06

5.9K 739 545
                                    



muhtemelen orta yaşlarının sonlarında olan sarı saçlı adam otomatik açılan kapıdan girdiğinde etraftakilerin bakışlarının odağı oldu.

danışmada oturan genç kadın onu tanıdığında telaşla oturduğu sandalyeden kalktı. "hoş geldiniz bay han," diye mırıldandı saygıyla eğilirken. "izin verin size müdürün odasına kadar eşlik edeyim."

adam donuk gözleriyle kendisini süzen kadını başıyla reddetti. "gerek yok," etrafa bakınıp tekrar genç kadına döndü. "lee minho nerede?"

genç kadın dudaklarını birbirine bastırdı. karşısındaki adam okulun en büyük ortaklarından biri olmasının yanında bir de okullarının ingilizce öğretmeni olan lee minho'nun sınıfındaki han jisung'un babasıydı.

"Han amca!" adam duyduğu tanıdık sesle az önceki donuk ifadesine nazaran kocaman gülümsedi. kendisine doğru gelen siyah saçlı kıza kollarını açtı. "soyeon, nasılsın güzelim?"

"iyiyim," diye mırıldandı kız kendisinden ayrılırken. jisung'un babasıyla oldukça yakınlardı, ayrıca bay han'ı çok seviyordu. kesinlikle mükemmel bir adamdı. "jisung için mi geldin?"

bay han başını iki yana salladı. "öğretmeniyle görüşmek için geldim." soyeon'un dudaklarını aşağıya doğru sarkıttığını görünce kaşlarını kaldırdı. "telefonda ne olduğunu söylemedi ama, umarım jisung bir haltlar yememiştir."

aksine, yapsaydı bile babası ona kızacak biri değildi. daima oğlunun iyi seçimler yapması için çabalamıştı ancak yanlış yapınca da ona cephe alacak bir yapısı yoktu.

"sanmıyorum," dedi genç kız dudaklarını ısırarak. daha sonra yanlarındaki kadına döndü. "sen yerine git nana, ben han amcayı minho hocanın yanına götürürüm."

nana aldığı komutu ikiletmeden yerine dönmüştü. bay han'dan çekiniyordu, elbette ısrar etmeyecekti.

"gidelim hadi," dedi soyeon, bay han'ın koluna girerek. koridorda ilerlerken minho hocanın jisung hakkında kötü bir şeyler söylememesi için dua ediyordu.

minho'ya ait olan odanın önüne geldiklerinde duraksadı soyeon. cam kaplama olan odanın panjurları kapalıydı. kapıyı tıklatıp öğretmeninin gel komutunu beklemeye başladı.

"girebilirsiniz." bay han son kez soyeon'a bakıp, kızın saçlarını karıştırdı. "bu akşam bize gel, ailecek yemek yiyelim."

soyeon adama kocaman gülümseyerek baş parmağını kaldırdı. "tabii ki gelirim!" bay han'ın onu bu kadar çok benimsemesinin hoşuna gitmediğini söyleyemezdi.

sarı saçlı olan adam içeriye girdiğinde kapıyı arkasından kapatıp, masada oturan turuncu saçlı adama baktı. "beni kırmayıp geldiğiniz için teşekkür ederim," dedi minho ayağa kalkıp elini ona uzatırken.

bay han kendisine uzatılan eli sıktı. "ne demek." ceketini çıkarıp masanın karşısındaki sandalyelerden birine oturdu. "umarım kötü bir şeyler yoktur."

minho kalktığı yere geri otururken duraksadı. "emin değilim açıkcası." sarı saçlı adam aldığı tutarsız cevapla şaşırdı. "nasıl yani?"

minho konuşmaya başlamadan önce ellerini masada birleştirdi. "bakın bay han, sizi çağırma sebebim jisung." dudaklarını büzüp karşısındaki adamın yüz ifadesini süzdü. "son zamanlarda fazla saldırgan, özellikle de bana karşı. ayrıca derslerine çalışıp çalışmadığını kontrol ediyor musunuz hiç?"

teacher's pet • minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin