18-Eksik Bir İnsan-

224 221 8
                                    

Genç adam pencereden vuran güneş ışığı ile elini gözüne siper ederek, koridorun sonunda duran kadına baktı. Artık üç yıldır kendini hapsettiği suçluluk duygusunun esiri olmak zorunda değildi.

Kadın gözlerini kapattı, katını düşündü. Ruhu geceye karıştı, bedeni kayboldu .

Adin'den

Tenime değen rüzgar ,saçlarımı okşadı.Açık penceremden , doğan güneşi gördüm , odamın kokusunu içime çektim , evimm...
Yattığım yerden doğruldum .

Kat değişimi artık hayatımın parçasıydı. karşımda duran aynaya baktım . En son katıma yaklaşık bir ay önce gelmiştim, ama görüntüm bir ay önce nasıl yattıysam öyleydi . Aynada kendimi ne kadar çok inceledim bilmiyorum o süre zarfında burnuma gelen kokular annemin çoktan uyanıp mutfağa girdiğinin habercisiydi .

Yatağımdan kalkıp camı kapattım katımın havası bile bir başkaydı . Kenarda duran hırkayı üstüme atıp odamdan çıktım burnuma gelen poğaça kokusuyla gülümsedim " uyandınmı yavrucum " kafamı salladım " günaydınn " dedim neşeli bir ses tonu ile annem fırından poğaçaları çıkarıyor babamsa masanın üstünde duran bardaklara çayları dolduruyordu " günaydın kızım iyi uyudunmu " diye soran babamın sesiyle onları izlemeyi bırakıp hazır masaya oturdum " uyudum babacım"

elimi annemin masaya koyduğu poğaça tabağına daldırıp en üsteki dere otlu poğaçayı ısırdım babam derin bir iç çekti " tekrar gördünmü kabus" ıssırdığım parça bir müddet dişlerimin arasında kaldı . Ne olduğunu hatırlamak için bir ay öncesine gitmem gerekti, Tamunun beni göle bıraktığı gece gölde boğulmadan, katımda annemle babamın ortasında uyanmıştım.
Babamın ve Annemin pür dikkat beni izlediğini fark edince dişlerimin, arasında tuttuğum poğaçayı uzun uzun çiğnedim . O gece korkuyla bağırımıştım onlar kabus gördüğümü sanmışlardı olanları nihayet hatırlayınca çayımdan bir yudum alıp bu garip sessizliği bozdum " görmedim babacım " gözleri bir müddet üstümde oyalandı, sonra gülümseyip kahvaltısını yapmaya başladı çatalıma taktığım peyniri ağzıma atıp çiğnemeden iki tanede zeydin attım ve annemin delici bakışlarıyla karşılaştım kaşlarını yalandan çatmış kafasını iki yana salladı " yavaş yavrum boğazında kalıcak" babam eline aldığı poğaça tabağını anneme uzattı sanada var " Lal'im"

Lal ismi artık sadece bir isim değildi dedemin anneme koyduğu isimdi sevdiği kadının ismi . O an neden katıma döndüğümü hatırladım , ben buraya dedemin yaşantısındaki sırları bir nebze çözmeye gelmiştim .

Elimdeki çaydan bir yudum aldım
" artık döneyim diyorum"annem garip bir şaşkınlıkla bana döndü
" kızım daha dün geldin " evet onlara göre buraya daha dün gelmiştim .Dönüp dedemin evine gitmeli ,bir an önce bir şeyler bulmalıydım " Dedemin evinin anahtarınıda alıyım evi bir havalandırıyim diyorum " bu sefer babam annemden önce konuştu " kızım o ev yirmi yıldır boş bir kaç kutu eşyadan başka bir şey yok zaten , havalandırmak istemez " kafamı iki yana salladım " çok yağmur yağdı su girmiştir, duvarlar küflenmiştir ben yinede bakıyım " bir kaç dakikalık mücadele sonucu annemin sinirlenip " sen yorulmak istiyorsun , naparsan yap, bide gitmişken külünü süpürü ver" deyip dedemin evinin anahtarını masaya koyması üzerine keyifle kahvaltımı tamamladım .

Onlarla vedalaştıktan sonra otobüse bindim yazın köyde kalıyorlardı. Köy, evimize iki saatlik uzaklıktaydı mesafe kısa olduğundan istediğim zaman çıkıp gelebiliyordum .

Onları geride bırakıp eve dönmek burnumun direğini sızlatsada bir ay kadar onlardan ayrı kalmak bana,
onları yanımdaymış gibi kalbimde taşımayı öğretti .

TekrarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin