𝐞𝐢𝐠𝐡𝐭

248 26 6
                                    


Öylece durmuş karşımdaki duvara bakıyordum. Jisung haklıydı ona aşıktım fakat o bana aşık mıydı işte ondan hiç emin değildim.

"Hyun, bir şey söyleyecek misin?"

"Haklısın tamam. Ona aşığım evet ama o bana değil."

-"Oha ne? Bir dakika itiraf!"

Felix itirafımla şaşırırken Jisung hiçbir şey olmamış gibi konuşmaya devam ediyordu.

"Ya sen şaka mısın? Çocuk daha nasıl belli edebilir?"

"Nasıl belli edebileceğini bilmiyorum ama şuan yaşadıklarımız bana hiç öyle gelmiyor."

"Yok sen baya safsın. Sen benim kaç senelik arkadaşımsın bir kere bile biriyle arkadaş oldun, yakınlaştın diye onu dövmedim, konuştuğun herkesten hoşlanmamazlık yapıp seni uyarmadım, gittiğimiz her yerde tek odağım sürekli baktığım, ilgilendiğim kişi sen olmadın, her dakika aradığım, mesaj attığım, konuşmak için bahane ürettiğim kişi sen olmadın."

Duyduklarım mantıklı gelmeye başlamıştı. Sanırım kendimi Chris'in beni sevmediğine odaklamış başka bir şey görmek istememiştim.

-"Hyun, Jis haklı. Biz aramızda hep konuşuyorduk bunu ama bir süre sonra ikinizde pas vermeyince saldık."

"Bak Hyun, ister inan ister inanma ama Chris'te bir şeyler var buna emin olabilirsin."

"Peki nasıl anl-"

-"Ya Hyun, hatırlasana bende başta Changbin'in benden hoşlanıp hoşlanmadığını anlayamıyordum. Biraz durdum, yaşadıklarımızı düşündüm bana olan tavrını, başkalarına olan tavrını düşündüm ve en önemlisi de bunu onunla konuştum. Sende denemelisin. Konuşmak çok erken olabilir. Önce emin olmak için yaşadıklarınızı bir gözden geçir. Gözlemle, başkalarına nasıl davranıyor sana nasıl davranıyor bir bak. Sonrası kolay."

Felix'in söyledikleri mantıklıydı. Her şeyi düşünmem, gözlemlemem gerekiyordu. Emin olduktan sonra kendimi hazır hissettiğimde o konuşmayı yapacaktım.

"Lix haklı. Böyle yaparsan daha iyi olur önce bir kendine zaman ver anlamak için. Her şeyden emin olduktan sonra al karşına konuş. Aşık olmak, birinden hoşlanmak utanılacak bir şey değil. O yüzden rahat ol."

"Haklısınız, öyle yapacağım."

-"Chris'e yazacak mısın kavgayla ilgili bir şey?"

"Evet."

-"Tamam o zaman bize haber verirsin."

"Tamam."

"Benim kalkmam lazım Minho'yla buluşucaz."

-"Bende kalkayım."

"Tamam o zaman görüşürüz, dikkatli gidin."

"Tamam görüşürüz."

-"Görüşürüz Hyun."

"Görüşürüz."

Felix'le Jisung'un gitmesiyle odama geçip uzandım. Dediklerinde haklıydı ikiside. Felix'in dediği gibi yapıp her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünecek, onu gözlemleyecektim. Bu hafta raporlu olduğum için okula gidemiyordum o yüzden gözlemleme işini bir süreliğine ertelemek zorundaydım. O zamana kadar kalan günlerimde yaşadıklarımızı düşünmeliydim.

Ben kendimi Chris'in beni sevmediği fikrine o kadar alıştırmıştım ki resmen gözümün önündekini senelerce görememiştim. Ne kadar emin olmasak da düşüncelerim eskiye göre oldukça farklıydı.

Telefonumu alıp Chris'le olan sohbete girdim çevrimiçiydi. Aktif olmasını fırsat bilip hemen yazdım fakat mesajıma bakmıyordu. Biriyle konuşuyor olduğunu düşündüğüm için bir süre bekledim. Hala bakmıyordu. Mesajı 17.03'te almıştım şimdiyse saat 17.10'du. Aradan 7 dakika geçmiş mesajıma bakmamıştı.

ᴊᴇᴀʟᴏᴜs | ʜʏᴜɴᴄʜᴀɴHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin