bölüm: ɞ

364 35 131
                                    


İlkbaharın son aylarıydı; hafif yaz rüzgarları yavaştan başlamış, artık öğrencilerin derslere olan odağı azalmış, gezip tozma sezonları açılmaya başlamıştı. Fakat bu yine de sabahtan akşama kadar sırf birkaç boş ders için okulda saatlerce kalıyor oldukları gerçeğini değiştirmiyordu. Günlerden çarşambaydı ve okulun 10. Sınıfları, geziden döneli yaklaşık bir buçuk hafta olacaktı. Kısaca bu bir buçuk haftada olanları anlatacak olursak.

Bu bir buçuk haftada; ilk başta, tekrardan okulun ne kadar illet bir yer olduğunu hatırlayıp dönem sonu sınavlarının bir hafta sonra olacağı haberini almışlar sonra da ona göre reaksiyonlar göstermişlerdi. Mesela Ryu ve Heeseung'un study date sezonuna çıkmaya başlamış olması gibi. Ryu dışındakilerin başka sorunları olduğu için ne yazık ki pek sınav haftası için ders çalışmaya odaklanamamışlardı. Fakat onların hayatlarında da onların çok büyük olduğunu düşündüğü, aslında başından beri bekleniyor olan, "hayati" değişimler yaşanmıştı.

Park Sunghoon arkadaşları ile geçirdiği tatilden sonraki bu bir buçuk haftadır normale göre fazla sessiz ve depresifti. Nedenini kimseye söylememişti ama arkadaşları az çok tahmin edebiliyordu. Kendisi bir buçuk haftada yaklaşık üç dört gün de okula gelmemiş ve şu ana kadar yapmadığı sıklıkla devamsızlıklar yapmıştı. Ryu bu durumun sınav stresi ile Yuki stresinin birleşimi olduğuna dair bir yorum yapmıştı. Ama şu an ellerinden bir şey gelmediği için sınav haftasından sonra bu durumun devamına göre Sunghoon'u konuşturmak adına sözleşmişlerdi. Onun üzerine biraz daha düşüp konuştururlarsa daha iyi yardım edebileceklerini düşünüyorlardı.

Jake Sim diğer arkadaşlarına kıyasla çok rahat bir dönem geçiriyordu. Sınavlarda çalışsa da bir şey yapamayacağını düşündüğü için hiç efor sarf etmemeye karar vermişti. Zamanının yüzde ellisini aynı kendisi gibi düşünen kız kardeşi Arina ile anime izleyip genshin oynayarak geçiriyor, yüzde onunu arkadaşlarının sorunları ile ilgilenmeye çalışarak geçiriyor (bu yüzde onluk kısma rehavete dahil olmamış Sunoo ve Jungwon ile geçirdiği zamanlar da dahil), geriye kalan yüzde kırkını da son zamanlarda kendisine karşı tek normal davranan insan olarak gördüğü Ashley ile geçiriyordu. Hayatından şimdilik memnundu. Arkadaşları bir an önce bu rehaveti atlatsın diye dua etmekten başka bir işe de yaramıyordu.

Gelgelelim tüm olayları son derece dramatize eden Jay ve Mai'e. Jay ve Mai bir buçuk haftadır birbirlerinden kaçıyorlardı. Daha doğrusu Mai sonunda aklına dank eden şeyler yüzünden Jay'den kaçmaya başlamış, Jay ise bu durumu aşırı yanlış anlayarak ona ayak uydurmuştu. Mai Jay'e olan kaçınılmaz hislerini sonunda fark ederek Jay'den kaçma yoluna başvurmuştu. Jay'in durumu ise daha karışıktı.

Ve bugün de Mai, Jay ve Jake ile eve gitme seremonisine katılmamak adına çıkabildiği kadar erken okuldan çıkmış, adeta koşarcasına bahçeden kaçmaya çalışıyordu. Morali bozuktu çünkü kendisi Jay'den kaçtıkça Jay de ondan kaçmıştı ve Mai "Büyük ihtimal ondan hoşlandığımı fark etti ve benimle konuşmamak için benden kaçıyor." diye düşünüyordu.

Genç kız yüzündeki en mutsuz insan ifadesiyle çantasının koluna tutundu ve çıkışa doğru yürümeye devam etti. "Belki de bir daha benim gibi birini görmek bile istemiyordur." diye aklından geçirdiği sırada, gülüşerek kol kola okuldan çıkan Ryu ve Heeseung'u görmüştü. "Neden Ryu ve Heeseung gibi mutlu olamıyoruz?" diye sordu kendine. Cevabını da acı bir şekilde kendisi verdi. "Çünkü biz yıllardır en yakın arkadaşız gerizekalı. Her şey sen salak bir şekilde en yakın arkadaşını sevmeye başladığın için oldu." Mai zaten oldukça berbat gözüken yüzünü daha çok buruşturdu ve göz göze geldiği Ryu'ya yalancıktan bir gülümseme savurarak yürümeye devam etti.

Bu sırada tam anlamıyla sevgilisiyle bu haftaki dördüncü study date'ine çıkmak üzere olan Ryu'nun bakışları berbat durumda olan en yakın arkadaşı ve kendisine ders anlatmayı bekleyen sevgilisi arasında gidip geldi. Tabii ki Heeseungla sadece ders çalışmıyorlardı. Sonuçta aralarda mola verip eğlenceli şeyler de yapıyorlardı. Fakat şu an en yakın arkadaşına destek olmak ve sevgilisiyle güzel vakit geçirmek arasından birini seçmesi gerekiyorsa, en yakın arkadaşını seçmeliydi. Ryu'nun değişen bakışlarından bir durum olduğunu anlayan Heeseung sevgilisinin baktığı yöne bir bakış attı. Mai'i gördüğünde ise ne olduğunu az çok anlayabilmişti. Yüz ifadesi biraz üzgün olan genç kıza en içten gülümsemelerinden birini sunarak sorun olmadığını hissettirmeye çalıştı. Ve daha cümle kurmak için yeni ağzını açmış olan Ryu'nun başlamadan sözünü kesti. "Sorun değil, kendini açıklamana bile gerek yok." Bakışlarını kaçırıp elleriyle oynamaya başlamış olan genç kıza doğru gülümseyerek eğildi ve elini kızın kahverengi dalgalı saçlarına götürdü. "Hadi git de şu sorunu bi çözün artık." dedi kibar ve anlayışlı bir ses tonuyla. Ardından da genç kızın saçlarını çok hafif bir hareket ile dağıtarak kıkırdamıştı.

Ryu erkek arkadaşına bir kez daha aşık olurken "Teşekkürler." dedi ve parmak uçlarında yükselerek genç oğlanın yanağından öptü. Heeseung yüzüne aptal bir sırıtış takındı ve tam bir şeyler söylemek üzereyken Ryu, onun ne diyeceğini az çok tahmin ederek araya girdi. Koşarak kaçmadan önce hızlıca kelimeleri sıraladı. "Hayır okulun yanındayız, o yüzden sadece yanağından." Heeseung yüzüdeki sırıtış ile birlikte dudaklarını büzdü. "Hadi ben kaçtımm!"

Mai ise düşüncelerin dibine vurmuşken aniden omzunda hissettiği el ile yerinde sıçradı. "Ay! Ryu! Korkuttun." Ryu bu duruma kahkaha atarken, Mai'in asla kontrole alamadığı beyni kendisini üzecek yeni materyaller bulmuştu bile. Resmen Ryu onun için sevgilisini bırakıp gelmişti. Ki Heeseung'un sınavı yaklaştığı için ileride bir süreliğine görüşemeyeceklerdi. Ve Ryu onun için -bu hafta çok buluşsalarda normalde onlar için nadir bir durumdu- buluşmasını ekmişti. Belki de şu an çok duygusal olduğu için kendisini suçlu hissediyordu fakat arkadaşı geldiği için kendisini daha rahatlamış ve mutlu da hissetmişti. Sanırım bir seferliğine bencillik yapıp benimle ilgilendiği için mutlu hissedebilirim, diye düşündü Mai. Birine içini dökmeye gerçek anlamda ihtiyacı vardı. O kadar büyük bir duygu karmaşası içerisine girmişti ki, bir el onu çekip kurtarmadığı sürece boğulup gidecek gibi hissediyordu.

"Ee, size bir kahve ısmarlayayım mı hanımefendi? Şu haftalardır birbirine yapışmış dudaklarınız belki açılır da en yakın arkadaşıyla konuşur." dedi Ryu esprili bir şekilde. Mai ise cümlesine gülmeye çalışmıştı.

Ardından okulun yakınlarındaki bir kafeye geçmişler ve siparişlerini alarak oturmuşlardı. Ryu sabırla en yakın arkadaşının konuşmasını beklerken "Ne zaman rahat hissedersen o zaman anlatmaya başla. Ben beklerim sorun değil." diye mırıldandı. Mai gergince elindeki içeceğinden bir iki yudum aldı ve içten içe kendini rahatlatmaya çalıştı.

Karşısındaki kişi her şeyini bilen en yakın arkadaşıydı ve ona söyleyip danışmak kadar normal bir şey yoktu. Bu ihtiyacı olan bir şeydi. Eğer şu an söylemezse hiçbir zaman söyleyemeyecekti ve Jay ile aralarında olan bu durum sürüp gidecekti. Bu düşünce onu korkuttu ve haftalardır dile getirmemeye ve gerçekliğini reddetmeye çalıştığı şeyi söylemek adına dudaklarını araladı. Kalbi sanki o an karşısında o varmış gibi delicesine atarken yanaklarını hafiften kızardığını hissetti. "Ben.. sanırım.." Yutkundu ve zihninde her şeyin başlangıcı olan o sahne dönmeye başladığında gözlerini kapatıp başını iki yana salladı. Kalp atışlarının ritmi sanki ona söylemesi adına tezahürat yapıyordu. "Hayır, sanırım değil." O anın verdiği his tüm vücudunu kaplarken bakışlarını ellerine yönlendirdi.

"Ben Jay'den hoşlanıyorum."

Mai üzerinden bir yük kalkmış gibi bir nefes verdi ve kendisine gülümseyen arkadaşına utangaç bir bakış attı.

"Sonunda kalbinden geçen duyguları göz ardı etmeyi bırakmana sevindim."

———

AY COK SUKUR BE ICIMDEN BIR OKUZ KALKTI RESMEN WJSHQBSGQHAJQJNQSVVX

heeseung'a cok yukseldim AAH😩😩❤️‍🔥kalbimi cok hizlandiriyo pislik

neyse sonunda mai kabullendiWJSNWJHWQHWJWBDB
e o zaman beklenen anlar geliyo herhalde PUHAHQGWHQJSHQBSBM

neyse cok da uzatmiyim hadi optum😙

i wanna ruin our friendshipHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin