𝐞𝐢𝐠𝐡𝐭𝐞𝐞𝐧

228 26 8
                                    


Hyunjin Pov

Perdenin arasından süzülen ışığın yüzüme çarpmasıyla gözlerimi aralayıp yavaşça yerimde kıpırdandım. Bu sefer yalnız değildim Chris yanımdaydı, dün yaşadıklarımız gerçekti. Resmen içim içime sığmıyordu. Yıllardır içimde tuttuğum belli etmekten korktuğum gerçek dün gece ortaya çıkmıştı.

Yıllarca duygularımın tek taraflı olduğunu düşünüp durmuştum. Bazen yaptıklarımın aptalca olduğunu Chris'in beni siklemediğini bile düşünüyordum ama yanılmışım. Hayatımda ilk defa yanıldığımı bilmek bu kadar güzel hissettiriyordu.

Yanımda kollarını belime sımsıkı dolamış uyumakta olan Chris'e baktım. Fazlasıyla gerçekti. Elimi yumuşak saçlarına daldırıp usulca okşadım. Bir hayalimde buydu.

Dikkatlice örtüye uzanıp açık kalan üstünü kapattım. Hiç sıkılmadan saatlerce izleyebilirdim onu. Hemen baş ucumdaki komodine uzanıp telefonumu aldım ve Chris'in bir kaç fotoğrafını çekmeye başladım.

Chris Pov

Saçımda hissettiğim elle gözlerimi araladım. Hyunjin karşımda bir meleği andıran görüntüsüyle duruyordu. O an ne kadar kusursuz olduğunu ve ona sahip olduğum için çok şanslı olduğumu düşündüm.

"Günaydın."

"Günaydın."

Uzanıp dudaklarına tüy kadar hafif bir öpücük bıraktım. Elimi sımsıkı tuttuğum belinden çekip sarı saçlarına götürdüm.

"Bugün okula gidecek misin?"

"Sanmıyorum, sen?"

"Hiç sanmıyorum. Beraber bir şeyler yapmaya ne dersin?"

"Olur derim."

Teklifimi kabul etmesiyle gülümseyip dudağına oradan da yüzünün her bir noktasına ufak öpücükler bıraktım.

"Chris."

"Hm?"

"Beraber kahvaltı hazırlayalım mı?"

"Hazırlayalım güzelim."

Yattığımız yerden kalkıp üstümüzü giyinip mutfağa geçtik. Onunla vakit geçirmeyi çok seviyordum. Ne zaman Hyunjin'in yanında olsam zamanın nasıl geçtiğini anlamıyordum, ne sıkıntım varsa unutuyordum o benim ben onun ilacıydım.

"Önce yumurtaları çırpmalıyız. Bana yumurta verir misin?"

"Hemen veriyorum."

Dolaptan çıkardığım yumurtaları Hyunjin'e uzatıp tezgaha yaslanıp ciddi bir ifadeyle tarifi incemesine baktım. O kadar tatlı görünüyordu ki öpmemek için kendimi zor tutuyordum.

"Chris ben bundan hiçbir şey anlamadım."

"Ver bakalım birde ben bakayım."

Gülümseyerek telefonu elinden alıp tarife baktım. Oldukça basit bir tarife benziyordu sadece biraz karışık yazılmıştı.

"Bana bir kaç tane biber ve mantar verir misin?"

"Vereyim."

Dolaptan çıkardığı malzemeleri tezgaha koyup bana baktı. Yüz ifadesi biz ne yapacağız der gibiydi.

"Merak etme basit bir tarif hallederim ben. Sende o arada pankek yapmaya ne dersin?"

"Olur yaparım."

İkimizde iş bölümü yapıp kendi işimize odaklanmıştık. Ben sebzeleri keserken Hyunjin'de kaseye koyduğu malzemeleri karıştırıyor pankek hamurunu yapıyordu. Kestiğim sebzeleri tavaya alıp iyice pişirdikten sonra kasede çırptığım yumurtaları üstüne döküp omleti hazırladım.

ᴊᴇᴀʟᴏᴜs | ʜʏᴜɴᴄʜᴀɴHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin