5

863 81 51
                                    


Korku aradı yüzünde ama bırak korkuyu yapacağına olan inancı bile yoktu sanki. Nasıl bir belaya bulaştığını bir kere daha sorgularken ilaçlar etkisini bir kere daha gösterdi ve küt diye kızın üzerine yığıldı.

Üzerine yığılan adamla şaşkınlığa uğradı. İçeri girdiğinden beri baygın bakan bakışları ve her ne kadar çaktırmamaya çalışsa da tam çıkaramadığı kelimelerle aslında çok iyi olmadığını  belli etmişti. Ama yalan yok. Adam çok güçlü görüşmüştü Seherin gözünde. Yığılıp kalacağını asla tahmin edemezdi.

"İyi misin?".

Kendisinin bile duymakta zorlandığı sesiyle adamı dürttü. Ali'nin milim kımıldamaması ve sanki saniye geçtikçe ağırlaşan bedeni çaresiz bir inilti bırakmasına neden olmuştu.

"Lütfen kalk"

Adam kendine olsa konuşabildiği için takdir ederdi şüphesiz. Onca zamandır zorlamasına rağmen tek kelime  etmeyen kız şimdi konuşuyordu.

"Ağrıyor"

Neresinin ağrıdığını söylemedi. Ali'nin üstüne kapaklanmadı ile bacağı aralarında sıkışmış rahatsız edici bir pozisyonda kalmasına vesile olmuştu. Her ne kadar Seher üstündeki ağır bedene inat kendini çekmeye çalışsa da olmadı. Zaten çokta çabalamadı. Olmayacağını bildiği şeyler için çok çaba harcayan bir yapısı yoktu. Boş yere kendini yoran insanlardan olmamıştı hiç. Bir işe bakardı olurunu kafasında tartardı olacağı varsa yapar yoksa da akışına bırakırdı. Tıpkı şimdi kokusu üzerine  sinmeye başlayan adam gibi.

Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyordu Seher. Zamanının ilk demlerini kurtulmaya çalışarak geçirmişti. Sonraki çeyreği ise düşünerek. Düşünce kısmında neden burda olduğunu bu adamın neden ısrarla aynı soruları sorduğunu düşündü. Bu düşünceler onu bir yere götürmeyince düşünceler yerini üçüncü çeyrekteki keşfetme aşamasına itti.

Seher şimdi üzerindeki kalıplı bedeni inceliyordu. Kumral dalgalı saçlardan gelen erkeksi şampuan kokusu ve boynuna vuran sıcak nefesin bu yaşına kadar yabancısı olduğu tanışmadığı şeylerdi. Daha öncesinde her ne kadar çok detaylı incelemese de adamın düzgün fiziği, yakışıklı yüzü bu pozisyonda onu daha fazla düşündürüyordu.

Son çeyrekte uyanırsa neler olur uyanmazsa neler olurun üzerinde düşündü birazda. Şüphesiz adam uyanınca ona kızacaktı hem cevapsız soruları yüzünden hemde bayılıp kalmasını ona bağlayacağını bildiğinden. Uyanmazsa da aralandığı kurtuluş kapısı başına daha da büyük belalar açabilirdi. Sırf Sadık denen pislikten kurtula bilmek için tanımadığı bu adama el uzatmıştı. Yardım et demişti. Eğer bu adam ona yardımcı olamazsa Seher işte o zaman ne yapardı bilemiyordu. Her şey  daha da kötü olacaktı bunu çok iyi biliyordu. Ona kafayı takan sadık pisliği ne yapar eder onu bulurdu misal. Sonrasında ise cesaret edemediği ne varsa yapardı. Hissediyordu. Bu defa geçen seferki kadar şanslı olmayacaktı.

Sadık'ın üzerine yürüyüp dokunmak istediği o anda bir telefon gelmiş apar topar evi terketmek zorunda kalmışlardı. Elbette giderken Seheri de almak istemişlerdi ama Sadık yolda çatışma çıkması halinde Zahit beyin kızına bir şey olabilir diye adamları kandırarak onu evde bir başına bırakmıştı. Seher o iğrenç adamın planın anlamıştı. O adamlar evden apar topar kaçarken o geri gelecek ve seheri yalnız yakaladığı evde istediğini yapacaktı. Ama Allah yüzüne gülmüştü işte. Bir kere de olsa duaları kabul olmuştu. Neci olduğunu bilmediği bu adam aniden ortaya çıkmış uzattığı yardım elini çok gönüllü olmadığını anlasa da boş çevirmemiş tutarak kendi yaşadığı eve götürmüştü.

GÖNÜL DAVASI !Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin