VINGT

200 11 5
                                    

Flengton'a geldiğimizden bu yana sadece üç gün geçmişti. Bu üç gün içinde Adrien'ı güzelce ağırlamıştık.

Annem hakkında yaptığımız araştırmalar hiçbir sonuç vermiyordu. Malikanede anneme dair bir şey yoktu.

Ne annesi, ne babası.

Küçük de olsa bir ipucu bulmak için Terry'nin civarında yaşayan soylu ailelerle iletişim kurmuştuk. Onlardan da bir cevap yoktu.

Son olarak halktan bilgi almayı düşündük. Her ne kadar pek umudum olmasa da...

"Leydim, içinizde güçlü bir mâna hissediyorum."

Bir anda önümüzde beliren genç kadının sesi, insanı cezbediyordu.

"Merhaba."

Dedi tekrar neşeli bir sesle.

Adrien'a baktı ve baştan aşağı süzdü.

"Merhaba."

"Sizi dükkanıma davet etmeyi çok isterim, ne dersiniz?"

Tatlı bir şekilde gülümsedi.

Arkasını döndü ve onu takip etmemizi bekledi.

"Bir sorun olmaz herhalde. Hem, fazlasıyla yorulduk, biraz dinlenmekten zarar gelmez."

Diyen Adrien'ı haklı buldum ve birlikte kadını takip ettik.

Dükkanı orta boyuttaydı ve pek gelen giden yoktu. Basit, tahta bir kapısı, mermer taştan yapılmış, hiç boya sürülmemiş bir dükkandı.

"Beklentilerinizi karşılayamadıysam özür dilerim. Lütfen şuraya oturun."

İşaret ettiği masaya baktım. Ardından sandalyeye oturduk ve elinde fincanlarla geri döndü.

"Bu nedir?"

Çaya benzemiyordu. Adrien'a baktı ve cevap vermek için ağzını açtı. Garip bir şekilde ilgimi çekiyordu.

"Bu özel bir tarif. Suyu tatlandırdım ve kaynattım. Bunun için sihir kullandım."

Tadına baktığımda su ile uzaktan yakından alakası yoktu. Tadı gerçekten hafif ve güzeldi.

"Büyücü müsün?"

Dedim aniden, gülümsedi.

"Hayır..."

Bir süre gözlerimin içine baktı.

"...Ben bir cadıyım."

Kaşlarımı çattım. Aslında şaşırmama gerek yoktu. Bu dünyada sihirbazlar, büyücüler, hatta sirenler bile vardı. Ama yine de şaşırmadan edemiyordum.

"Anlıyorum."

Dedim ve Adrien'a baktım.

Bu şeyleri sürekli duyduğu sakinliğinden belliydi. Hiçbir şey olmamış gibi, bardağı dudaklarına değdirdi.

Onu izlediğimi fark etmiş olmalı ki, bana döndü.

"Bizi buraya getirmenizde bir amaç olmalı."

Adrien bakışlarını benden çekti ve kuşkuyla kadına baktı, bende bakışlarımı cadıya yönlendirdim.

"Cadılar kendilerini kolayca ortaya çıkarmaz."

Öyle miydi? Gerçi uzun süre burada yaşıyor olsam da, hâlâ bilmediğim bir çok şey vardı.

"Haha, harikasınız. Ayrıca haklısınız da, leydinin bulmak istediği bir geçmişi var."

"Nereden biliyorsun?"

I Became The LadyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin