar çıkmaz eve gidecek, güzel bir duş aldıktan sonra keyfime bakacaktım. Günlerdir bir bölüm bile dizi izleyememiştim anksiyete krizleri geçirmekten. Bugün iyi hissediyordum, Yeşim manyağını bir dakika bile düşünmek istemiyordum artık. Zaten elimden hiçbir şey gelmiyordu, olacakları engellemeye muktedir değildim.

iki saat sonra

İşten çıkmış, eve varmıştım. Duşumu da aldıktan sonra kendime gelmiştim. Şimdi yatağımda uzanıyor, kitap okuyordum. Annem birkaç günlüğüne Kocaeli'ne, teyzemlere gitmişti kalmaya. Babamsa henüz işteydi, bugün geç gelecekti. Tek çocuk olduğum için ev bana kalmıştı. Bu benim için iyi bir şeydi çünkü evde yalnız olmaya, istediğim gibi hareket etmeye bayılıyordum.

Elimdeki fantastik kitaba dalmış, okumaya devam ederken salonda şarja bıraktığım telefonumun zil sesi bütün evde çınlamaya başladı. Ani ses yüzünden küçük bir kalp krizi geçirerek kitabı bıraktım ve hızla salona doğru yürüdüm. Ekranda görünen yabancı numarayla zorlukla yutkundum, galiba hesap günü gelip çatmıştı.

Telefonu elime alıp sesini kıstım, çalmaya devam ediyordu. O anda iki saniyelik bir beyin fırtınasının ardından açmamaya karar verdim. Yeşim hanım en kötü sinirlenir, gururu incinir, peşimi bırakır diye düşünüyordum. Evime gelip beni kaçıracak halleri yoktu herhalde, dağ başında yaşamıyorduk sonuçta değil mi?

Telefon ısrarla çaldıktan sonra sustu, bense büyük bir korkuyla oturdum koltuğa. Şarjdan çıkardığım telefonum elimdeydi, patlamaya hazır bir bomba gibi panikle tutuyordum onu şimdi.

Aradan bir beş dakika kadar geçti, aynı numara tekrar aramaya başladı. Yine uzun uzun çaldırdı, ben yine anında sesini kısmış ve açmamıştım. Bu sırada aklıma beni takip eden adam gelirken hızla pencereye koşup perdeyi araladım. Evet, aynı araba her zamanki gibi bizim sokağın başında park halinde duruyordu. Anladığım kadarıyla dikkat çekmemek için bizim binadan uzak duruyordu.

Gelen bildirim sesiyle hemen telefonuma döndüm, beni arayan numaradan bir mesaj gelmişti.

054311..:

my woman × g&gHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin