6.Bölüm

44 4 28
                                    

~ Woo ~

Gözlerimi açıp uyandığımda karşımda bana sıkıca sarılan ve derin bir uykuda olan Gaho'yu gördüm. Aslında şuan şaşırmam gerekiyordu çünkü dün ne olduğunu hatırlamıyordum... Ama sorun değil onunla böyle olmak istemediğim bir şey değildi.

Biraz düşünmeye başlıyınca net olmasada dün neler olduğunu hatırlamaya başlamıştım. Kısık bir ses tonuyla kendi kendime konuşmaya başladım. "Saat kaç acaba. Aaaa ya Kyu bana ulaşmaya çalıştıysa ve ulaşamadıysa." Sessiz ve yavaş hareketlerke kafamı Gaho'nun kolunun üzerinden çektim ve yatağın yanındaki küçük sehpanın üzerinden telefonumu aldım.

"Siktir! Aaah 10 kez aramış... Şimdilik mesaj atıp arkadaşımın evinde kaldığımı söylesem daha iyi olur. Daha sonra ararım." Mesaj attıktan sonra tekrar Gaho'nun yanına gittim ve onun sıcacık bedenine sıkıca sarıldım ve uykum olmasa da onunla böyle sonsuza kadar durabilirdim... Gözlerimi kapattım ve onunla beraber olmanın verdiği mutlulukla uyumaya çalıştım.

~ 1 saat sonra ~

Zor da olsa uyumuştum ama camda yüzüme doğru gelen güneş ışığı uyanmama sebep olmuştu. Güneş her ne kadar gözlerimi açmamı engellese de gözlerimi açmıştım. Ama yanımda Gaho yoktu. Yanımda onu göremeyince içimi birden korku kapladı. Nefes alış verişim hızlanmıştı... Hızlıca yataktan kalkıp üstüme ne bulduysam giydim ve diğer odalara bakmaya başladım. "Gaho!" Sessiz ama bı o kadar da korkulu ve endişeli bir ses tonuyla bağırmaya başlamıştım. "Gaho!"

En son olarak mutfağa girdiğim de kulağında kulaklık vardı ve kahvaltı hazırlıyordu... Onu gördüğüm an içim o kadar rahatladı ki, tüm endişelerim ve korkularım gitmişti... Daha fazla dayanamadım ve hızlıca yanına gidip arkadan sarıldım. Şaşırmış bir ifadeyle kulaklığını çıkartıp bana döndü ve sıkı bir şekilde sarılarak karışılık verdi...

Kısık bir şey tonuyla "Beni bırakmadığın için teşekkür ederim" dedim. Bunu söyledikten sonra kendimi daha huzurlu hissettim ve onunla tüm gün böyle kalmak  istiyordum... Gaho dediğim şeyden sonra yüzüme baktı ve dudağıma küçük bir öpücük verdikten sonra konuştu. " Beni göremeyince korktun mu? Bunun için üzgünüm minik ayıcığım." "Minik ayıcığım" lafını duyunca karnımda kelebekler uçuşuyordu. Keyfim yerinde gelmişti. O kadar çok sırıtmıştım ki yanaklarım ağırmaya başlamıştı. "Tamam Woo. Şimdi yeter bu kadar yemek yandı."

Tamam diyip odaya geçtim ve Kyu'yu aradım. İlk aramam da açmadığı için bi kez daha aradım. Tam kapatıcakken telefonu açtı. "Kyu" "Woo! Sen nerdesin? Seni ne kadar aradım haberin var mı? Bugün olan progmını unuttun mu?" "Ne! Ah SİKTİR! Doğru ya bugün katılmak gereken bı radyo programı vardı. Uffffff bekle geliyorum" "Çabuk gel!!"

Üstümde ki Gaho'nun pijamalarını çıkardım ve kendi kıyafetlerimi giyinip mutfağa doğru gittim. "Gaho! Gaho çok çok özür dilerim. A-ama şuan gitmem lazım. " Gaho'nun bir şey söylemesini beklemeden yanağını öptükten sonra hızlıca evden çıktım ve şirkete gittim.

~ Gaho ~

Woo gittikten sonra kahvaltı yapmak istemesem de zorla bir şeyler yedim ve pratik yapmak için şirkete gittim.

"Min! Selam. Bu saatte niye burdasın?" Pratik odasına girdiğim de Min yerde öylece oturmuş duruyordu. "Aah. Hiç öyle oturuyorum." Biraz şaşırdım çünkü Min'i asla böyle görmemiştim. Çantamı kenara bırakıp onun yanına oturdum ve sıkıca sarıldım ve konuşmaya çalıştım. " Min. Sen neden böylesine? Bana anlatabilirsin." Yüzünü bana doğru çevirdi ve kısık bir ses tonuyla "Kyu." İlk başta ne demek istediği anlamadım ama dün onunla bereber evden çıkmıştı...

Wooho Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin