|2|

52 3 5
                                    

Hellü canlarım! Yeni bölüme hoş geldiniz diyerekten sizi okumaya davet ediyorum.
Beğenmeyi ve satır aralarında izinizi bırakmaya unutmayın.

İyi okumalarr🌷

•••

-İki gün sonra-

Bilinmeyen numara;Neredesin Hazeran çiçeğim?

Bilinmeyen numara;Ne diye bakmamazlıktan geliyorsun mesajlarıma.

Bilinmeyen numara; Bugün dükkanını açmaya gitmedin. Bir sorun mu var, güzelim?

-Bir hafta sonra -

Bilinmeyen numara;Aleda!?

Bilinmeyen numara;Benden böyle kaçmayı düşünüyor isen yanlış bir fikre kapıldın.

Bilinmeyen numara; Bugün çiçek toplamaya çıkmadın. Bende sana getirdim çiçekleri.

-Aleda-

Genç kadın tekli berjer koltuğunda dizlerini kendine çekerek oturmuş ve karşısında ki dokunmaya kıyamadığı ama duvarı esir altına almış olan  sarmaşıklara inceliyordu. Avucunun içerisinde su dolu kupasından bir yudum alarak soğuk suyun rahatlık hissiyatı sayesinde derin bir nefes aldı. Elinde ki kupası ile kalkan genç kadın, bahçe kapısını açarak çıplak ayaklarını serin çimenle buluşturdu. İşte şuan cennette idi. Üzerinde ki bir haftadır tesiri olan gerginliğin uçup gittiğini hissediyordu. Kupasında kalan suyu az ileride duran sümbül çiçeklerine dökmek adına ilerledi. Toprağa erişebilmek adına yere çömelerek çiçeğin dibinden suyu dökmeye başladı. Biten su ile kupasını kenara koyarak, sümbül çiçeğinin yapraklarını varla yok arası dokunuşları ile sevdi. Genç kadın mutlulukla kıkırdadı. Onun için gerçek mutluluk bu idi.

Hırkasının büyük cebinde duran telefonundan gelen mesaj sesi ile birlikte ayağa kalkarak telefonunu açtı. Üstten bildirimleri ayıklayarak yeni gelen bildirimi bulmaya çalışıyordu ki, tekrardan gelen mesaj sayesinde üstte çıkmıştı. Bulmak istediği mesaj.

Yine aynı kişiden gelen mesajlar onu bu sefer şaşırtmamıştı, ta ki o son mesajı görene kadar.

Az önce ki o saf mutluluk, avuçlarının içerisinden su misali süzülerek Sümbül çiçeğinin yaprağına damlamıştı.

Genç kadın hızlı adımlarıyla bahçesinden çıkarak dış kapıya doğru koştu. Dışarıda onu bekleyen tehlikeden habersizce koşuyordu. Kapıya ulaştığında derin bir nefes alarak delikten bakmak adına hafifçe parmak uçlarında yükseldi. Görünürde hiç bir şey yoktu. Kapıyı hafifçe açtı ve onu karşılayan büyük bir çiçek buketine şaşkınlıkla baktı.

Dediğini yapmıştı, bilinmeyen numara.

Tereddüt içerisinde kapı eşiğinde duran beyaz gülleri kucağına alarak hızlıca kapıyı üst üste kitledi. Kucağında ki büyük buketle birlikte berjere oturdu, genç kadın. 'Belki de almamalıydım' diye geçiriyordu içinden ancak bu güzellikleri kıyamamamıştı.

Buketten bir gül çıkartarak burnuna doğru yaklaştırdı. O eşsiz kokuyu soluyarak gerginliğini az da da hafifletecek olacağını düşünüyordu, genç kadın. Ancak işler hiç düşündüğü gibi gelişmemişti.

Burnuna dolan garip bir koku yüzünden elinde ki beyaz gülü hafifçe uzaklaştırarak kaşlarını hafifçe çattı. Günahkar duran beyaz gülü sarmalayan parmak uçlarının hafiften uyuştuğunu hissetmesi onu korkutmuştu. Berjerden aniden kalkmış olması ile birlikte hafifçe sendeledi.

"Ne oluyor bana?"

Kimsenin duyamacağını bildiği hâlde boş evde inkâr dolu sesi yankılandı, genç kadının.

Elinde ki beyaz gül'ün yere düşmesi ile birlikte kararan gözlerine söz geçirmek adına inatla yere düşen beyaz güle bakıyordu.

Genç kadın vücudunun uyuşuklukuğu nedeni ile bağırmak istedi, ancak fısıldayamayacak kadar güçsüz ve bitkin hissediyordu kendini. Parmak uçlarında ki uyuşukluk artık dizlerine de sarmıştı, yere acı bir şekilde düştüğünde fark etmişti.

Ağırlaşan göz kapaklarına esir düşmüştü, yavaşlayan kalp atışlarını duyabiliyordu. Tatlı bir uykuya esir düşmeden önce orta sehpada duran beyaz gül buketine baktı.
Masumiyetin anlamı olan, beyaz güllere.

Genç kadın, onu bekleyen bir sonun olduğunu her daim biliyordu, ancak bu sonun ona bu kadar yakın olacağını tahmin bile edemiyordu.

•••

Okuduğunuz için teşekkür ederim.
Bir sonra ki bölümde görüşmek dileğiyle...
~M

Hazeran Çiçeği Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin