15-Ruh Eşim-

272 271 2
                                    

İki kalbin ritmi ,bir çok kalbe ıstırap verebiliyordu , belkide bazı aşklar yarım kalmalıydı.

Anneme isminin neden " Lâl "olduğunu sorduğumu hatırlıyorumda , Annem babasının koyduğunu söylemişti , hatta ona bu ismi koymak için anneannemle bile kavga etmiş . Anneannem yeni doğan bebeğinin, kötü giden evliliğine bir umut olacağını düşünerek, anneme " umut " ismini koymak istemiş .

Dedemse, Umut bile bize fayda etmez dercesine, adı " Lâl " demiş . Anneannemin son umududa , Dedemin el çabukluğuyla kenara itilmiş .
Dedem herkesten habersiz kızına sevdiği kadının adını vermiş.

Tabi bunu ne annem biliyor ne anneannem bilseler annemin adı "Lâl" kalmazdı.

Dedeme gelicek olursak ben dört yaşındayken ölmüş . Anneannemse , ne o beni gördü ne ben onu ama şimdi görsem onu karşımda, kokusunu bile tanırım . Annem o kadar çok anlattı ki bir bakışının anlamını bile bilirim. Onu en çok acısından kalp yarasından tanırım .

Ama eksik parçalar vardı, katıma gitmeli ve bulmalıydım. Berika bana kalacağım odayı göstermiş ve akşam yemeği için beni bekleyeceklerini söylemişti , odanın ortasında duran çift kişilik yatağa oturdum.

Anneme, Dedemin bilmediğimiz bir katta, karısı o karısından iki oğlu olduğunu ve o çocuklardan torunarı olduğunu söylesem , o an duraksadım , Dedem onları hiç görmemişti çocukları bebekken dönmüştü katına , böyle düşününce dedeminde acısı küçümsenecek cinsten değildi.

Ama neden kendi acısıyla anneannemide yakmıştı birini severken neden bir başkasıyla evlenmişti . Beynimi çürüten düşüncelerden kurtulmak adına kafamı iki yana salladım , düşündükçe içine çekildiğimi hissediyordum . Ayağa kalktım , aynada ki yansımamı görüp, saçlarımı elimle düzelttim nazikçe açtığım kapıdan çıkıp büyük salona yürüdüm . önümdeki bir kaç basamağı aheste adımlarla inip salonun kapısına vardım. Yitirdiğim gücümü toplamak adına derin bir nefes aldım ve büyük kapıdan içeriye girdim .

Bu kapının ardında, Dedemin geride bıraktığı ailesinin tohumları duruyordu , belki o yüzden bu denli gergindim .

Göreceğim manzaramı beni tedirgin ediyordu yoksa anneannemin dedem uğruna çektiği acılardı, yoksa o acıların kaynağına inmekmi ...
Berika görüş açıma giren ilk şeydi. Masanın uç kısmına oturmuştu ,üstüne giydiği koyu yeşil elbise odaya baktığımda dikkatimi çeken ilk şey olmuştu . Salonun ortasında sekiz kişilik bir yemek masası masanın tam üstünde devasa bir avize duruyordu .

Berikayla göz göze geldik bana artık öfke , kin dolu gözlerle bakmıyordu . Artık gözlerinde yarım kalan aşkını , kırgınlığını , ve yıllardır yaşadığı hırslı hayatın, enkazını görüyordum .

Yemeğe başlamışlardı hepsi sessizce yemek yiyiyordu gözlerim yüzlerini inceledi . Gözlerini ,burunlarını, saçlarını kendimce bir benzerlik aradım belkide .

Berika eliyle beni gösterince masada duran beş kişide bana döndü " Misafirimiz , Adin "
Bende gözlerimi beş kişinin üzerinde gezdirdim beşininde gözlerinde bariz bir şaşkınlık vardı içlerinden biri tanıdık bir simaydı . Her şeyin başladığı o davette -sigma krallığı'nın daveti- açılış konuşması yapan, Kozmo'nun ta kendisiydi ,Ve davetten önce saraya bizzat kendisi gelip bir davet vereceklerini söylemişti .

Kozmo'nun üzerinde fazla oyalanan gözlerimi masada ki boş yere diktim hizmetli tarafından çekilen sandalyeye yavaşça oturdum masada fark edilir bir gerginlik vardı .

TekrarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin