𝐬𝐞𝐯𝐞𝐧𝐭𝐞𝐞𝐧

234 24 22
                                    


Chris Pov

"Böyle oldu işte. Of, Jeongin ben ne yapacağım ya."

"Baya kötü olmuş. Ama Changbin haklı, o testi yaptırmalısın gerçeği anca böyle öğrenebilirsin."

"Testten başka çaremin olmadığını bende biliyorum ama Areum'u da iyi tanıyorum böyle bir şeyi asla kabul etmez."

"Yine de bir şansını denesen?"

"Deneyeceğim ama işleri daha da mahvetmekten başka bir şeye yaramayacak."

"Olsun, belki kabul eder."

"Umarım..."

Titreyen telefonumu cebimden çıkarıp gelen mesaja baktım. Hyunjin'den ses kaydı vardı. Hızla telefonun şifresini girip bildirime tıkladım.

"Ne oldu?"

"Bir şey yok."

Ses kaydını dinlemek için yerimden kalkıp odama doğru ilerledim. Ses kaydını başlatmamla boş odamı Hyunjin'in güzel sesi doldurdu.

"Ne olursa olsun her ne yaparsan yap hiçbir şeyi unutmadım unutmayacağım da Chris. Neden böyle oldu bilmiyorum of, senden nefret ediyorum."

Fakat bu sefer sesi her zamankinden farklı geliyordu. Daha önceden bana hiç bu tarz sözler söylememişti. Onu kıracak bir şey de yapmamıştım ki.

Jinnie🌼
Ses (0.30)

Chris
Hyunjin ne oluyor?

İyi misin?

Yanına geliyorum

Jinnie🌼
Gelme istemiyorum

Chris
Hyunjin lütfen

Jinnie🌼
Lütfen çabuk gel sana çok ihtiyacım var

Chris
Geliyorum güzelim

Hızla ceketimi ve arabamın anahtarını alıp evden çıktım. Evime yakın bir mesafede olan eve sürmeye başladım. Evin önüne geldiğimde hiçbir ışık yanmıyordu. Onu gittiğimde bulmayı umdum. Arabayı park edip seri adımlarla apartmanın önüne gelip ezbere bildiğim kapı şifresini tuşladım.

Kapı açılınca hızla içeri girip üst kata çıktım. Kapıyı çaldığımda hiçbir ses yoktu. Bir süre daha bekledim ve tekrar çaldım. Sonunda kapı yavaşça açılmış, karşıma ağlamaktan yüzü kıpkırmızı olmuş bir Hyunjin çıkmıştı.

"Jinnie! Tanrım, bu ne hal?!"

Hızla içeri girip karşımdaki bedene sıkıca sarılıp o çok sevdiğim kokusunu içime çektim. Sarılmamla ağlaması daha da şiddetlenmiş kafasını boynuma gömmüş göz yaşlarıyla tenimi ıslatmaya başlamıştı.

"Ağlama, ben buradayım, geldim."

"C-chris..."

"Efendim?"

"Beni öper misin?"

"Ne?"

"Öp beni."

Duyduklarımı bir süre idrak etmeye çalıştım o sırada kolunu gevşetip bedenlerimizi ayırıp kahvelerini kahvelerimle birleştirdi. Aramızda yok denecek kadar az bir mesafe kalmıştı. Hyunjin tıpkı o günkü gibi bakıyordu bana. İstek dolu.

"Chris."

"Hm?"

"Sen dememiş miydin yaşadıklarımızdan pişman değilim diye?"

ᴊᴇᴀʟᴏᴜs | ʜʏᴜɴᴄʜᴀɴHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin