Felix'in Anlatımıyla
Hyunjinle yaklaşık 1 saattir oturuyoruz fakat ne o konuşuyor ne de ben! Yani tamam , tabii ki birkaç soru sordu hobilerim , yaşadığım yer gibi. Ama onun haricinde sadece sipariş ettiği kahve ile bakışıyor. Ondan daha fazlasını beklerdim. Yani.. Bilirsiniz işte , direkt konuya girmesi ve sorularından dolayı boğulmayı falan hayal etmiştim. Ben böyle düşünürken sanki anlamış gibi bir anda söze girdi :
H- Felix , biliyorum seni sıktım ama burası hiç benlik bir yer değil. Acaba diyorum , başka bir yerde sadece ikimiz mi olsak?
sorusundan sonra ciddi olup olmadığını sorgularcasına birkaç dakika boş boş ona baktım. Hiç espri yapıyor gibi durmuyordu.
F- Peki ama tam olarak neresi bu yer?
H- Sen bana güven sadece. Söz veriyorum seveceğin bir yer.
F- Sana mı güveneceğim? Rüyanda bile göremezsin Hwang. Tamam bu kadar sohbet yeter ben eve gidiyorum.
Kesin beni kendi saçma oyunlarına alet etmek istiyordu ama yemezler Hyunjin. Tam kapıdan çıkacakken seslendi ve :
H- Ya Felix tamam dur bekle
Dedi ve masadan kalkıp hesabı ödedi. Zaten ben bir şey almamıştım bu yüzden onu izledim. Yanıma gelip konuşmaya başladı.
H- İki dakika bekle bütün sürprizi kaçtı işte. Seni yürüyüş parkı tarzında deniz manzaralı mükemmel bir yere götürecektim.
Ne? Bu çocuk iyi mi. Amacı bana yürümek değil mi ya da yanlış mı anladım. Neyse , sonuçta hoşuma gitmediği an arkadaşlığımı bitirebileceğim. Bu yüzden çok kafaya takmadım ve kabul ettim. Çıktığımızda hava kararıyordu ve sonbahar ayında olduğumuz için akşamlara serin bir hava hakimdi. İyi ki biraz kafamı kullanıp da yanıma ceket almışım. Arabasına bindik ve radyoda çalan müzik ile birlikte kafamı dirseğim ile destek vererek cama yasladım. Bir 10 dakika sonra galiba varmıştık ve gördüğüm manzara mükemmeldi. sanırım ben yanılmıştım ve amacı sadece benimle arkadaş olmaktı. Aslında arkadaş edinmeyide sevmem ama belki Hyunjin yani okulun popüleri ile arkadaş olmak çevremi sahte de olsa genişletir ve senguminin çenesini kapatırdı. Ben bunları düşünürken düşüncelerim hyunjinin inemem için kapıyı açması ile bölündü.
H- Nasıl ama , aynı benim gibi mükemmel değil mi ?
F- Hı hı ne demezsin. (yalan yok hyunjin , senden beklenmeyecek kadar güzel.)
yürüyüş yapmaya başladık ve hyunjinin soruları ile baş başa kaldım.
H- Eee çilli çocuk , merak ediyorum hoşlandığın biri var mı?
F- Sana adımı söylediğimi hatırlıyorum. Neden hala bana aynı lakabı uygun görüyorsunuz bay hwang?
H- Hoşuma gitti çilli çocuk , neyse sen konuyu çevirme. Hoşlandığın biri var mı bakalım?
F- Hayır , yani sanırım bir insan okulda ne kadar yalnız olabilirse o kadar yalnızım. Ama bu umrumda değil yani kız olsam bende benle çıkmazdım.
H- Peki seninle çıkma onuruna sadece kızlar mı erişebiliyor ?
F- Bu nasıl bir soru , tam olarak anlayamadım
H- Zamanla eğer arkadaşlığımızı bitirmek istemezsen , seni hem eve bırakma onurunu yaşamaya devam ederim , hem de belki bir gün bu sorunun cevabını veririm...
...
EVET BU BÖLÜMÜDE ATTIM. ÇOK DA GEÇ OLDU AMA. ÇOK UZUN BİR ÜREDİR YAZAMADIĞIMIN FARKINDAYIM VE BU BÖLÜMLE DE HABER VERMEK İSTEDİM. BELKİ ARTIK SADECE TASLAKLARDAN 3 BÖLÜM YAZDIKTAN SONRA HEPSİNİ ATARIM Kİ OKUYANLAR İÇİN EN AZINDAN BEKLEMELERİNE DEĞER. EĞER GERÇEKTEN SEVENLER OLDUYSA BEKLETTİĞİM İÇİN KUSURA BAKMAYIN(:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Flört (hyunlix)
Romansa- daha adlarımızı bile bilmiyoruz bu kadar yakın olmamız doğru mu sence? - peki , sana ne demeliyim çilli çocuk.