Bu kağıtta yazılanlar da neydi? G.K kimdi? Bulmamız gereken şey neydi? Aklımda birden fazla soru vardı. Bizden ne istiyorlardı? Biz sadece burayı merak etmiştik. Neden bu işlere bulaşmıştık ki? Hep Can yüzünden. Buldun madem bizi neden çağırıyorsunuz ki? Ama yine de o nereden bilebilirdi ki? O iyi bir çocuk hemen de günahını almayayım suçlamayayım. Ama Yiğit beni neden çağırıyor? Madem buldunuz birbirinize de anlattınız bizi çağırıp niye tehlikeye bizi de katıyor tehlikeye atıyorsunuz? Bir de yanımızda olacaklarını bizi koruyacaklarını söylemişlerdi. Sizin korumanız dan ne olur be? Had sizler siz kiminle olduğunuzun farkında değilsiniz herhalde. Bizi bir tanısanız korkarak kaçardınız be. TERBİYESİZLER.
Neyse şimdi çocuklara da suç atmasam mı? Sonuçta onlar nereden bilebilirlerdi ki? Onlar sadece kulübeyi biliyorlardı. E ama o zaman niye kulübeyi araştırıp mezarlığa gittiysek. Size ne el alemin mezarlığından. Maceraya bulaşmak istiyorsanız gidip bulaşın bizi niye aldınız olayın içine ya?
"Niye sabahtan beri yere bakıyorsun ufaklık?" Bora'nın sesini duyduğumda bir anda irkildim.
"He? Efendim" "Ne ben az önce sana efendim mi dedim?"
"Lan sen bana efendim mi dedin? Ya kıyamet kopacak galiba!"
"Ufaklık deme yoksa seni gebertirim Bora haberin olsun!"
"Peki, ufaklık. Ay pardon bak ufaklık dedim şimdi işim bitti işte dimi?"
"Bak, bu son olsun. Yoksa fena yaparım Ukala Bey!"
"Bu ismi sevdim bak, artık yeni ismim bu bana artık UKALA BEY diyebilirsiniz arkadaşlar."
"Bak dalga geçme sinir ediyorsun." "Ama yok ya sinirlenmeyeceğim bilerek yapıyorsun çünkü biliyorum yani!"
"Yoo, bilerek yapmıyorum." dedi ve devam etti. "Bu benim doğamda var kızım."
"Doğru. Gıcık olmak senin doğanda var, nasıl düşünemedim ya?!"
"Ya bir kesin sesinizi, bir şeyle uğraşıyoruz burada. Bir de siz eklenmeyin!" Yiğit'in sesiydi. Kızmıştı bize. Haklıydı da. Boş boş kavga ediyorduk. Hem de boş biriyle.
"Özür dileriz." dedim. Bora baktı. "Yani "kendi adıma." diye düzelttim hemen.
"Ne yapacağız?" dedi Selin.
"Neyi ne yapacağız?" diye cevap verdi Yiğit.
"E şişeyi ve mezarlığı."
"Ne olmuş mezarlığa?" dedim.
"Hiiç." dedi Selin. "Şişe çıktı ya içinden." diye ekledi. Bir şey saklar gibiydiler. Neyse ki pek de önemsemedim çünkü ben de bir şey saklıyordum. O yüzden de umursamadım diyebiliriz.
Can, "Niye hala burada bekliyoruz?" diye sordu.
"Bilmem?" dedi Sude.
"Sana sormamıştı ama," dedi Bora gıcık bir şekilde.
"Sana ne pardon?" diye atladı Selin. Arkadaşına böyle davranılmasından böyle denmesinden hoşlanmamıştı bence Selin.
"Hey kızlar!" dedi Yiğit susturmaya çalıştı ama dinleyen kim? Daha da çok devam ettiler aksine.
"Sana ne ya?" diye bir bağırma sesi yükseldi. İyice hararetlendi kavga.
"Durun kızlar ya" dedim. Duymadılar bile.
Can, "Kızlar susun hadi tamam ya." dedi. Bir yandan kızların konuşunca susmayacağını düşünürken bir yandan da Bora'yla ettikleri kavganın zevkini çıkarma düşüncesini aklımda bulundurdum. Kollarımı birleştirip izlemeye karar verdiğimde Yiğit'in bağırma sesini duydum.
"Kızlaaaar! Aseeel yardım etsene ne duruyorsun hadi sussunlar!"
İrkilince hemen Yiğit'e baktım. Kızlara da bakıp onlara doğru yürümeye başladım.
"Kızlar susun artık hadi bitirin şu saçma kavgayı!" diye bağırdım. Sude zaten olaya müdahale etmeye çalışıyordu. Selin Bora'nın üzerine yürürken benim sesimle durdu. Sude Selin'i tutmaya çalışırken bağırdığımda hem Bora'nın hayatını hem de Sude'nin Selin ile Bora'nın arasında kalacak olan elini kurtarmıştım :)
"Tamam gerçekten. İyice büyüttünüz hee." dedi Can.
Sude, "Şükür!" dedi.
Bora'ya güldüm ve göz kırparak,
"Hayatını kurtardım, bana bir hayat borçlusun." Güldü, "Her zaman, her şekilde kurtarırım ama kızlarla kavga falan edersen oraya karışamam orası sıkıntı. dedi gülerek.
"Tamam sıkıntı yok." dedim Sude'ye dönerken. "Senin de elini kurtardım." deyince Sude şaşırdı.
"Ne?" dedi.
"Elini diyorum elini, Selin ile Bora'nın arasında kalıyordu da, kurtardım diyorum."
"Hee" dedi eline bakarak. "Teşekkürler." dedi yapmacık bir şekilde.
"Eyvallah!" dedim ve Yiğit konuştu.
"Arkadaşlar ormana geldiğimizden beri bir kavga, itişme, laf dalaşı, odaklanmayı ne zaman düşünüyorsunuz?" "Eğer kavga etmeyi hala isteyen varsa o zaman bizden ayrılarak edebilir ama eğer macera istiyorsanız kurallara uymak zorundasınız!" dedi azarlayarak. Haklıydı ama sıkılıyorduk elbette. Hep de ciddi olunamazdı ya canım, saçmaydı yani. Hem bu bizim işimiz değildi zaten ama bir şey demiyordum çünkü bir şey dersem ya dinlemiyorlardı ya da sözüm yarıda kalıyordu.
"Odaklanalım." dedi Sude.
"Bence de." dedi Selin.
"Şimdi arkadaşlar, önce kulübeye geri dönmemiz gerekecek. Sonra da devam ederiz hem orada Ada'lara da anlatırız onlarda öğrenmiş olur.
"TAMAM!" dedik hepimiz Yiğit'in kölesi gibi.
"Su verir misin?" dedi Sude. Önce tam duyamamıştım. Sonra, "He?" dedim.
"He değil, efendim." dedi Sude. "Su verir misin? Çantadan."
Eyvah! İşte geçmiş olsun. Ya çantadan suyu çıkartırken kutu düşerse diye telaşlandım. Ama sonra iyice düşününce şuna karar verdim; önce Sude'yi çağıracaktım. Sude'yi çağırdım ve sonra yere doğru çömeldik Ve Sude'ye gösterip anlattım. Ve Selin'lere söylememesi gerektiğini de belirttim. Önce neden dedi sonra anlatınca onayladı. Ben de bir şeyler yapmak, bulmak ve işe yaramak istiyordum. Bu yüzden gösteremedim kimseye, gerçi bütün işi batırmaz isem. Sude onaylayınca bana sarıldı.
"Merak etme söylemem." dedi. "Bu işi birlikte halledebiliriz, telaşlanma" dedi. Aslında en iyisi de Sude'ydi içlerinden. Sevecen,arkadaş canlısı. Ne kadar merhametsiz dursa da merhametliydi. Selin çok sinirli ise Sude sakin, Ada çok ağlıyorsa Sude ağlamıyor, ben çok mutsuz isem ve o mutluysa ve eğer beni de fark ettiyse o da mutsuz oluyordu. Aslında en iyi arkadaş grubumu bulmuştum. Ah biz yeni 8'li Macera'ya atılmanın zamanı mıydı?
ARKADAŞLAR EN SEVDİĞİMİZ BÖLÜMLERDEN BİRİYDİ BU BÖLÜM. SİZCE NASILDI. EVET BİLİYORUZ Kİ BAYA UZUN ZAMANDIR YAZAMIYORDUK ÇÜNKÜ TAŞINMA İŞLERİM OLDU VE ZATEN ARTIK 8. SINIFA GEÇTİĞİMİZ İÇİN DE SINAV ÇOCUĞU OLDUK. BU YÜZDEN PEK FAZLA YAZAMIYOR OLABİLİRİZ KUSURUMUZA BAKMAYIN LÜTFEEEN!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP MEZARLIK
AdventureMacera,aksiyon ve bir tutam aşk olan bu kitap sürükleyici bir hal alıyor.Başrollerimiz ve arkadaşları buldukları mezarlık ile maceraya atılıyorlar.