➱23

4.8K 693 85
                                    


°

°

Kısık sesle kıkırdayıp telefonunu yastığın altına bırakırken yatağa yapıştırdığı koltukta uyuyan küçük bedenin karnını hafifçe ovuşturuyordu.

Baemin'in arada bir değişen tatlı mimikleriyle yüzünden tebessüm inmezken kaşlarına inen kaplan baskılı şapkayı birazcık indirip rahat uyuması için gözlerine gelecek ışığı engelledi.

"Neye gülüyorsun?"

Duyduğu boğuk bir o kadarda kısık sesle irkilip arkasına dönerek uyanan deltaya baktı.Şimdiki görüntüsü çok tatlıydı,ona bakan biri kesinlikle delta olduğunu düşünmezdi bile.

Seokjin'in hazırladığı kahvaltıdan sonra Jungkook'un sevdiği omletten yapıp güzel bir kahvaltı yaptırmış ardından hala vücudundaki yorgunlukla tam kendine gelemeyen delta uyuyakalmıştı.

Jimin,o sırada tekrar acıkan oğlunu doyurup uyutmuş en yakın arkadaşını sorguya çekmek için mesaj atmıştı.

"Tae ile konuştum."

Aynı kısık ses tonuyla cevap verdiğinde Jungkook göz devirip onu kolundan tutup kıvrak bir hareketle yanına yatırıp onu göğsüne çekti.

Bu hareketleri çok yapmıştı,bir yıl ara verse bile hala çok iyi yapıyordu.

"Çok gıcık o ya."

Bir çocuk gibi kuzenini annesine anlatırcasına huysuzlandığında omega  gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı.

"Öyle deme arkadaşıma."

Aldığı uyarıyla omeganın beline sardığı elini sahiplenici bir şekilde sıkılaştırırken diğer eline aldığı tombul parmakları okşamaya devam etti.

"Deltana karşı çıkma."

Şakayla karışık fısıldadığında Jimin kıkırdayıp yanağını göğsüne sürttü.Jungkook'a yakın olduğu her an içinde biriken özlem patlak veriyordu.

"Deltam..."

Kendinin bile zor duyduğu bir tınıyla konuştuğunda Jungkook duymuş gururla uluyan kurdunun aksine içine çocuksu bir heyecan dolmuştu.

"Senden ayrı kalmak cehennem azabı gibiydi hatta daha beteri..."

Kulaklarına dolan hüzün dolu sesle gözlerini kapatıp dudaklarını birbirine bastırırken artık konuşacaklarının zamanı geldiğini anlamıştı.

"... yirmi altı yıllık hayatımda iki yıl cenneti yaşamışım gibiydi ki öyleydi..."

Omega duyduklarıyla iyice deltaya yapıştığında ağlamamak için gözlerini,sıkıca kapattı ve açmadı.Jungkook hala avucunu ısıtan sıcak eli okşarken sözlerine devam etti.

"...ama birden kendimi ateşlerin içinde buldum.Sesin kokuna hasret kalan ciğerlerim alev alev yanıyordu o dört duvarın arasında."

"Jungkook ben..." ağzından kaçan hıçkırıkla devamını getiremeyince Jungkook onu sıkıca sarıp saçlarına dudaklarını bastırdı.

"Ağlama bebeğim,sadece bana neden benimle konuşmadan ihbar yaptığını söyle."

Yumuşak sesiyle sorduğunda Jimin sakinleşmek için yükselerek başını birkaç dakika deltanın boynuna gömdü.

Jungkook biliyordu,ne olursa olsun Jimin onun için en suçlu kişi olsada affetmelik birşey olmadığını şuan herşeyi konuşup eskisinden daha güzel olacaklarını biliyordu.

O Jiminsiz yaşayamazdı ne olursa olsun,buna katlanamazdı hele ki ikisinden bir parça olan minik omega oğulları varken.

"Se-seni ihbar ettiğim gün.." titrek bir nefes aldı üzüntüyle"..sen elindeki dosyayla içeri gelip 'çok önemli bir toplantı olduğunu çıkman gerektiğini' söyledin..."

Jungkook hatırladığı hatta saniyesini bile unutamadığı gün ile gözlerini sıkıca kapattı.O gün depoya gitmeliydi karısını sarhoşken öldüren buna ek ona bulaşan adamın icabına bakmalıydı.

"...evden çıktığında dosyayı kapının yanındaki vestiyerin üzerinde unutmuştun be-bende önemli birşeydir diye alıp peşinden çıkmıştım evden..."

Gözleri kocaman açılmışken Jimin'in onu takip etmemesini diledi.Ve takip etmişti de belki görmüştü herşeyi.

"...sen şirkete gitmiyordun kuytu sokaklara girdikçe ben kendimi kötü hissetmeye başlamıştım ama o durduğu yer..."

Devam edemeyince sesinin boğuk çıktığı çam kokulu boyna bastırdı burnunu gözlerinin önünden gitmiyordu o görüntüler.

"Sakin ol güzelim ben...özür dilerim çok özür dilerim."

"O adama işkence ediyordun yüzündeki o ifadeyi hayatım boyunca göremeyeceğimi düşünmüştüm,acımasızcaydı.Elindeki o aletler,öpmeye bile kıyamadığım dudaklarındaki o tehlikeli sırıtma seni hiç ta-tanımadığımı düşündürttü bana."

Git gide kısılan sesiyle kollarını daha sıkı deltaya sararken gözyaşlarını boynunda hisseden uzun beden suçlulukla boğuluyordu.

"Yemin ederim delta o karakola gittiğimde,ifade verdiğimde,evimize polislerle geldiğimde aklımda sadece babam vardı.Babamında mı öy-öyle öldürüldüğü düşüncesi vardı..."

Jimin,babası konusunda gördüğü en hassas insandı kendinin aksine.Annesi bir trafik kazasına kurban giden omega,günde mesleği yüzünden sadece birkaç saat gördüğü babasına deli gibi bağlanmıştı.

Birgün bir mafya çetesi yüzünden kapıdaki polislerden aldığı babasının ölüm haberiyle mahvolmuştu.

Kaç gün üniversiteye gitmedi,kaç gün psikologtan çıkmadı ya da kaç gün mezarlıkta akşamladı saymamıştı.

Ama o günler mezarlıktan çıkarken bir kapkaççının saldırısından onu kurtaran deltayla son bulmuştu.

°

°

Yavaştan başladım hamd olsun🤲🏻

Bu part-1😓

Okuduğunuz için teşekkür ederim🌿💚

Dangerous Delta [JİKOOK]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin