7

732 81 26
                                    

Ona borçlu olduğu bir özür vardı. Her ne kadar şu anlık şüpheli biri bile olsa ona yaptığı şey kabul edilemezdi. Bunun bilimcinde kızı rahatlatmak isteyerek kucağında kendine doğru yükselterek kulağına fısıldadı.

"Özür dilerim"

*

Ali kucağında huzursuz duran genç kızı dikkatle yatağına bıraktı. Diktiği öldürücü bakışlar ve nefretle alıp verdiği soluklar onun ne kadar sinirli olduğunu belli etse de şu an için umurunda olan bu değildi. Hala genç kızın ağzından onları rahatlatacak bir bilgi çıkmamıştı.

Yatak odasındaki kışlık ince battaniyeyi eliyle iteleyip açık mavi tonlardaki çarşafa bıraktı Seheri. Çarşafın soğukluğu her ikisini de ürperti. Ali kaçamak bir bakışla kızarmış inatçı bakışlara bakınırken Seher hala inatla nefretini haykırıyordu bakışlarıyla. Umduğu bu değildi. Çok başka hayal etmişti her şeyi.


Ona göre bu yabancı onu kurtaracaktı daha beter duruma düşürmeyecekti. Lakin hayat bu ya hiçbir zaman beklenileni vermiyordu insana. Sehere de beklediğini vermemişti. Şimdi hiç tanımadığı bir yabancının yatağında hiç istemediği dokunuşlarına maruz kalmıştı.

Ali mavi renkteki pikeyi örttükten sonradan ekose desenli ince battaniyeyi gelişi güzel örttü üzerine. Karma karışık saçlardan kendinin Ela gözlerini hedef almış bakışlara aynı şekilde ama buna ilave olarak umursamazlığı da ekleyerek karşılık verdi.

"Bakma öyle deli deli. Konuşsaydın bu halde olmazdık"

Ali'nin acımazsın sözleri Seherin yüzünde beklenilen etkiyi yapmaktan çok uzak daha da ifadesizleştirdi. Ali hayretle kala kaldı. Kendinden sonra ifadesiz bakabilen tek canlı bu kız olmalıydı. Evet yeri geliyor üzülüyor nefret ediyordu Ali'den bunu pek tabi gösteriyordu. Ama bir kaç saniyelik duygu görselinin ardından kendini ve duygularını öyle kamufle ediyordu ki Ali ona hayranlık duymadan edemedi.

Kardeşi saydığı adamın gözlerine baksa orda utanç ve üzüntüyü bulabilirdi az önceki sahne için hemde sahnede rol almamasına rağmen. İşte insan oğlu böyle bir yaratıktı. İster figüran olsun ister baş rol oynanan oyunda kendine pay biçmeye bayılıyordu. Fakat bu kız öyle değildi. Bir çok sahnenin baş oyuncusu olmasına rağmen sanki dekoru üstelenmiş gibi adeta oyuna dışardan bakıyor diyalogta olması gereken kişiyi monoloğa mahkum ediyordu.

Şimdi Ali çenesinden tutup onu sarsarak hesap sorsa buna emindi ki neden burda olduğunu sormaktan aciz az önceki dokunuşları için hesap sormayı dahi beceremezdi. Kanını kaynatıyordu bu duygusuyduk. Ona bağırıp çapırdıkça kabuğuna sinmeyen bu kız öfkesini harlıyordu. Ona isteği dışında istemeden de olsa dokunmuş olmasına böyle sessiz kalmasına kin duyuyordu. Patlamalıydı yanağında bir tokat ya da alaycı sözleri karşılığını almalıydı.

"Pekala sağır taklidine devam edeceksin demek. Ama unutma lal olmadığını inlerken kanıtladın. Ya da istersen ben senin kulağına seni baştan çıkaracak kelimeleri fısıldarken inlemelerin odayı doldurduğunda bir kere daha emin olalım? Ne dersin?"

Üstünü örttükten sonra geri çekilmek yerine soğuktan tengi kaçan dudaklarını saçlarının arasında kaybolan kulağının hemen altına dayayarak ince deri üzerinde sürttü dalgınlıklarını.

Ali tanıdığı tanımadığı her kızın huylanacağına kendini geri çekeceğine ve rahatsız olacağına inandığı şeyleri yaparken Seher'den de aynı tepkiyi bekledi. Bekledi. Ve bekledi. Ama saniyeler geçtikçe sinirden nefesi daha da harlandıkça kızın sabit duruşu asıl kuduranın o olmasına neden olmuştu. Hırsla alçak yataktan geriye çekildi.


GÖNÜL DAVASI !Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin