𝐞𝐥𝐞𝐯𝐞𝐧

246 28 1
                                    


Chris Pov

Flashback

İçimden tüm olanları görmemiş olmayı diledim. Karşımda duran kişinin Hyunjin olmamasını istedim. Lanet araba biraz daha yavaş gelse ne olurdu? Siktiğimin yolunda bu kadar hız yapacak ne vardı? Aşığı olduğum beden yerde öylece yatıyordu. Ben ise hiçbir şey yapamıyordum. Olduğum yerde kalmış insanların bağırışları arasında kayboluyordum.

Yavaşça ilerleyip yanına yaklaştım. Güzel yüzünün üstüne sarı tutamları dökülmüştü. Elimle yavaşça geriye itip güzel yüzünü açığa çıkardım. Burnu kanıyordu, yanağında çizikler vardı. O yüz, o bakmaya kıyamadığım yüzünü o halde görünce kalbime bin parça saplanmış gibi hissettim. Gözlerimden yaşlar akıyor bir yandan da etrafımdaki insanlardan yardım istiyordum.

Onsuz yaşayamazdım, yapamazdım, olmazdı. Gelen ambulansın sesini duyduğumda kulağına doğru eğildim gürültüden beni duyamazdı.

"Jinnie bak ambulans geldi."

Hyunjin'e yaklaşıp dikkatlice bakmış sarsmadan sedyeye koymuşlardı. Başından bir saniye bile ayrılmamış buz kesmiş ellerini sıkıca tutmuştum. Üşümüştü. Ceketimi çıkarıp üstüne örttüm. Üşürse daha çok hasta olurdu.

Hastaneye geldiğimizde nefret ettiğim o cümleyi duymuştum. Giremezsiniz burada bekleyin. Hiçbir zaman umursamadığım gibi yine umursamıyor onu yalnız bırakmamak için çırpınıyordum. Onun narin bedeni orada öylece yatarken ben onu yalnız bırakamazdım. Hyunjin çok hassastı. Canı çok yanmış olmalıydı.

Koşa koşa yanıma gelen kişilere çevirdim gözlerimi. Felix, Jisung, Changbin ve Minho koşarak yanıma gelmiş ne olduğunu soruyordu. Anlatacak, o anı bir daha yaşayacak gücüm yoktu susmayı tercih ettim. Sustukça daha da üstüme geliyorlar bu sefer de benim iyi olup olmadığımı soruyorlardı. O orada yatarken, iyi değilken benim ne önemim vardı ki? Umarsanacak son kişi bile değildim ben.

Doktorun içeriden çıkmasıyla çöktüğüm yerden ayağa kalkıp dediklerini dinledim. Çok korkuyordum. Diyeceklerinden, her bir kelimesinden çok korkuyordum.

"İyi mi? İyi olacak dimi?"

"Sakin olun. Hastamızın şuanlık ciddi bir durumu yok."

"Şuanlık derken?"

"Araba çok hızlı çarpmış olmalı ki bir kaç noktada çatlak ve ezikler oluşmuş. Bu yüzden bir süre gözetim altında tutacağız gidişata göre taburcu olabilir."

Tam da doktorun dediği gibi olmuştu. Araba hızla gelmiş Hyunjin bunu fark edemeden kurbanı olmuştu. O şerefsizi bulup gebertmek Hyunjin'e çektirdiği acının kat ve kat daha fazlasını çektirmek istiyordum.

"Görebilecek miyiz?"

"Henüz değil. Ben size haber vereceğim."

"Peki, teşekkürler."

Hyunjin'e bir şey olsaydı o orospu çocuğunun dünyasını başına yıkardım. Gerçi bu şekilde atlatmış olması da hiçbir şeyi değiştirmezdi Hyunjin benim bu hayattaki en kıymetli şeyimdi o orospu çocuğu da bunun bedelini ödeyecekti.

Changbin fark etmiş olacak ki yanıma gelip kolumdan tuttu. Oturduğum yerden kalktığımda gözümü hala karşımdaki boş duvardan ayırmamıştım bu da yanımdaki herkesi özellikle de beni yakından tanıyan Changbin ve Minho'yu oldukça endişelendirmişti.

"İt herif cevap versene!"

"Ne oldu oğlum birden ciddi bir şey yokmuş işte duymadın mı?"

-"İyi görünmüyor dışarı mı çıkarsak?"

ᴊᴇᴀʟᴏᴜs | ʜʏᴜɴᴄʜᴀɴHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin