Blind Date With An Omega - JiKook

ⅹⅹⅴ.

"Demek öyle," dedi Bayan Jeon. Uzun süredir sessizdi ve Jimin kadının bir an için ölmüş olabileceğini düşünmüştü. Kırsalda yaşayan büyükannesi yerinden zor kalkabiliyorken bu kadın nasıl olur da bu kadar dinçti? "Zenginlik böyle bir şey mi?" diye düşündü içinden Jungkook'a bakarken. "Nam Ailesi'nin bu işe karışması hiç iyi olmadı." Jungkook ortaya atılan asılsız haberler için yaşlı kadınla görüşmek istemişti. Ama şanslıydı ki yolda onu güzel bir sürpriz daha bekliyordu. Nam Kangdae'nin büyük bir resiminin olduğu haber tüm sitelerde yayınlanmıştı, hem de birkaç dakika içinde. Jungkok öfkeden tableti bir kenara atınca haberi okumak Jimin'e düşmüştü. "Siktir ordan!" diye bağırmıştı Jimin. Kafasını kaldırdığında önce karşısında oturan Jungkook'la ardından da dikiz aynasından şöförle göz göze gelmişti. "Afedersiniz." demişti mırıltıyla. Ve haberi hazmedemeden Bayan Jeon'un karşısında bulmuşlardı kendilerini. "O çocuğun problemler yarattığının farkındayım ama..." Kadın onaylamaz bir tavırla başını salladı. "Bu kadar ileri gideceğini düşünemezdim. Bana neden söylemedin?"
Jungkook sessiz kaldı. Çıkan habere göre Nam Kangdae içkili olduğu bir gece çevresine Jungkook'u zor durumda bırakmak için ona oyun oynadığını anlatmıştı. Üstelik ona inanmaları için kanıtlar da sunmuştu. Ve haberde yer alan hiçbir cümle Jimin'le alakalı değildi. Ya Kangdae gerçekten boş boğazlık yapmıştı -ki bu Jungkook'a göre imkansızdı- ya da Kangdae bir şeyler karıştırıyordu. "Yasal yollara başvurmak fazla yorucu olurdu." derken omuz silkti. Jimin bunun yalan olduğunu biliyordu. Kayıtsız ifadesinin aksine Jungkook'un -özellikle de Kangdae'yle- uğraşmaktan keyif alacağını biliyordu. "Aramızdaki sorunlar yüzünden işlerimizin bozulmasını da istemedim."

"Ne kadar zarar ettiğimizin farkında mısın?" Bayan Jeon'un sesi yükseldiğinde Jungkook duruşunu düzeltti. "Elbette öyleyim," Başınj salladı sözlerini desteklemek için. "Ama NM ile yaptığımız anlaşmalar kaybımızdan daha büyük. Üstelik karşılık verirsem..." Koltuğun üzerindeki eli Jimin'e uzandığında kalbinin durduğunu hissetmişti Jimin. "Nişanlım zor duruma düşecekti. Kimsenin ilk buluşmamızda soluğu otel odasında aldığımızı bilmesini istemedim. Bu..." Cümlesine devam etmeden önce bakışları bana döndü. "benim ne kadar zayıf iradeye sahip bir alfa olduğumu düşünmelerine de sebep olabilirdi." Jungkook'un umursamazca söylediği yalanlar Jimin'in olduğu yerde kırmızıya bürünmesine sebep olmuştu. Bayan Jeon onaylamaz bir şekilde kafasını sallarken dudaklarından tch sesi çıkmıştı. "Sana gönderdiğim dosyada böyle birinin olmadığının farkındaydım. Yine de anlayış gösterdim. Bunu ailemizin itibarı için yaptım ve neredeyse hata yaptığımı düşünecektim. Sujin'in ne kadar incindiğini bilemezsin."

"Konu annem değil, büyükanne." Bayan Jeon elini kaldırarak onu susturdu. "Seni destekledim. Çünkü sahip olduğum çocuklar içinde en iyisi senin babandı." Yüzünü buruşturmamak için büyük çaba sarfediyor gibiydi. "Ve o olaydan sonra... seni yanıma alırken ailenin başına geçeceğini biliyordum. Seni büyüttüm ve en iyisi olman için yapabileceğim her şeyi yaptım. Bir omegayla evlenmeni istemek belki senin için ağır bir fedakarlıktı ama yapılması gerekiyordu. Sen yapmazsan onlardan biri yapacaktı."

Jimin santimler uzağındaki alfanın bedenindeki gerginliği fark ettiğinde elinin üzerini okşadı usulca. Bunca zaman inkar edip dursa da şimdi, onun yanındayken hep olması gereken yerdeymiş gibi hissediyordu. Yabancılık ya da yadırgama yoktu.

"Nihayetinde tüm bu yaşananlara rağmen iyi anlaştığınızı görüyorum. Sekreterimden bir yazı yayınlamasını istedim – tüm bunların birer akran çekişmesi olduğunu ve aşırıya kaçtığınızı söyleyeceğiz. NM'in oğullarının düğününden sonra nişanlandığınızı ilan edip bu mesele kapatacaksınız."

"Nişan mı?" Dakikalardır ilk kez konuşuyordu Jimin.

"Nişanlandığınızı söylediniz."

Parmağındaki yüzüğe eğildi. Kadının fark etmemesi imkansızdı fakat resmi bir teklif almışlığı da yoktu. Hem ilişkileri çok yeniydi. Ve henüz okulu bile bitmemişti.