h ifa tırnak etlerinin birazını daha geriye itti ve elinde telefonla bekleyen clememtine'e baktı.
"hala cevap vermedi mi o gevşek?" diye sordu stefan'ı kastederek, clementine hayır anlamında başını salladı.dün geceden beri kayıp olan dorothea ve boris'i aramak için seferber olmuşlardı; üç gibi eve dönmüş, saat dört sularında stefan aklına gelen fikirle yeniden dışarı fırlamış, suçluluk hissi yüzünden tetikte olan theodore onun çocukların yerini bildiğini düşünerek stefan'ı takip etmişti; hifa ise nereye gittiklerini bilmemenin ve kardeşinin kayıp olmasının verdiği gerginlikle tüm odayı negatifliğe boğuyordu.
donna mutfaktaydı ve augustine için bitki çayı demliyordu, hifa kaybolan çocukların onlara ait olup olmadığını sorguladı.
"seni geçtim," dedi donna'ya bakarak, ve sonra augustine'e döndü.
"ama sen neden dorothea için endişelenmiyorsun!?""endişeleniyorum." dedi augustine.
"ama bunun yerine güvenmeye çalışıyorum."hifa iç c geçirdi ve clementine'le birlikte beklemeye döndü.
bu pek uzun sürmedi, kapının çalınmasıyla yerinden fırladı.
boris kapıyı açan kardeşine sırıttı, hifa şaşkınlık dolu bir yüzle ona bakıp gelen dört kişiyi sırayla içeri aldı, yanında bekleyen clementine dorothea'ye sarıldı ve hifa bekleyemeden boris'in yanına gitti.
rahatlıklarından ödün vermeyen donna ve augustine boris'in dağılmış suratını görünce yerlerinden kalktılar, boris başına toplanan insan grubuna dönüp dramatik bir edayla,
"darp edildim." dedi.kadınların yüzünü derin bir endişe kaplarken stefan,
"yol boyunca sekiz kez dinledim." dedi ve olanları özet geçti."doktora gitmemiz gerekiyor!" dedi clementine, boris'in dağılan sıfatına karşın.
"gerek yok, pansumanları evde hallederiz." diye reddetti theodore.
"sağlık dolabını gösterir misin?" diye sordu hifa'ya."ne demek bu?" dedi hifa, kardeşinin yanına oturmuştu ve yüzündeki yaraları inceliyordu, dikişe ihtiyacı olduğunu düşünmüştü.
"resmiyete dökülmesini istemiyorum, şahsi bir konuya dayanıyor." dedi theodore, onun sözlerinden tüm bu olayın tesadüf olmadığını anladılar.
"ben de sabahın beşinde doktora gitmek istemiyorum." dedi boris oturduğu yerden.
hifa derin bir of çekerek odadan çıktı ve çeşitli bandajlar, oksijenli su, kremler gibi işe yarar şeylerle geri döndü.
theodore sahip olduğu tecrübelerle boris'in pansumanını yaparken hifa'ya her zamankinden daha sert göründü, boris'in yüz ifadesi de bunu doğrular nitelikteydi, acıdan dişlerini sıkıyormuş gibi.
hifa bu tavrı anlamlandıramadı, sonuçta boris dorothea'yi güvende tutmak için çabalamıştı ve theodore bunun için teşekkür etmeliydi.
stefan hifa'yı aydınlatmak için,
"onları bulduğumuzda fazla romantiktiler, theodore bir nevi parçalandı." dedi kısık sesle."aksine, gayet iyiyim." dedi theodore, bandajları yapıştırmaya geçmişti.
"ve kulaklarım da çok iyi duyuyor."duvara yaslanmış onları izleyen, bu ikonik anların ilk elden tanığı olan clementine gülmemek için direniyordu.
hifa, boris'in ruh ve beden sağlığı için tehdit oluşturduğunu düşündüğü theodore'a,
"isterseniz ben devam edebilirim." diye teklifte bulundu, boris ve stefan şaşkınlıkla ona dönerken theodore,
"daha önce denedin mi?" diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yıldızlar ve köpekler. -düzenlenecek-
Novela Juvenil- tw! başlangıç; 170922 novel; in progress by wolf.