31 - 2

6.7K 466 698
                                    


30K serefıne !!
sınır! yorum : 300
bolum sarkısı medyada mevcut,
onu dınleyerek okuyacaksınız!!

[ bu bölümün tamamı cinsellik içeriyor, rahatsız oluyorsanız atlayabilirsiniz.]

"buraya nasıl geldin?" diye sordu minho, kapıyı açar açmaz şaşkınca. oldukça güvenlikli bir sitede yaşıyordu, onun haber olmadan biri dairesine kadar gelmeyi bırakın, sitenin önünden bile geçemezdi. güvenlik görevlisinin ona haber vermesi gerekiyordu ancak konu han jisung olduğunda imkansız denilen her şey bir anda gerçekleşiveriyordu.

mavi saçlı genç karşısındaki adamın şaşkın ve bir o kadar da düşünceli ifadesine güldü. "kim olduğumu unutma," dedi umursamazca içeriye girmek için adım atarken. başından beri park ettiği arabasıyla minho'nun yaşadığı sitenin önünde duruyordu. evine gitmemekte kararsız kalmıştı ancak kızıl saçlıya olan özlemi bir süre sonra düşüncelerini ele geçirmişti.

güvenliği aşmaksa hiç zor olmamıştı. eğer soyadınız Han ise, size açılmayacak hiçbir kapı yoktu zaten.

minho onu içeriye alıp almamak konusunda her ne kadar ikilemde kalsada, kenara çekilip geçmesine izin verdi.

jisung daha önce yalnızca bir kere geldiği evin salonuna ilerleyip bej rengi koltuklardan birine oturdu. minho onun arkasından salona girdi. "neden geldin?" diye sordu onun aksine ayakta dikilirken.

jisung deri ceketini kollarından sıyırıp yanına bıraktı. kırışan siyah tişörtünün eteklerini düzeltirken son derece keskin olan ses tonuyla konuştu. "her seferinde şu soruyu sormaktan vazgeç."

o, aralarında daimi olan bu neden buradasın konuşmasını yapmaktan fazlasıyla bunalmıştı çünkü.

minho'nun dudaklarında alaycıl bir gülüş peydahlandı. "sen de her seferinde emrivaki yapmayı bırakmalısın jisung," diye söylendi kelimelerin üstüne basa basa. yakalanabilirlerdi, mavi saçlının çevresi asla normal değildi ve mezuniyete bir hafta kala her şeyin mahvolmasını istemiyordu. "bitti dememiş miydik?"

hayır, elbette bitmemişti. ikisi de farkındaydı bunun bir anda son bulmayacağını.

jisung arkasına yaslanırken sıkıntıyla mavi saçlarını karıştırdı. "sence bitti mi minho?" diye sordu kızıl saçlının gözlerine dikkatle bakarken.

minho kolunu kapının pervazına yaslayıp koltuğunda oturan genci dikkatle süzdü. bakışlarında hiçbir duygu olmasa da aslında ondan ne kadar etkilendiğini yalnızca kendisi biliyordu.

"bitmesi gerektiğini sen de biliyorsun." sesindeki meydan okuma mavi saçlıyı alevlendirdi. jisung kaşlarını kaldırıp, aksini iddia ettiğini mimikleriyle çok net belli etti. ardından ekledi, "ben istemediğim sürece hiçbir şey zorunluluk değil."

minho içindeki gülme isteğini zorda olsa bastırdı. jisung'un kendisini ne kadar istediğini görebiliyordu ve onun tarafından arzulanmak hastalıklı bir halde egosunu tatmin ediyordu. "küçük bir çocuğu doyurmayacağım jisung, evine git." diye söylendi düşüncelerinin aksi yönde.

jisung'un sinirli yüz ifadesi yerini saf bir alaya bıraktı. dudaklarındaki sinsi gülümsemeyle konuştu. " benim seni doyurmamı ister misin?" kedifemsi ses tonu minho'nun içine işledi. davet ettiği günahın boyutunu uzaktan bile belli ediyordu. mavi saçlı konuşmasıyla bir insanı nasıl ekisi altına alabileceğini gayet iyi biliyordu.

teacher's pet • minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin