bölüm: kod adı jy

407 33 316
                                    

2 gün önce

"Of.. of.. OF! Nerede hata yapıyoruz biz nerede!!" Daha güneş yeni doğmuş ve gökyüzünü aydınlatmaya başlamışken bomboş sınıfta Jake'in sesi yankılandı. Sesi yankılanmıştı çünkü neredeyse sınıftaki hiçkimse konuşmuyordu.

Yine yeniden bir 'Kod adı Jy' toplantısı düzenlemişlerdi. Yaklaşık bir haftadır her gün sabahın köründe düzenledikleri gibi. Birkaç hafta öncesi yani tatili ayarladıkları haftada hiç böyle şeyler yapmalarına gerek kalmamıştı. Çünkü Jay ve Mai tam anlamıyla plana uygun bir gelişme göstermişlerdi. Fakat tatilden döndüklerinden beri ne Jay, Mai ile konuşmuş ne de Mai, Jay ile konuşmuştu. İkisi de birbirinden deli gibi kaçıyor ve iletişim düzeylerini minimum seviyeye indirgemeye çalışıyorlardı. Ve bu durum Kod adı Jy ekibinin -yalnızca Jake bu kadar kafaya takmıştı- kafayı sıyırmasına neden olmuştu.

Tüm ekip yine Jake'in oturduğu masanın önünde hilal şeklinde kendi sandalyelerine dizilmiş kendi hallerinde takılıyorlardı. Hiçbiri Jake kadar fıttırmış durumda değildi. Sunghoon yanlarında olsa belki durum bir tık daha farklı olabilirdi. Ama Sunghoon günlerdir okulu asıyordu. Jake'in beyni Mai ve Jay ile meşgul olmasa Sunghoon için endişelenebilirdi fakat son günlerde kafayı Jay Mai ikilisi ile öyle bozmuştu ki ne düzgün uyku uyuyabiliyor ne de doğru dürüst yemek yiyebiliyordu. Gözleri artık kan çanağına dönmüş, yüzünün rengi soluklaşmıştı. Ellerini önünde birleştirmiş boşluğu izlerken beyninin içinde türlü türlü planlan yapıyor, farklı olasılıkları değerlendiriyordu.

Arina abisinin yarı deli durumunu uzaktan izliyor bir yandan da önündeki sıraya yatmış olan erkek arkadaşı Sunoo'nun saçlarını minik örgülerle süslüyordu. Arina Kod adı Jy grubundaki diğer pek çok üye gibi Jake'in olayı biraz fazla abarttığını ve içselleştirdiği düşünüyordu. Jay ve Mai'in durumu artık zamana bırakılmalıydı ama bunu Jake'e kabullendirmek bir hayli zordu. Son zamanlardaki Sunghoon'un yokluğuyla da tüm organizasyon ve planlama Jake'in üzerine yığılmıştı ve bu da onun üzerinde fazla sorumluluk hissetmesine sebep olmuştu.

"Jakey, belki de-" diye söze girdi Arina. Gruptan Jake'e karşı söz söyleyebilecek sınırlı sayıda kişilerden birinin kendisi olduğunu fark etmişti. Ekipteki çoğu kişi Jake'in tuhaf ve ani yükselişlerinden çekiniyordu. Özellikle gergin ve sinirliyken fazla fevri davranan Jake düşmanın başına bile istenmeyecek bir belaydı.

"Hayır Arina! Sakın- sakın ağzından o kelimeyi çıkarma. Pes etmeyeceğiz! Asla pes etmeyeceğim! Oluruna da bırakamam. Oluruna bırakınca bak ne oldu? Hepiniz gördünüz değil mi? İki dakika yalnız bıraktık ya iki dakika. BİR HAFTADIR KONUŞMUYORLAR!!"

Arina, Jake'in sesini yükseltmesi ile yüzünü buruşturdu. Bu sırada hafiften uyuklamaya başlamış olan Ashley yerinde sıçramıştı. "Ya ne oluyor ya?" Diye mırıldandı Ashley uyku sersemi bir şekilde. Ardından tekrardan kafasını sıraya koyarken "Jake allah aşkına bağırma." dedi ağlamaklı bir sesle. Fakat Jake onu duymamıştı bile.

"Hayır bi de gelmiyorlar ya artık ben ona bitiyorum. Hani Ryu nerede? Hani Sunghoon? Bildiğin planı başımıza kakıp sattılar bizi oğlum." Jake kendi kendine hayıflanırken Jungwon söze girdi. Bir yandan da yeni vlogunu editlemekle uğraşıyordu. "Sunghoon'u bilmem ama Ryu başından beri zaten sadece bizi denetlemek için buradaydı. Çılgın planlara hiç dahil olmadı ki."

Jake başını salladı. Arina ise hala Jake'i içinde bulunduğu durumdan çıkaracak çözüm yolları arıyordu. Sunoo, Arina saçlarıyla oynadığı için hafiften mayışırken gülümsedi. "Aaa bak Ari, aklıma ne geldi. Geçen izlediğim K-drama'da da böyle bir sahne vardı. Ama onda oğlan kızın saçlarını örüyordu. Çok tatlı bi çiftler. Bi ara seninle de başlamamız lazım diziye." Arina Sunoo'nun uykulu uykulu konuşmasına sırıtarak eğildi ve alnına bir öpücük bıraktı. "Olur izleri-"

i wanna ruin our friendshipHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin