"Park Jimin, sen aklını kaçırmışsın.""Sessiz ol!" Jimin arkadaşının oturması için uzandı onu susturmaya çalışırken. "İnsanlar bize bakıyor."
"Sence şu an önemli olan bu mu?"
"Tabii canım," Yoongi alaycı bir tavırla güldü. "Arkadaşımızın bir chaebolla çıkması oldukça sıradan bir olay çünkü. Hepimizin başına gelebilir."
Jimin yerine oturduğunda Yoongi'ye imalı bir bakış attı. "Bazen kimin tarafında olduğunu anlayamıyorum."
"Taraf tutmuyorum. Ama Yuna haklı."
"Elbette haklıyım!" dedi Yuna. "Ne yaptığının farkında mısın? Tehdit mi ediliyorsun yoksa?"
"Hayır." Jimin iç çekti. Bunların başına geleceğini düşünmemişti; tüm aklı alfa ve onunla ilgili tüm diğer şeylerdeydi. İlişkilerinin kendi hayatını nasıl etkileyeceğini düşünememişti. Ne aptaldı ama!
"Yaşlı bir adamla birlikte olsaydı bu mümkün olabilirdi. Ama tanrı aşkına, o Jeon Jungkook."
Yoongi Yuna'yı sakinleştirmek için kıza uzandı, omuzunu hafifçe sıktı. "Jimin'i tanıyorsun. Endişelenmene gerek yok. Başının çaresine bakacaktır." Yuna hala öfkeli gözükse de başıyla onayladı, Yoongi'nin haklı olduğunu biliyordu. Jimin nihayet rahat bir nefes alabildiği için seviniyordu. Arkadaşlarının bu kadar tepki göstereceğini de düşünmemişti- tüm diğer şeylerle birlikte. Ortaya çıkan fotoğraflarla birlikte onu görenler arkasından konuşmaya başlamıştı. Üstelik bazıları Jimin'in onları duyup duymamasını bile umursamıyordu. Başlarda bu Jimin'in umrunda olmamıştı. Ama sınıfındakilerin hakkında kötü söylentiler yaymaya başladığını fark ettiğinde müdahale etmesi gerektiğine karar vermişti. Ama Yuna ondan önce davranmış; Jimin hakkında asılsız şeyler söyleyenlerle hiç acelesi yokmuşçasına rahat bir tavırla tartışmaya başlamıştı. Öyle ki Jimin sinirini bozan insanlar için kötü hissetmişti sonunda, Yuna'yı onlardan uzaklaştırmaya çalışırken.
"Bize anlatmalıydın."
"Her şey bir anda oldu." dedi Jimin. O bile bilemezdi Jeon Jungkook gibi bir alfayla birlikte olacağını. Her şey bir yana, kesinlikle Jimin'e göre biri değildi. Kendini beğenmişin tekiydi ve alfa olduğu için övünen tiplerden nefret ederdi Jimin.
"Her neyse, mutlu hissediyorsan."
Bir şey söyleyemedi. Yoongi'yle göz göze geldiklerinde zoraki bir gülümsemeyle karşılık vermişti.
"O kredi kartına sahip biri nasıl mutsuz olabilir ki?" dedi Yoongi aralarındaki havayı değiştirmek için.
"Bak doğru söylüyorsun." Jimin önündeki menüyü masanın ortasına itti. "Ne yemek istersiniz?"
"Böyle harcamanda bir sorun yok mu?"
"Hayır, istediğimi yapabilirim."
"Ailesinin buna izin vereceğini düşünmezdim." Yuna menüyü önüne çekerek kısa bir göz attı. Siparişine karar verdiğinde bakışlarını Jimin'e çevirdi. "Zenginlerin eli normal insanlarınkinden daha sıkı oluyor. Eğer süper havalı oğullarının sıradan bir omega için para saçmasına-"
"Yeter bu kadar." Yoongi kız arkadaşlarının sözünü keserek elini kaldırdı. "Çok açım, izin verirseniz ay sonunu düşünmeden bir şeyler yeme fırsatını kaçırmak istemiyorum."
Yuna'nın değişen ifadesinden bozulduğunu anlamıştı Jimin. Ama bunun için üzgün hissetmiyordu. Aksine, araya girdiği için Yoongi'ye minnettardı.
Zengin olmanın, sürekli olarak gelecek için kaygılanmadan yaşamanın ne demek olduğunu bilemezdi Jimin. Elbette öyle insanların da kendine göre dertleri olmalıydı ama Jimin gibilerinki gibi olmazdı. Okul masraflarını karşılayabilmek için koşturduğu yarı zamanlı işlerini düşündü. Ablasının kirayı ödeyebilmek için nefret ederek çalıştığı işleri. Acaba Jeon Jungkook bir şeylerden nefret etmiş miydi? Onun gibi omegalar dışında bir şeylerden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blind Date With An Omega - JiKook
Fiksi PenggemarKore'nin zengin alfa ailelerinden birinin oğlu olan Jungkook ailesinin ısrarıyla kör buluşma teklifini kabul eder. Ama buluştuğu kişinin erkek olduğundan habersizdir. "Buraya kadar gelme zahmetine girdim, değil mi? En azından iyi vakit geçirmemi sağ...