20

6K 662 722
                                    


dondum sonunda!! ozledınız mı teacher's pet jısung'u??
o sızı hıc ozlememıs.
sınırlarımız : oy 90 , yorum 300

______________

zil çaldığı an üzerinde hissettiği bakışlara aldırmadan çıktı sınıftan. koridorda hızlı adımlarla ilerlerken, boğazında hissettiği baskıyla gömleğinin üstten iki düğmesini çözdü aceleyle.

odasına girdi. kapıyı kapatacağı sırada bir şey buna engel oldu. minho kapıyı kendisine çekip arkasındaki kişiye baktı.

"hocam," diye mırıldandı jisung elini kapıdan çekerken. "çok dalgınsınız, az daha yüzümü dağıtacaktınız." yüzünden eksik etmediği ciddiyetsiz ifadesiyle minho'nun yanından sıyrılarak odaya girdi.

minho içinden 'keşke' diye mırıldandı. onun yüzünü dağıtmak şu son birkaç aydır en çok istediği şey olabilirdi. bu duruma düştüğü için onu fena halde pataklamak istemesi gayet normaldi.

sarı saçlı genç etrafına kısaca göz atıp misafir koltuklarından birine rahatça oturdu. "neyin var?" diye sordu kapının önünde dikilmiş kendisine tuhafça bakan adama. derslerine girdiği andan beri üzerindeki gergin havayı anlayabiliyordu.

minho kapıyı kapatırken jisung'a içinden  edebildiği kadar ağır küfürler etti. sınıfta kendisine olan bakışları değişmişti. artık saf nefret yerine, avına yaklaşan bir avcı edasıyla süzüyordu minho'yu.

sanki her an onu sınıfın ortasında becerekmiş gibi bakması bir zaman sonra insanların artık bir şeyleri anlaması demekti.

evet, itiraf etmesi gerekirse bu minho'yu bir hayli korkutuyordu. jisung ile dün yaşadığı o ahlaksız konuşmalardan sonra utanc bir anda gün yüzüne çıkmış, pişmanlığı artmıştı.

çünkü jisung, zevkleri için bunu kullanmaktan asla çekinmeyecek biriydi. minho'nun düşeceği durum umurunda bile olmazdı. o anlık olarak hissettiği duygularla haraket eden, keyfi neyi isterse onu yapan ukala bir çocuktu.

isterse yapardı, kızıl saçlı olan bunu biliyordu. jisung'un huyuna gitmeliymiş gibi hissediyordu, aslında bunu bir zorunluluk olarak da yapmıyordu.

ancak sarı saçlı gencin yüzündeki kendini beğenmiş ifade minho'nun kendisini geri çekmesine sebep oluyordu.

koltukta rahatça yayılmış çocuğa sinirle baktı. "neden geldin buraya?" dedi ayakta dikilmeye devam ederken.

jisung omuz silkip minho'nun masasının üzerindeki gümüş kaleme uzandı. "canım seni görmek istedi." diye mırıldandı kalemi parmaklarının arasında çevirirken.

itirafı kızıl saçlıyı heyecanlandırdı. "görme beni jisung," dedi aceleyle. sarı saçlıyla arasında geçen konuşmaları kimse bilmese de, o birileri biliyormuş gibi hissetmekten alıkoyamıyordu kendini. "sınıfına git."

jisung onu umursamadan elindeki gümüş kalemin üzerindeki dikkat çekici yazıya baktı. "bana emir verme," dedi dalgınca kalemi incelerken. altın rengi, italik şekilde yazılmış lee minho ismini okuduğunda alayla göz devirdi.

kalemi masanın üzerine bıraktıktan sonra öğretmenine döndü. "buraya gel." siyah pantolonunun sardığı bacaklarına vurdu iki kere.

minho'nun gözleri, sarı saçlının bacaklarında oyalandıktan sonra yüzüne çıktı sakince. kaşları çatıldı, yaşadığı olayın saçmalığına güldü sinirle. "siktir git."

jisung ona doğru uzanıp, kolundan yakaladı. bir anda kendisine doğru çekmesiyle, öğretmeni dizlerinin üstüne oturmuş, şaşkınca kendisine bakmıştı.

teacher's pet • minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin