Jungkook'un ailesine ait olan evde Jimin'in kalabileceği yeterince oda vardı. Jimin, Jungkook'un sakinliğinden yararlanarak odaları tek tek gezmiş ve eşyalar hakkında yorum yapmıştı- Aslında bunu yapmasının sebebi Jungkook'la yalnız kalmaktan çekinmesiydi. Jungkook ise onu sessizce dinlemekle yetinmişti. Bazen de gülümseyerek eşlik etmişti ona. Jungkook'un kaybettiğini ilan etmesi Jimin için keyif verici olmalıydı- Ne de olsa Jeon Jungkook gibi, sadece kendisiyle anlaşabilecek bir alfa karşısında diz çökmüştü. Elbette bu tamamen böyle olmamıştı ama Jimin hayal gücünden cömertçe yararlanmıştı. Ve yine de kazanmış hissetmiyordu. Çünkü onun incindiğini biliyordu. Yakışıklı ve bir o kadar da itici suratından anlayabiliyordu. Hatasını kabul etse de nasıl özür dileyeceğini bilmiyordu ama. Jungkook gibi biri bile özür dileyebilmişken o neden yapamıyordu?"Böyle bir evi varken insan neden o dairede sıkışıp kalır ki?" dedi koltuğa uzanırken. Jungkook hemen karşısında oturuyordu. Jimin gece için kalacağı odayı seçtikten sonra birlikte salona dönmüşlerdi. Yatak odasında durmak ikisini de tuhaf hissettirmişti.
"Gazeteciler." diye mırıldandı Jungkook. Şimdi daha rahat hissediyordu. Omeganın düşünmeden söylediği şeyler onun dikkatini dağıtmıştı, sinirlendirmesi gerekirken. "Anlıyorum." Jimin bacaklarını koltuğun kenarından sallandırdı. Ufak bir çocuk gibiydi böyle.
"Bana kızgın mısın hala?"
"Değilim," dedi Jungkook. "Öyle olsaydım seninle mobilya puanlama yapamazdım, değil mi?"
Jimin başını sallayarak onayladı onu. "Haklısın." Göz ucuyla karşısında oturan alfaya baktı. "Gecenin bu saatinde çalışıyor olamazsın." diye homurdandı onun tabletiyle bir şeyler yaptığını gördüğünde.
"Kontrol etmem gereken şeyler var."
"Bu saatte mi?"
"Gerçekten çok çalışıyor." diye düşündü. Sahip olduğu her şeyin soyadı sayesinde olduğunu düşünmüştü ama muhtemelen sıradan biri de olsa o yine Jeon Jungkook olabilirdi. "Yarın için." dedi Jungkook, dikkati ekrandaydı. "Şimdi halledersem yarın başka şeylerle ilgilenebilirim."
"Başka şeyler mi? Ne gibi?"
Jungkook iç çekerek başını salladı. Omeganın olduğu yöne bakmama konusunda kararlıydı. Bakarsa dikkatinin dağılacağını biliyordu. Yeterince savunmasız düşmüştü bu gece ve kendi rızasıyla aştığı sınırı yeniden çizmeli miydi, bilmiyordu. Alfalardan nefret eden bir omega neden onun gibi birine sempati beslerdi ki? Bu mantıksızdı. "Senin gibi." dedi kontrol ettiği son evrakı da sekreterine mail attıktan sonra. Jimin'le baş edemezdi. Bunu dile getirdiği için utanç duyuyordu ama aksini iddia etmek bir şeyi değiştirmeyecekti. Jimin'in ailesiyle ilgili meseleleri öğrenmesi hoşuna gitmemişti belki, onu asıl endişelendiren Kangdae'yle yalnız kalması olmuştu. O adamın kimseyi zorladığını görmemişti daha önce ama ona nasıl güvenebilirdi? Bir alfa olarak kendisi bile zor tahammül ederken omegalar nasıl hissediyordu kim bilir? "Ya ona bir şey yapsaydı? Bununla nasıl baş edebilirdi? Her şeyden önce..." Göz göze geldiklerinde Jimin gülümsedi.
"Randevuya mı çıkıyoruz?"
"Şirket bir sergi açılışına sponsorluk yapacak." dedi Jungkook. "O iyi olduğuna göre bunları düşünmem anlamsız." dedi kendine, ikna etmek istercesine.
"Partnerim olarak yanımda bulunman gerekiyor."
"Sergi mi?" Jimin yüzünü buruşturdu. Sergi gezmek ya da diğer sanatsal aktiviteler ona göre değildi. "Öyle yerlerken hoşlanmıyorum, çok sıkıcı."
"Tüm gözler üzerimizde olacak. Bu iyi bir fırsat."
"Sıkıcı olduğu gerçeğini değiştirmiyor ama."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blind Date With An Omega - JiKook
FanfictionKore'nin zengin alfa ailelerinden birinin oğlu olan Jungkook ailesinin ısrarıyla kör buluşma teklifini kabul eder. Ama buluştuğu kişinin erkek olduğundan habersizdir. "Buraya kadar gelme zahmetine girdim, değil mi? En azından iyi vakit geçirmemi sağ...