six

8.1K 147 93
                                    

YORUM YORUM YORUM

-

Üzerimde siyah uzun kollu transparan bir bluz ve siyah ince askılı bir atlet, altımda yüksek bel bol paça gri bir kot pantolon, ayağımda boyumu uzun gösteren beyaz sneakerlarım vardı. Nisan ayında olmamıza rağmen hafiften esen hava sebebiyle siyah kot ceketim de yanımdaydı. Göğüslerimin hemen altında biten saçlarımı düzleştirip açık bırakmış, hafif bir makyaj yapmıştım. Açıkçası bugün mütevazı davranamayacağım kadar güzel görünüyordum, her şey Yeşim içindi.

Dünkü konuşmamızdan sonra gece güç bela uyumuş, sabah özene bezene hazırlanarak okula gelmiştim. Normalde de giyimime kuşamıma dikkat ederdim ama bu kadar değildi, bugün bir hafta sonra ilk defa Yeşim'le görüşeceğim için ekstradan vakit harcamıştım. İnsanlar yanlarından geçerken kafalarını çevirip tekrar bakıyorlardı sabahtan beri. Bu kadar ilgi çekmek her ne kadar diken üstünde hissettirse de bir şekilde günü idare edebilmiştim.

Şimdiyse okulun B kapısının önündeydim, çoğu öğrenci ana kapıdan girip çıktığı için burası daha sakindi. Yeşim beni almaya gelecekti, her zamanki gibi dikkat çekmek istemiyordu. Bugün iki dersim vardı, doğru düzgün odaklanamadığım için gün çabucak geçmişti. On dakikadır buradaydım, Yeşim'i bekliyordum.

Az sonra sokağa giren beyaz BMW ile bakışlarım şoför koltuğuna döndü, Yeşim'le göz göze geldiğimizde kendimi tutamayarak gülümsedim. O da gülümsedi ve tam önümde durdu, saniyeler içinde yanına oturmuştum bile. Bir an birbirimize bakakaldık, daha sonra aynı anda güldük. Yeşim elini yanağıma doğru uzattı fakat hemen sonra arkadan gelen korna sesiyle elektrik çarpmış gibi geri çekildi.

"Göz önündeyiz, önce uzaklaşalım buradan." dedi ve birlikte yola koyulduk. Sokaktan çıktığımızda Yeşim gözlerini yoldan ayırmadan sağ eliyle bacağımı sıktı. Gözlerim pantolonumun üzerindeki beyaz elinde kalır, temasıyla tüylerim diken diken olurken o "Çıkar şu ceketini, üzerindekini göremedim tam." diye mırıldandı.

Bir eli direksiyonda, diğer eli bacağımda olan Yeşim'in ricasıyla(!) heyecanlanarak ceketimi çıkarıp arka koltuğa bıraktım. Hemen sonra kırmızı ışıkta durduğumuzda Yeşim tüm odağını bana çevirdi ve birkaç saniye öylece üst bedenimi, transparan bluzumdan dolayı belirgin olan göğüs dekoltemi izledi. Yeşil yandığında bakışları hala üzerimde olan Yeşim'i uyarmak için "Yeşil yandı." dedim, bunun üzerine o önüne dönüp gaza bastı.

Kıyafetime uzun uzun bakmasına rağmen bir şey dememiş, beğendiğine ya da beğenmediğine dair hiçbir yorumda bulunmamıştı. Saniyeler sonra daha fazla dayanamadım ve sessizliği bölerek "Nasıl, beğendin mi?" diye sordum. Yeşim bana bakmadan asabi bir tavırla "Çok beğendim Başak. Bu ne biçim bir kıyafet allahaşkına, daha açığını bulamadın mı?" karşılığını verdi.

Anında suratım düşer, kendimi kötü hissetmeye başlarken bir an verecek bir cevap bulamayarak durakladım, neden sonra "O kadar da açık değil, abartıyorsun bence. Senin için giymiştim." diye mırıldandım.

"Benim için giyiniyorsan bir dahakine daha üsturuplu kıyafetler seç, böyle açık saçık şeylerden hiç hoşlanmıyorum. Teşhirciliğin lüzumu yok."

Bana teşhirci demesiyle dudaklarım şokla aralandı, o gözlerini yoldan ayırmazken büyük bir hayal kırıklığıyla yan profilini süzdüm. Sabahtan beri süregelen bütün heyecanımın içine anında sıçmış, moralimi yerle bir etmişti. Boğazımda oluşan yumruyla zorlukla yutkunarak önüme döndüm ve camdan dışarıya bakmaya başladım, gözlerim yaşarmıştı. Hayır, beğenmediyse bile bunu böyle mi söylemeliydi? Bana teşhircilik yapma diyerek mi belirtmeliydi fikrini? Sanki bana karşı, giyim tarzıma karşı dolmuş; fırsatını bulur bulmaz patlayarak patavatsız bir tavırla düşüncelerini açıklamıştı. Durduk yere orospu olmuştum.

my woman × g&gHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin