***
Akşam saatine yakın okuldan çıkmıştım.
Hava çoktan kararmıştı. Yaşadığım sokağa girdiğim de çantama iyice sarıldım ve temkinli adımlarla devam ettim. Tek başına yaşayan bir lise öğrencisinin bütçesi ancak bu semte yetiyordu.
Çok tekinsiz bir sokaktı o yüzden çok dikkatli olmak zorundaydım.
Hızlıca kaldığım klübe büyüklüğünde ki ve klübeyi de andıran evime girdim. Mutfak ve yattığım yer birleşikti. Bir salonum yoktu çok küçüktü ama memnunum, büyük ev de tek kalsam çok korkardım. Evimdeki tek kapılı olan yere, yani banyoya adımlayıp ihtiyaçlarımı giderdim. Ve eve her geldiğim de yaptığım gibi tişörtümü çıkarıp mutfak alanına olan kombiyi yakmaya gittim. Evim küçük olduğu için hemen ısınırdı ama yine de çok pahalı olduğu için bu küçücük yeri bile düşünüyordum.
"Ahh aşırı soğuk, umarım çok gelmez fatura."
Üstüme Polarlı pijama takımımı geçirip uzanacaktım ki karnım zil çalıyordu.
"Kalkıp bir şeyler yesem iyi olur"
Buzdolabını açtığım da ise tam bir hayal kırıklığı.
"Bugün de aç yatıcaz gececim"
Yatağıma uzanıp hergün yaptığım gibi hayal kurmaya başladım. Ne zaman mutlu olacağım? Ne zaman karnım tok, sıcak bir yatakta yatacağım? Ne zaman hasta olduğum da birisi bana çorba yapacak? Ne zaman beni sevecek insanlar olucak?
***
Sağa sola dönerek uyumaya çalışıyordum. Eve bu kadar yorgun gelmeme rağmen nasıl hala uyuyamadım anlamadım. Son iki gündür böyle oluyordu hep.
Yataktan kalkıp bir bardak su doldurdum kendime, tam içecekken çok yakından gelen bir uluma sesiyle sıçrayıp bardağı yere düşürdüm. Sanki kapının önünden geliyordu o derece yakındı. Tekrar daha güçlü bir uluma sesi duyduğum da ellerimle kulaklarımı kapatıp koşarak yatağa girdim. Kurt ne alaka? Köpeklere bile korkudan dayanamazken şimdi de şehre kurtlar mı indi?
Bir kaç kere daha uluma sesi duyduğum da zorlanarak gözlerimi kapattım ve uyudum.
***
Sabah 6.00' da zarzor yer yatağımdan kalkarak elimi yüzümü yıkadım ve yarı zamanlı işim için hazırlanmaya başladım. Üstüme boğazlı siyah bir bluz altıma siyah kot pantolonumu giydim. Saçlarımı tepeden sıkı bir at kuyruğu yapıp hafif bir makyaj ile de hazırdım. Botlarımı ve montumu giyip kapıyı iki kere kitledikten sonra yola koyuldum.
Sokak ilk defa bu kadar sessiz ve karanlıktı. Sokaklarda bir tane bile insan yoktu, çok garip.
İş yerine vardığım da ilk ben geldiğim için dükkanı da ben açıyordum. Ara sokakta küçük tatlı bir kafeydi. Ancak kilidi sokmama rağmen açılmadı.
"Hey, neden açılmıyorsun?"
Bir kez daha zorladım ama asla açılmadı.
"Hadi amaa"
Dükkan sahibini aradım, yaşlı bir amcaydı.
"Aradığınız kişiye şuan da ulaş-"
Tam arkamı dönüp gidecekken bir kurt uluması duydum. Siktir ya, tam şuan karşıma çıksa yaşama şansım sıfır.
Geldiğim yola bakarken hızlıca koşmaya başladım. Ama benimle beraber birininde koştuğuna eminim. "Siktir! Siktir!" Arkanı dönüp bakma sakın gece.
Sonunda kendi sokağımı gördüğüm de mutluluktan ağlayacaktım. Tam daha da hızlanacaktım ki omzuma değen el ile çığlık attım. Bir el daha ağzımı kapattı ve ensemde sıcak bir nefes hissettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURT'UN ESİRİ +18
Science FictionYanlız yaşayan genç kız bulunduğu bölge de insanlar yavaş yavaş azalırken yerini kurtlar alır. Beklemedigi dostluklar, düşmanlar ve beklemedigi bir aşk yaşayan gece nin hayatını okuyalım beraber Öncelikle bu kitaba psikolojinize güveniyorsanız okuyu...