𝐨𝐧𝐞

783 41 11
                                    


"Hadi Felix geç kalıyoruz!"

"Ya tamam bekle!"

"Çok yavaşsın koşsana!"

"Hyun ne bu acele daha 10 dakikamız var koca 10 dakika! Sakin mi olsan acaba?"

"Olamam hem kapıda yığılıyor herkes sevmiyorum ben öyle olunca."

"İyi tamam geldik zaten koşma!"

Hızlıca içeri girip Jisung'un yanına ilerledim. Felix bana göre oldukça yavaş ilerliyordu.

"Felix nerede?"

"Gelir şimdi arkamdaydı."

"Koştun mu sen?"

"Yo-"

"Yalan söyleme hyun koşmuşsun işte daha çok var ne bu acele?"

"Ya ben sevmiyorum kapıda yığ-"

O sırada karşıdan yanımıza gelen gruba çevirdim bakışlarımı. Chris yine her zamanki gibi siyahlar içindeydi. Altına giydiği soluk efektli siyah skater pantolon, üstündeki oversize siyah tişörtüyle harika görünüyordu. Basit bir kombin bile gözümde mükemmeldi.

Yanımıza geldikleri an Jisung'un ağzımı kapatmasıyla afalladım. Chris'e olan duygularım yeni sayılırdı ve ben bunu arkadaşlarıma söylemeye biraz çekiniyordum.

Minho Jisung'un yanına geçip elini omzuna attı Changbin'de nefes nefese kalmış sevgilisinin yanına geçti. Bende Chris'in yanında duruyordum.

"Naber?"

"İyi, sen?"

"İyi, görüşmeyeli neler yaptın bakalım?"

"Bilmiyormuş gibi konuşma."

Gülümsedi. Onun gülümsemesine karşılık bende gülümsedim. Gözüm yanağındaki çukurlara kaydı onları çok seviyordum hatta bazen kendimi fazla kaptırıp öpmek bile istiyordum. Düşüncelerimi bölen Chris'in etrafındaki meşhur kalabalık oldu.

"Hey Chris! Neden yanımıza gelmedin?"

"Arkadaşlarıma selam vermek için gelmiştim, gelirim birazdan."

"Tamam fazla bekletme özlerim biliyorsun."

Kızın iticiliği gülümsemesinden bile belli oluyordu. Chris hem okul başkanı hem de okul basketbol takımı kaptanıydı. Anlayacağınız okulda baya popülerdi bu da etrafında birden çok insan var demek oluyordu.

Chris'in yavaşça yaklaşıp yanağımdan makas almasıyla bakışlarımı Areum'dan Chris'e çevirdim.

"Ben şimdi gidiyorum teneffüste görüşürüz."

"Tamam, görüşürüz."

Yanımızdan ayrılmasıyla yapabildiğim en iyi şeyi yapıp arkasından Areum ve arkadaşlarının yanına gidişini izledim. Kız neredeyse Chris'in ağzına düşecekti ama asıl sorun bu değildi asıl sorun Chris'in bundan rahatsız olmaması oluyorsa da belli etmemesiydi.

Daha fazla bakmaya dayanamayıp arkadaşlarımın sohbetine dahil olmaya karar verdim.

"İkisinden birini seç."

"Bu."

"Hayır Changbin, bu daha güzel."

"Peki tamam en güzeli o."

-"Hyun, Chris nereye gitti?"

—"Areum çağırdı."

-"Yine mi o kız ıyh."

—-"Kimmiş o kız?"

-"Areum."

—-"Ha desene Chris'in sapığı diye."

Minho'nun dedikleri diğerlerini güldürse de beni güldürmemişti. Areum'dan ve Chris'in etrafında bulunan herkesten nefret ediyordum. Defalarca duygularımı belli etmek istesem de başaramamıştım. Chris'in erkeklerden hoşlanmadığını biliyordum bu yüzden de sonunun nasıl olacağını bildiğim bir şeyi yapmamıştım.

"Hyun bugün sende bizimle gelsene."

"Nereye?"

"Sana bahsetmiştim ya Minho'nun kuzeni yeni bir mekan açıcak diye oraya gidiyoruz."

"Ben gelmiyim yarın okul var zaten."

"Ya ne olucak çok kötü olursakda bir günden bir şey olmaz gelmeyiz okula."

"Bilmiyorum Jis-"

"Tamam ben geçerken alırım seni 9'da hazır ol."

Zilin çalmasıyla sınıflarımıza geçtik ben sınıfımıza yeni gelen Wooyoung'la, Felix'de arkamızda Jisung'la oturuyordu. Üçümüz aynı sınıftaydık. Chris Changbin'le, Minho'da onlardan ayrı sınıftaydı. Hepimiz lise son sınıf öğrencileriydik.

İlk ders matematikti normalde zaten hiçbir şey anlamıyordum şimdiyse aklım Chris'te olduğu için hepten anlamamaya başlamıştım. Boş boş tahtaya bakıyor öğretmenle göz göze geldiğimde dinliyormuş gibi kafamı sallıyordum.

Zilin çalmasıyla Felix'le Jisung sevgililerinin yanına gitti. Bende kulaklıklarımı takıp kendimi müziğin ritmine bırakıp gözlerimi kapattım. Bir kaç dakika sonra zilin çalmasıyla Felix kulaklıklarımı çıkardı.

"Zil çaldı uyan."

"Çok uykum var."

-"Ben not alıyorum istersen sana veririm."

Wooyoung sınıfımıza yeni gelmişti daha tanışamamıştık bile ama tatlı birine benziyordu. Matematik ne kadar umrumda olmasa da onu kırmamak için teklifini kabul ettim.

"Olur, teşekkür ederim."

"Rica ederim."

Felix'in attığı imalı bakışı görmezden gelip kafamı tekrar masaya koyup uyumaya devam ettim. Bir süre sonra yanağımda hissettiğim elle gözlerimi araladım. Chris karşımdaydı.

"İyi misin?"

"E-evet, neden?"

"Hiç sınıftan çıkmamışsın Felix derste uyuduğunu söyleyince merak ettim."

"İyiyim, sadece biraz uykum var."

"Anladım."

Wooyoung'un konuşmasıyla ikimizde bakışlarımızı ona çevirdik.

"Hyunjin hepsi burada alabilirsin."

"Teşekkür ederim."

"Sende kalabilir ne zaman istersen o zaman getirirsin."

"Ama o zaman da sen-"

"Acele etme yedek defterim var ona yazarım."

"Peki, teşekkür ederim."

"Rica ederim."

Diyip hızla oturduğu yerden kalkıp dışarı çıktı.

"O kim?"

"Yeni sıra arkadaşım."

"Hm anladım, sevdin mi?"

"Evet iyi birine benziyor."

"Yine de fazla güvenmemen gerektiğini biliyorsun dimi?"

"Of Chris abartma, tamam."

"Abartmıyorum daha geçen-"

"Kapatalım mı bu konuyu?"

"Peki tamam, akşam geliyor musun?"

"Evet, sen?"

"Geliyorum."

İkinci bir zilin çalmasıyla ikimizde ofladık.

"O zaman akşam görüşürüz Jinnie."

"Görüşürüz."

ᴊᴇᴀʟᴏᴜs | ʜʏᴜɴᴄʜᴀɴHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin