#13

10.8K 454 296
                                    

Ağrıyan vücudumun aksine çok rahat bir yerde yatıyordum. Bir hastane odası olabilir miydi? Çünkü olmam gereken en doğru yer orası olmalıydı.

Midem o kadar çok bulanıyordu ki gırtlağıma gelen kusmuk sayesinde zar zor gözümü açmıştım. Hiçbir yere bakmadan hızla doğrulup kusmamaya çalıştım.

Bir kaç dakika kendime gözlerimi kapatıp kendime gelmeyi bekledim. Tekrar gözlerimi açtığım da ise hiç bilmediğim bir odadaydım. En son olanlar aklıma geldiğin de buranın o pislik adamın evi olabileceğini düşündüm, Kenanın evi değildi kesinlikle.

Her ihtimale karşı sessiz olarak yataktan kalktım. Üstümde hala o pisliğin giydirdiği tişört vardı. Yatağın hemen yanında ki dolabın aynasından kendime baktım. Gözlerimin dolmasına engel olamadım. Bitik haldeydim, göz altlarım morarmıştı, beyaz tenim çok daha beyazdı ve soluktu. Saçlarım dağınıktı ve zaten zayıf olan bedendimden bir kaç kilo daha eksilmişti. Gözümden bir damla akan yaş olduğum durumu hatırlattı bana. Hemen çıkmalıydım buradan.

Etrafıma baktığım oda çok da büyük değildi. Her ne kadar benim kendi evim de ki kaldığım yer kadar olsa da. Gözlerim bir pencere arıyordu ama yoktu. Dolabın yanında ki kapıya elim uzandı ama açılmadı. Bir kaç kez daha denedim ama kitliydi. Oflayarak  arkamı döndüğümde makyaj masasının hemen yanında ki kapıyı farkettim. Koşarak elim kapı kulpuna uzandı.

İçeri girdiğim yer bir banyoydu. İçeriyi incelemeden direkt çıkış Kapısına gittim ve tekrar zorladım. Çok daralmıştım ben kalamazdım burada. Kapıya vurarak bağırdım.

"AÇIN KAPIYI!"

"YALVARIRIM AÇIN KAPIYI!"

Biraz daha bağırmıştım ama hiç bir ses veya hareketlilik yoktu. Kapının önüne sırtımı dayayıp yere çökmüştüm. Kollarımla yüzümü kapatıp ağlamaya başladım. Bu yaşadığım şeyler o kadar zor geliyordu ki, korkunçtu benim için.

Ağlamaya devam ederken odanın içinde gürültülü bir şekilde mikrofon sesi geldi. Bir kaç saniye kulaklarımı sağır eden mikrofon sesinin nereden geldiğini anlamamıştım. Öylece etrafa bakıp sesin kaynağını aradım.

"Hiç arama, bulamazsın..."

O pisliğin sesini duyduğum da kanım donmuştu. Ağlamayı kesip korkudan titremeye başladım. Karşı gelemezdim, gelmemliydim. Suyuna gidersem beni bırakırdı belki de.

"Yalvarırım bırak beni, ne istiyorsan yaparım"

"O kadar kolay olmayacak, senden isteyeceğim şeyleri yapmak yerine ölmeyi tercih edeceksin emin ol"

"Ne istiyorsun?"

"Eğer söyleyeceğim herşeyi yapabilirsen seni bırakıcam"

Hızla kafamı salladım.

"Senin yerinde olsam şimdi den ölmeyi tercih ederdim"

Sesim kısık bir şekilde kendime konuşur gibi fısıldadım.

"Ben ölmek istemiyorum, ben mutlu yaşamak istiyorum."

Kısa bir sessizlik oldu.

"Dediğim gibi asla kolay olmayacak, ya dediğim şeyleri yapıp kurtulursun ya da ölürsün."

Her ne olursa olsun yaşamak istiyordum. Hem ne kadar kötü olabilir di ki?

"Kabul ediyorum ama unutma ki burdan kurtulduğumda seni öldüreceğim"

"O zaman başlamaya hazır mısın?"

Sesi az öncenin aksine sert çıkmıştı. Ne olursa olsun bunu başarmalıydım. Bunu başarıp mutlu yaşamalıyım.

KURT'UN ESİRİ +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin