𝐬𝐞𝐯𝐞𝐧

251 22 0
                                    


Anılarda kaybolmuştum. Hepsi çok güzel, çok özeldi benim için. Keşke Chris içinde öyle olsaydı. O çoğu şeyi hatırlamazken ben hepsini saklamıştım. Yatağın üstüne saçılan fotoğrafları toplayıp, kurumuş çiçekleri de alıp özenle üstüne bıraktıktan sonra kutuyu kapatıp yatağımın altına koydum.

Gözlerim ağlamaktan kızarmış, yanıyordu. Oturduğum yerden güçlükle kalkıp tuvalete gidip elimi yüzümü yıkadım. Odama geri dönüp kendimi yatağa bırakıp ışığı kapattım. Zor da olsa uyumalıydım bugün bir an önce bitsin istiyordum.

Telefonun çalmasıyla uyandım Chris arıyordu. Yattığım yerde doğrulup aramayı yanıtladım.

"Efendim?"

"Jin neden okula gelmedin?"

"Bir kaç günlüğüne rapor almıştım haftaya gelicem."

"Böyle konulardan geri kalmıyor musun?"

"Wooyoung bana not aldığı her şeyi veriyor merak etme."

"Wooyoung mu?"

"Evet."

"Felix'le Jisung varken ondan mı not istiyorsun?"

"Hayır, o teklif etti bende kıramadım."

"Bu aralar fazla duymaya başladım adını."

"Normal Chris, arkadaşım çünkü."

"Felix'de çok sevmiş zaten. Geçen gün öve öve bitiremedi."

Aklıma Jisung'un gruba yazdıkları geldi. Felix gerçekten bazen kime neyi ne kadar söylemesi gerektiğini bilmiyordu. Wooyoung hakkında konuşacağı son kişi Chris'ti. Bu durum hem beni çıkmaza sokuyor hem de Chris'in babammış gibi davranmasını sağlıyordu.

"Felix'i bilmiyor musun o herkesi sever."

"Ihım, peki herkesi de birbiriyle yakıştırır mı?"

İşte yine başlıyorduk.

"Evet, bu yüzden umursamamalısın."

"Konu seninle alakalıysa umursarım Jinnie."

"İyi de şuan boşuna konuşuyoruz. Wooyoung tahmin ettiğin gibi biri değil, benim de ona karşı hislerim yok."

"Ya onun sana karşı hisleri varsa?"

"Olduğunu sanmıyorum."

"Ya olursa?"

"Böyle bir şey olursa onunla konuşup çözebilirim Chris."

"Tamam ne istiyorsan onu yap zil çaldı kapatıyorum ben."

Zil çalmamıştı oysa ki.

"Tamam, görüşürüz."

"Görüşürüz."

Chris'in artık bana bu şekilde davranmasından sıkılmıştım. Kendimi küçük kardeşi ya da çocuğuymuşum gibi hissediyordum.

Telefonu kapattıktan sonra şarja takıp mutfağa kahvaltı hazırlamaya gittim. Canım hiçbir şey yemek istemiyordu. Pratik olması açısından tost yapıp yedim. Odama geri döndüğümde telefonum çalıyor bir sürü mesaj geliyordu. Hemen şarjdan çekip gelen aramayı yanıtladım.

"Efendim Jis?"

"Hyun burada işler fena karıştı."

"Ne? Anlamıyorum sakin ol."

"Wooyoung'la Chris kavga etti. Şimdi müdürün odasında ikiside."

"Ne?!"

"Duydun işte. Çok fena kavga ettiler zor ayırdı bizimkiler."

ᴊᴇᴀʟᴏᴜs | ʜʏᴜɴᴄʜᴀɴHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin