teacher's pet • minsung

23

yorum sınırı dolmamıstı ama ben bu bolumu atmak ıstedım. sadece bır kısının cabaladıgı, dıgerlerının yorum yapmadıgı bır fıc yazmak ıstemıyorum.
sınırları kaldırmayı dusunmuyorum, hâlâ aynı. 300 yorum ve 100 oy sonrası bolumlerımızı yuklerım💓

________________

"pes atmaya gidelim lan çıkışta," dedi changbin, gözlerini sıkı sıkı kapatıp başındaki köpükleri durularken. "kaç gündür gitmiyoruz."

spor dersleri az önce bitmişti. kıyasıya rekabet ettikleri keyifli basketbol maçından sonra temizlenmek için soyunma odasına gitmişlerdi.

yan yana dizilmiş duşlarda sırayla yıkanıyorlardı. hepsi birbirini görebildiği için saçma şakalar ve penis boyu yarışmaları yapmışlardı.

"jisung hâlâ bana tripli." dedi chan kapattığı gözleriyle zoraki konuşarak. changbin gözlerini hızla durulayıp yan tarafındaki sarı saçlıya baktı. "jisung sen bakma bu orospu çocuğuna." yine kavga etmesinler diye, açıklama yapmak istercesine can havliyle konuşmuştu.

hyunjin'in zoruyla yaptıkları özür konuşmasından sonra barışmışlardı. araları eskisi kadar iyi olmasa da, az da olsa konuşuyorlardı en azından.

jeongin ile hyunjin'in bulundukları kabinden yükselen tuhaf inlemeler hepsini güldürdü. hiçbiri duşa kabinlerin kapısını kapatmazken onlar aynı kabine girip kapıyı direkt olarak kitlemişlerdi.

girdiklerinden beri de hyunjin'in çığlıklarına ve ağlayarak sarfettiği sözlere sahit olmuşlardı. "jeongin, orası! oraya vur! hızlı ol..."

jisung sarı saçlarını durularken, sesleri duymazdan gelerek cevap verdi. "işim çıkabilir, söz vermiyorum." son dakika bombaları meşhur olduğu için onları gaza getirip gitmeyen taraf olmak istemiyordu.

chan suyu kapatıp havlusunu beline sardı. "senin işin hep var." changbin'in yanından geçerken gözlerinin önündeki çıplak kalçalarına vurdu.
" kasa da pek sağlam."

changbin suyu kapatıp havlusuna sarılırken konuştu. "siktir git," mırıltısı diğerlerini güldürdü. "abaza dayı, sabahtan beri götümü kesiyorsun değil mi?"

chan okul formasını giyerken kocaman güldü ona. "tabii bakıyorum, göz hakkı!" changbin göz devirip yanından geçti ve kendi dolabına ilerledi.

chan ve changbin üzerlerini giyindikten sonra dinlenme koltuklarına oturarak hâlâ yıkanan jisung'a baktılar. "yeter lan yüzgeçlerin çıkacak birazdan, çık artık." dedi changbin.

jisung onlara dönüp, tüm çıplaklığını arkadaşlarına sundu. "siz gidin, ben biraz daha duracağım." tam olarak temizlenmiş hissetmiyordu kendini. vücuduna yapışıp kalan ter kokusundan kurtulmalıydı.

changbin'in bakışları jisung'un karın kaslarından aşağı doğru inecekken kendini durdurdu. chan'in omzuna vurup, "hadi gidelim biz." dedi.

onlar gittikten sonra hyunjin ve jeongin de çıkmıştı. ikisi gülüşerek giyinip chan ile changbin'in arkasından gitmişlerdi.

jisung suyun altında biraz daha kalıp iyice temizlendiğinden emin olduktan sonra suyu kapattı. askıda asılı olan beyaz havlusuna uzanıp beline sardı.

kendi dolabına ilerleyip okul formalarını alacağı sırada soyunma odasının kapısı açıldı. jisung başını sakince çevirip gelen kişiye baktı. "neden buradasın?"

kızıl saçlı kapıyı kapatıp, yavaşça ona doğru yürümeye başladı. "seni görmek istedim." dedi sarı saçlıyı taklit ederek. karşısındaki lezzetli görüntüye bakarken derince yutkunmasını engelleyemedi.