13

175 11 12
                                    


Park Jimin

O an ne yapmam gerektiğinin bilemedim kaçsam nereye kaçıcam. Dursam olucakları düşünmek bile istemiyordum. Rosé'un babama anlattıkları beynim için de tekrar edip duruyordu.

"Ba- baba abim benim eski sevgilimle çıkıyorr!" "Gay bi oğlun var!" "Park ailesini kötü duruma düşürüyor!"

İşte şimdi bitmiştim. 'Gay' babam bu kelimeyi duyduğuan ayağa fırlamasını ve deri dönen sandalyenin yere düştüğünü kolayca anlaşılıyordu. Aklıma Hoseok geldi. Otel de kalıyordu oda benim kadar ailemi sevmiyordu hemen arkamı döndüm merdivenlerden inerken babamın sakin ama bi o kadar da kendini tuttuğu belli ses ile hizmetlilere "Kapıları kitleyip dışarı çıkın herkes bugünlük bu kadar çalıştığınız yeter." Diyerek telefonu kapattı. Evet kapılar kitliydi evde sadece aile vardı.

Bizim herşeyi yapabilen ailemiz. Babamın hızlı ama bi o kadar sert ayak seslerinin baba doğru geldiği belliydi. Merdivenlerin sonuna ulaştığım da arkamda duran ve nefes seslerini aldığım adama konuştum. "Baba-" dediğim an ensemde elini sertçe sıkıyordu beni borduma götürüyordu.

Orası küçüklüğümüzden beri 'ceza odası' adını alıyordu. Evet cok bi küçüklüğüm olmadı burda bile olmadım, ama o kısa zaman da bile buranın adını biliyordum işte. Beni bodruma attı. Önce kapıdan dışarı çıkıp beni oraya kitlicek sanıyordum.

Kendi bodrum da durdu kapıyı içerden kitledi. Ve beni attığı merdivenlerden iniyordu. Düşünemiyordum ne dicek ne yapıcak. Önümde durdu. Dişlerini sıkarak konuştu yüzünü yumruklamak istedim dişlerini sıkmasından nefret ediyordum.

Konuştu "Gidiyorsun. Amerika ve kardeşim sana iyi gelmemiş hmm düşünelim, düzgün davrana bileceğin çıkışların yasak olduğu, kurallara uyman gereken bir yer. Kuzey Kore nasıl?! Ne dersin o hastalığın da kurtup gelirsin." Dedi sustum ama niye susyordum susmamam lazımdı. "O hastalık değil! Yoongi'yi gerçekten seviyorum-" dedim ne işte o zaman patladı.

Önce yüzümde yumruk hissettim ağzıma metal tat gelmişti. Dudağımın patladığını anlamıştım. Yumruk beklenmedik gelmişti kendimi yerde buldum. Babam üzerime çıkmıştı bana bağırıyordu aynı zaman da omuzlarımdan sallıyordu. Yüzüme bi yumruk daha attı. Dudağımı üzerinden bir damla akıyordu. Ağzıma ulaştığında kan olduğunu anlamıştım zaten. Bağırıyordu anlamıyordum başım dönüyordu ve o beni üzerime çıkmış beni dövüyordu.

En son hatırladığım sol yanağıma da yumruk atmıştı dudağım param parça oluşu gözümü zor açtığım ve burnum. Yüzümün her yeri berbat olmuştu. Yarı baygımdım gözlerimi o kadar zor açık tutuyordum ki merdivenleri ne ara çıktığını hatırlamıyordum ama son söylediği "Yarın gidiyorsun." Yarın gidiyorum.

Ve gözlerimi kapattım.

Gözlerimi açtığımda hâlâ o rutubet dolu pis bodrum da olduğumu anladım oda da yatak ve ayna dan başka birşey yoktu zaten yerden kalktım ve yarım yamalak adımlarla aynanın karşısına geçtim. "Yüzüm-" dedim sesim kısık ve çatlak çıkıyordu.

Yüzüm berbat haldeydi. Dudaklarım patladış sol yanağım büyük kocaman bi morluk. Sağ gözüm mor ne alaka bilmiyorum ama saçlarımda kan kuruları var hızlıca turuncu rengi akmış yoğunlukla sarı olan saçlarımı karıştırdım. Kafam da her hangi bi yara göremedim.

