i wanna ruin our friendship

bölüm: ɖ

"Uf Ryu, BIRAK TELEFONUMU!" Sunghoon Ryu'nun kollarına yapışıp telefonunu elinden almaya çalışırken Ryu cevap verdi. "Salak! Kızı görmezden mi geleceksin?" Mai elindeki güneş kremini yüzüne sürerken ağzını açarak ikisine döndü. "NEEE? YUKI'Yİ GÖRMEZDEN Mİ GELİYORSUN SUNGHOON!"

Sunghoon tek elini alnına yapıştırıp telefonunu Ryu'nun elinden çekip aldı. "Görmezden geldiğim falan yok. Bir karışmayın işime ya." Jay kahkaha atarak söze girdi. "Üstüne gitmeyin kızlar, baksanıza utanıyor." Jake, Jay'in sözlerine sesli bir kahkaha patlattı. Yalnızca Jake değil herkes gülmüştü ama Jake anırarak güldüğü için tüm dikkatleri kendi üzerine çekmişti. Sunghoon hepsinin gülmesi üstüne arkadaşlarına gözlerini devirdi ve ilerleyip kendi eşyalarını koyduğu şezlonguna oturdu.

"Abi Sunghoon haklı. Salın iki dakika çocuğu da kıza ne cevap vereceğini düşünsün." dedi Ashley. Aynı zamanda da elindeki fotoğraf makinesinden çektiği fotoğrafları inceliyordu. Daha doğrusu "yarısından çoğu Jake olan" fotoğrafları. Jake arkasından yaklaşarak fotoğraf makinesine eğildi. "Yuh çok yakışıklı çıkmışım. Ne zaman çektin bunu?" Ashley omuz silkti. "Bilmiyorum ben de. Çekmişim bir ara."

"Jake, gelsene bi. Şu güneş kreminden sırtıma sürmeme yardım et." dedi Jay ve yan tarafında Ashley ile konuşan Jake'e dönmeye çalıştı. "Niye ben sürüyorum, Mai sürsün." diye sırıtarak cevap verdi Jake.

Jay ani bir şekilde, kendisine sırıtan Jake'e döndü ve güneş kremini aceleyle Jake'in eline tutuşturdu. "Ne diyosun oğlum. Sür şunu işte."

Jake Ashley'in elindeki fotoğraf makinesini aldı ve ayağa kalkıp "Yok ben meşgulüm bak fotoğraf çekmem lazım." diyerek Jay'den adeta kaçarcasına uzaklaşırken "MAİ! JAY ONA GÜNEŞ KREMİ SÜRMENİ İSTİYOOOR." diye bağırdı.

Kendi adını duyan Mai kafasını bu ikilinin olduğu tarafa çevirirken Jake oradan tüymüştü bile. "Tamam geliyorum!" diye cevap veren Mai kendi yüzüne sürdüğü kremi dağıttıktan sonra kenara koyduğu güneş gözlüğünü aldı ve Jay'e doğru yürümeye başladı.

Jay ise kendinden çoktan uzaklaşmış ve uzaktan ona pis pis sırıtan Jake'e ölümcül bakışlar yollamak ile meşguldü. Sunghoon ve Jake'e, Mai'e karşı olan hislerinden bahsettiği günden beri sürekli böyle durumlarla uğraşmak zorunda kalıyordu ve bir gün bu ikisine bunu fena ödetecekti.

Mai elindeki güneş gözlüğünü başına yerleştirirken Jay'in yanına gelmişti bile. Kendinden yaklaşık 20 santim uzun olan arkadaşına baktı ve "Nereye süreceğim?" diye sordu.

Jay bir süre Mai'in yüzüne baktı, gerginliğini belli etmemeye çalışıyordu fakat hemen başının arkasına gitmiş ve saçlarını karıştırmaya başlamış olan eli kendisine hiç yardımcı olmuyordu.

"Kollarımı yüzümü hallettim de sırtım kaldı bir tek." dedi. Bakışlarını kaçırmış, gözlerini sanki çok ilginçmiş gibi şezlongda duran, Sunoo'nun daha öncesinde topladığı deniz kabuklarına dikmişti. Göz teması kurduğu an yüzünün kızarmasından korkuyordu.

"Tamam, dön." dedi Mai hızlıca. Bir yandan da eliyle Jay'in dönmesini işaret ediyordu. Aceleyle döndü arkasını Jay. Neden bu kadar utanmıştı bir fikri yoktu. Mai ile yıllardır arkadaştı ve birbirlerine sarıldıkları, el şakaları yaptıkları onlarca zaman olmuştu.

'Tabiki aptal duygularım yüzünden' diye düşündü. 'Mai şu an bunları hissettiğimi öğrense kim bilir ne kadar kötü hisseder.' Bir anda kendinden nefret edecek kadar yoğun bir negatif duygu yoğunluğu hissetti. 'Ben ne halt yiyorum böyle' diye geçirdi aklından. Ama hiç hareket etmedi. Bir yanı Mai'in bu duygularından haberi olmadığı için şu an içinde bulunduklarını durumu kullandığını ve Mai'den faydalandığını söylüyordu. Diğer yanıysa bu sesi dinlemeyip anı yaşaması gerektiğini söylüyordu. Jay, ikisini de istemedi. Mai'in haberi olmadan bir şeyler hissetmek istemiyordu. Onu kullanma düşüncesinin varlığı bile sadece kendinden nefret etmesine sebep oluyordu. Fakat yine anı yaşayıp hiçbir rahatsızlık duymadan da devam edemezdi. Bu yüzden Mai'e odaklanmamaya çalışarak hızlıca kremi sürmesini bekledi. O an başka bir çözüm bulamamıştı.