"Siktir. Siktir! Sen şaka yapıyorsun?"
Sabah gözlerini açar açmaz yataktan fırladığı gibi salona koşturmuş ve telaşlı gözleri Chan'i aramaya başlamıştı.
Gitmesinden korkmuş olsa da mutfakta arkasına dönük olan kişiyi görünce önce içi rahatlamış ardından şaşkınlıkla kalakalmıştı.
Dün karanlıkta olduğu için fark edememişti ama Chan saçlarını kızıla boyamıştı ve bu görüntü ona çığlık attırmak istiyordu adeta. Yutkunurken ne kadar seksi olduğunu düşündü.
Chan ona anlamaz bakışlar atarken o çabucak silkelenip ağzını kapadı. Sapık gibi arkasından onu süzüyordu dakikalardır.
Ufak adımlarla yanında ulaştığında şaşkınlıktan dilini yutmuş gibi "Saçların.." demiş devamını getirememişti. Sırtını tezgaha yaslarken ellerini de aynı şekilde yaslamış bir şekilde dudağını ısırarak ona bakıyordu.
Chan'in gözleri önce Hyunjin'in dudaklarına kaymış ardından yavaşça yutkunmuştu. Bakışlarını oradan zorlukla çekip "Nasıl olmuş, beğendin mi?" demesiyle Hyunjin kafasını onaylarcasına sallayıp göz kırptı.
"Sekiz kat daha fazla seksi görünüyorsun. Bayıldım."
Bu tepkiye karşılık olarak kıkırdadı Chan. Elindeki ekmeği tezgaha bırakırken gözlerini ondan çekmeden bir adım yana kayarak karşı karşıya gelmelerini sağlamış ve ellerini Hyunjin'in kollarının altından geçirip tezgaha yaslayarak ona doğru eğilmişti.
"Ya," dedi yamuk bir gülüşle. "Öyle mi?"
Onaylayan bir mırıltıyla sağ elini Chan'in saçlarına götürmüş kırmızı renkteki yumuşak tutamları hayranlıkla okşamaya başlamıştı.
Nefeslerinin hızlandığını fark edip gülümsedi, ince parmaklarını saçlarından alnına sonra kirpiklerine sonra yanaklarına ve en son da dudaklarına kadar yavaşça dokundurmuş kafasını yana eğerek orada biraz daha oyalanmıştı.
Parlayan gözlerle kendisine baktığını fark etti sonra. Hoşuna gitmiş olmalıydı. Fakat Hyunjin'e göre karşısında bu adam varken beklemek bir işkenceydi. Bu yüzden dudaklarını hızla yumuşak dudaklara bastırdı.
Elleri yerini bulmuş gibi yanaklarını sıkıca tutup elmacık kemiklerini okşarken Chan onu kalçasından tutup tezgahın üstüne oturttu.
Kalçasını okşayan ellerle başı dönerken Chan'in ağzına doğru inlemiş ellerini boynuna bacaklarını ise beline dolayıp onu biraz daha kendine çekmişti.
"Ah, siktir!" diyerek inledi Chan. Bir eli Hyunjin'in tişörtünden içeri sızıp göğüs ucunu önce okşamış ardından hafifçe çekiştirmişti. Zevkten gözleri kayan Hyunjin ise sızlanarak dilini onun ağzına göndermişti.
Saniyeler sonra ilk geri çekilen Chan olmuştu. Eli halâ tişörtünün içinde sıcak teni okşamaya devam ederken aynı anda nefeslerini düzene sokmaya çalışıyorlardı.
Hyunjin onun ensesindeki saç tutamlarıyla oynarken Chan ise karşısındaki güzel yüzü her bir ayrıntısını ezberlemek istercesine izliyordu.
"Beğenmene," diye başladığı cümlesini aklına gelen şeyle gülerek bölmüş ardından "Daha doğrusu bayılmana sevindim." diyerek düzeltmişti.
Kıkırdadı Hyunjin. Elleri hala omzunda durup saçlarıyla oynamaya devam ederken gülüşü dondu bir anda. Kenetlenen bakışlar, dokunuşlar ve birbirine çarpan nefeslerin arasındaki güzel sözler...
Jisung ve Jeongin'in söyledikleri yankılandı zihninde bir bir. Kalbi teklemiş bakışları parlamıştı.
İşte su an tam da gerçek sevgili gibi duruyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
perfume, hyunchan
Teen Fiction[vampireverse] bir gece ansızın seni uykundan uyandıran rüya, bir zamanlar senden çaldıkları yaşamından bir parça. ¡! yetişkin içerik ve tetikleyici sahneler bulunmaktadır.