Sıkıntılı bi nefes çekerek yatağa otudum. O adam dan neferet ediyordum ayaklandım kapıya doğru gittim. Merdivenleri o kadar zor çıkıyordum ki. Çıkmıyor tırmanıyordum. Kapıya ulaştığımda açmayı denedim kitliydi kapıya bir kez vurduğum da. Kapı bir hizmetli tarafından açıldı. Çıktığım an konuşmaya başladı. "Bay Park özel uçağınız 1.30 saatte kalkıcaktır. Babanız sizi özenle götürmemizi istedi itiraz edicek olursanız Bay Park tarafından denilen talimat-" diyordu sözünü kestim ve şok olmuştum 1.30 saat çok kısa zaman. "Anladım" diyerek odama doğru yürüdüm.

Bavulumu tam açmamıştım bile. 7 yaşında amerikaya gitmemek için itiraz etmiştim. O zaman küçükken yaptıklarını hâlâ unutamıyordum. Büyümüştüm dün yaptıklarını da göze alırsak itiraz etmemem lazımdı.

Bavuluma 2 tişort 1 pantolun koyup kapattım dediğim gibi daha boşaltmamıştım bile. Evden çıkmadan 15 dk önce Yoongiye yazmam gerektiğini hatırladım. Telefonu elime aldım. Ama vaz geçtim yazarsam gidemezdim ve daha büyük problem olurdu. Hoseok'u aramak için elim gitsede bu sefer havalimanına yoongiyi alıpta gelirdi. Kimseyle konuşmadan çıktım. Kapının orda Rosé vardı. Üzgün görünüyordu ne diye üzgün görünüyordu ki.

Beni merdivenlerde gördüğün an nefesini tuttu. Büyük ihtimal böyle bir yüzle karşılaşıcağını beklemiyordu. Hiç birşey demeden kapıya doğru gitti. "Abi- ben ben böyle olucağını düşünmemiştim lütfen özür-" dedi lütfen sen konuşma Rosé "Sus seni dinlemicem." Diyerek çıktım şöför elimdeki valizi aldı. Arabaya koydu ve evet gidiyorduk işte.

Babamın şirketinin önün de durduk şaşırdım. Şöför kapıyı açtı çıktım ve oda gitti. Babamın sekreteri Yuna yanıma yaklaştı ve "Babanız sizi yukarda bekliyor Bay Park" dedi kafamı aşağı yukarı yavaş şekilde sallayıp onayladım. Sadece kafamı yeğip yere bakıyordum.

Yüzümü gören olsa iyi bakmazdı o kesin. Asansöre binip en üst kata bastı yuna asansörde sadece ikimiz vardık. Bazen bi katta dursam bizi görüp bilerek binmiyorlardı. Bazı katlarsa sadece boş oluyordu.

Park şirketinin 32. Katına varmıştık. Babamın odasının önünde durdum. Yuna yanımdan ayrıldı. Kapıyı çalıp içeri girdim. Karşısında duran koltularda bi adam daha vardı. Onunla konuşuyorlardı. Benim girdiğimi fark edince karşısında duran ayağa kalktı elini uzattı. Bende uzun sürmeden elini sıktım. "Kim Seokjin" dedi "Park Jimin" dedim yüzümü göstermek amacıyla 1 saniyeliğine yüzümü kaldırdım. Ve bakışlarımı geri yere indirdim. Babam konuştu. "Kim Seokjin seninle birlikte Kuzey Koreye gelicek birlikte yaşıyacaksınız iyi geçinseniz iyi olur. Hastalığının geçtiğinden o emin olduğunda gelebilirsin." Dedi ne yani orda da yanlız kalamicaktım sadece kafa salladım. "İyi o zaman iyi yolcular." Dedi Seoksin ve ben dışarı çıktım bir kaç basit soru sordu ama ben yanıtlamadım anlattıklarını da dinlemedim.

Havalimanına vardık. Uçaga binmeden önce Yoongi'ye yazdım. Olanları anlatamazdım. Bu sefer benimle birlikte Yoongi'yide yakardım.

Jimin x Yoongi
Wathsapp konuşması

Park Jimin
Bebeğim umarım iyisindir
Ben kötüyüm gidiyorum
Üzgünüm Yoon ama gidiyorum
Ayrılsak senin ve benim içinde daha iyi olucak.
Kısaca bitti yoon elveda
Elveda kedicik.
Gönderildi: 20.31
Görüldü: 20.49

Min Yoongi
Jimin?
(Bu mesaj iletilmedi)
Ban buwu yapaxsım
(Bu mesaj iletilmedi)

"Üzgünüm kedicik" dedim ve uçakta koltukta ayaklarımı kendime çektim. Ve ağlamaya başladım.




Bu fan art'a bayılıyorum hasta olduğum da bir kişiye atmıştım ama o görmeden sildim zaten kpop dinlemiyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu fan art'a bayılıyorum hasta olduğum da bir kişiye atmıştım ama o görmeden sildim zaten kpop dinlemiyordu.


Seçim / YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin