RUH DÜĞÜMÜ

33.7K 359 65
                                    

MERHABA ARKADAŞLAR. 2. BÖLÜM BİRAZ KISA  AMA EN YAKIN ZAMANDA YENİ BÖLÜM GELECEK. EĞER BEĞENDİYSENİZ BÖLÜM SONUNDA OYLAMAYI UNUTMAYIN. AYRICA CEHENNEM ÇİÇEĞİ KİTABIMA DA YENİ BÖLÜM YAYINLADIMMM. BEKLEYENLER VE GÖRMEYENLER İÇİN...

İYİ OKUMALARRRR
•••••••

Yatağımın saten çarşafı tenimi okşarken, açık penceremden içeri sızan rüzgar cildimi yalayıp geçiyordu. Hava buz gibi soğuktu ama şu an tek ihtiyacım olan şey soğuk havaydı. Üşümek, zihinimi yoruyorken düşünebildiğim tek şey zangırdayan kemiklerim oluyordu. Başka şeyleri düşünmekten, vücudumda yorgun düşmeye başlamıştı.

Akşam saat 21.15 ti ama ben yatağımda uyumaya çalışıyordum. Vicdan azabı, zihinimin kapısını yumruklayarak çalmaya başlamıştı.Bilmiyorum bu vicdan azabı mıydı yoksa sonuçsuz bir birliktelik olduğu için duyduğum azap mı?

Ersin akşam beni aramış ve evlerine yemeğe çağırmıştı fakat hastayım diyerek gitmemiştim. Gitmek istemiyordum çünkü! Gökayla yüz yüze, göz göze gelecek olmak şu anda beni ürkütüyordu. İllaki karşılaşacaktık ama şu an olsun istemiyordum. Sevgilimin abisiyle yatmıştım! Zihnimde tekrarlandıkça çığ olup büyüyordu bu düşünce. Ellerimi yüzüme yasladım ve derin bir of çektim. Yatağın içinden zorlukla çıktım ve odamdan da çıkıp lavaboya ilerledim. Elimi yüzümü buz gibi suyla yıkadım ve saçlarımı tepeden topladım.

Yatağa yatıcak ve sadece uyumaya çalışacaktım.  Planım buydu. Aynadan kendim ile göz göze geldim. Yeşil gözlerim kızarmaya başlamıştı. Kahverengi belime uzanan saçlarımı topladığım için kuş yuvası gibi gözüküyordu.

"Düşünmek yok!" Dedim kendi kendime. Bir anda içeriden gelen yüksek bir sesle olduğum yerde irkildim. Sanki bir şeyin yere düşüp, çakılma sesiydi. Banyonun kapısını yavaşça araladım ve koridorda göz gezdirdim. Uzun koridorda, yere düştüğünü gördüğüm her hangi bir şey yoktu.

Koridorun ışığını mutlaka açık bırakıyordum çünkü geceleri kalktığımda korkuyordum.

Koridordan ilerleyip odama girdiğimde, hiç
Bir şey olmadığını görmek rahatlığıyla tuttuğum nefesimi dışarı verdim ve artık perdemi iyiden iyiye havalandırmaya başlayan rüzgarı kesmek için odamın camını kapattım.

İçerisi buzhane gibi olmuştu ve ısınması zaman akacaktı. Bu soğuk bana yeterliydi. Yetmeliydi!

Bir anda ağızıma koyulan bir el ile sırtımın bir gövdeye yaslanması bir oldu. Gözlerim panikle aralandığında, olabildiğince bağırmaya çalıştım.  Sesim boğuk çıkıyordu ama çığlık atıp küfür etmeme engel değildi.

"Çık, çık,çık ağızına o pis kelimeler hiç yakışmıyor. Oysa ki cici bir kızdın."

Gökay!

Arkamdaki şahısın o olduğunu bilmem içimdeki korkuya bir nebze su serpsede, bu saatte benim odamda ne işi vardı ve nasıl girmişti?

Kendimi kuvvetlice çektim ve sinirle ona döndüm.

"Ne işin var senin , benim odamda ? Sapık mısın izinsiz giriyorsun evime. Çık dışarı." Tek
Elimle kapıyı gösterirken, gözleri ilk önce elime sonradan tekrar gözlerime döndü.

"Kapıdan girmedim ki, kapıdan çıkayım." Gözleriyle camımı işaret edince,

"Tırmanmak çok basit. Ben değil Ankaradaki tüm sapıkların 1 saniyesini almaz" dedi ve alayla sırıttı.

"Senden âla sapık mı var Gerizekalı!!!" Dediğime , hızlı bir şekilde elini enseme attı ve beni kendine çekti.

Burunlarımız birbirine değerken , nefeslerimizde karışmaya başlamıştı. Sinirle gözlerine bakmaya devam ediyordum. Kafamı geri çekmeye çalıştım ama o kadar kuvvetli tutuyordu ki, boş yere efor sarfetmekten başka bir şey değildi.

SEVGİLİMİN ABİSİ +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin